Sabah okumalarımı bitirince, yazı yazmaya oturdum... Mazur görürseniz, yine 'IMF meselesi' merkezli bir yazı olacak... 'Yine mi IMF?' demeyin; çünkü 'sorunlar' var olmaya ve 'çözüme' kavuşturulmamaya devam ettiği sürece, bizim görevimiz 'sorunları' elbette 'çözümleri' ile birlikte hatırlatmak... Biz görevimizi yerine getiriyoruz... Mart ayı başından beri IMF merkezli 12 yazı yazmışım... Konu ASKON toplantısında AK Parti Lideri Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, Saadet Partisi Lideri Numan Kurtulmuş'a verdiği cevap üzerine açıldı ve ilk yazımı (1.3.2010) 'Kusura bakma, IMFci/FAİZciyim!' başlığı altında, son yazımı (14.3.2010) da "IMF'siz yapılacaklar ve mucize!" başlığı altında yazdım... Malum, görüşmelerin sonuna doğru Türkiye yetkilileri IMF ile -şimdilik- stand-by anlaşması yapmayacaklarını ilân ettiler!.. Üşenmedim, o günkü bütün günlük gazetelerin birinci sayfalarına baktım ve konu ile ilgili haber başlıklarını not ettim...
Millî Gazete: Bendenizin 'IMF'nin alternatifi nedir?' başlıklı yazımın (11.3.2010) yanında, ilan sebebiyle tek ekonomi sayfası olmasına rağmen, tam altı IMF haberi ile konuyu önemini vurgulayarak duyurdu... Sabah: 'IMF ile anlaşma ortadan kalktı'... Zaman: Görüşmeler bitti, IMF ile anlaşma yok... Tercüman: IMF'ye güle güle... Türkiye: IMF'ye gerek kalmadı... Yeni Şafak: IMF'ye veda... Star: Yarım asır sonra IMF'ye veda... Güneş: IMF'ye rest... Bugün: IMF ile yeni anlaşma yok... Akşam: Ekonomide normalleşme.. IMF dayatmasına 'EVET' demeyiz... Habertürk: 22 ay sonra IMF anlaşması rafa... Vatan: 'IMF ayakta duramayana gider'... Ortadoğu: IMF ile görüşmelere ara verildi... Vakit: Türkiye-IMF ilişkileri askıda... Taraf: Bahara kadar mola... Milliyet/internetin başlığı bana haberlerin en ilginci gibi geldi: Seçim yakın, IMF uzak... Piyasa analistleri IMF ile stand-by yapılmayacak olmasını "Erken seçim ufukta" diye yorumlarken, Başbakan görüşmelerin 'belediyeler' konusunda tıkandığı mesajını verdi...
Başbakanımızın bu 'belediyeler' meselesini aklınızın bir köşesine not edin, gerekebilir... 'Neden?' derseniz; şimdilik, 'özelleştirme' adı altında sekiz yılda seksen yıllık KİT'lerimizin satıldığını ve sıranın belediyelerin BİT'lerine geldiğini hatırlatırım...
Yazımın başında, bu sabahki okumalarımdan söz açmıştım... Bugün en çok ekonomi yazarımız Necmettin Çakmak arkadaşımın yazısını, özellikle yazı başlığını sevdim: IMF gitti, dertler bitti mi?.. Yazıda vurgulanan meseleler dikkat çekici:
Yani ortada bir yanıltmaca vardır; kandırmaca vardır. Evet, IMF ile sadece bu dönemdeki pazarlık süreci bitmiştir... Türkiye, bugün için IMF ile stand-by anlaşması yapmayacaktır ama IMF programının dikte ettiği bütün talepleri Orta Vadeli Program (OVP) çerçevesinde yerine getirecektir... Özü itibariyle IMF'nin stand-by anlaşmalarından farklı olmayan OVP ve Mali Kural, AB'nin neo-liberal politikalar çerçevesinde hazırlanmıştır. Dolayısıyla ekonomi yönetiminin IMF'nin mi yoksa AB'nin mi ya da OECD'nin güdümünde yürüdüğünün fazla bir önemi yoktur...
Necmettin Çakmak (okumadıysanız, dikkatlice okumanızı tavsiye edeceğim) yazısını şöyle sonlandırmış: Sonuçta yeterli tepki gösterilmediği sürece kapitalizmin hangi kurumu üzerinden gelirse gelsin işsizlik, yoksulluk ve sömürü giderek derinleşecektir. Bir vesayet/manda kurumu olan IMF'nin boyunduruğundan ülkemiz asla kurtulamayacaktır...
Vahşi/vampir kapitalizm... IMF başta olmak üzere kapitalizm kurumlarının boyunduruğu... İŞSİZLİK, yoksulluk, iç ve dış BORÇLAR , sömürü, 'millî' olmayan MEDYA, 'âdil' olmayan YARGI, yeni ANAYASA... Ve daha nice 'çözüm' bekleyen 'sorunlar, sorunlar, sorunlar'... Bu köşede hep bu 'sorunları' gündeme getiriyor, ardından sabır ve sebatla 'çözümleri' bilebildiğim kadarıyla yazmaya gayret ediyorum...
'Ekonomik ve sosyal sorunların çözümleri' bundan sonraki yazımın konusudur.