Bundan önceki kısa yazımızda kısaca ne dedik? 'Ekonomik sitem çöktü; alternatifi biliyorsunuz: Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen.' Ancak, bu alternatifi bilmenin bir de bedeli var: 'Adil Düzen'i öğrenmek, anlamak, kavramak ve örnek olarak uygulamak.
Özellikle 'örnek olarak uygulamak' dediğimizde ne anlamalıyız?
Demem odur ki; halk anlatılandan ziyade gözüyle gördüğüne inanır. Öyleyse, alternatif örnek uygulamalar bir an önce başlamalı. Dün ve bugün asıl anlatmak istediğim ve ana mesajım budur, gerisi teferruat; ama biz bazı gerçeklerin iyi anlaşılması için yine de 'teşhis' anlamında 'teferruat' üzerinde durmaya devam edelim...
Yaşadığımız global kriz, ekonomik modellerin, özellikle de ekonometrik modellemelerin neredeyse tamamen değerini yitirdiğini gösteriyor.
-Dünyadaki her ülkenin bir Merkez Bankası var. En gelişmiş ülkelerdekiler dahil tüm Merkez Bankaları bu krizde hata yaptı. Neredeyse hepsi krizi öngöremedi ve krizi önlemeye yönelik tedbirler alamadı. Uluslararası ekonomiyi yönlendirmeye soyunan IMF sınıfta kaldı. En övündükleri ülke olan Türkiye'de bile, önce Merkez Bankası politikalarını tenkit edip; daha sonra da tenkit ettikleri politikaları Merkez Bankası'na önermek zorunda kaldılar.
-Yanlış politikalar uygulayan yalnız Merkez Bankaları ve IMF gibi uluslararası kuruluşlar değil. Artık geleneksel ekonomi teorileri ve ekonometrik modeller ülke büyümelerindeki devamlılığı, krizlerin önlenmesi için neler yapılacağını, piyasaların hangi yönde hareket edeceğini açıklayamıyor. Kısacası, ekonomi teorileri, ekonomilerin nasıl çalıştığını izah etmekten uzak kalmış durumda.
-Ekonomi politikalarının, ülkelerin büyümeleri, işsizliğin yok olması, insanlara daha iyi olanaklar sağlanması, özetle insanların mutlu olması için uğraşması gerekir.
Oysa, günümüzün ekonomi politika ve programları, "enflasyon hedeflemesi", "mâli kural" konulması, "kur hedeflemesi", "sıkı para politikası" gibi cilalı ve göstermelik tedbirler alınmasıyla uğraşıyor. Ekonomi bilimi! ve ekonomistler, maalesef kredi darboğazların nasıl aşılacağı ve günümüzün en şeffaf kurumları olan Merkez Bankalarının nasıl olup da yanlış istikametlere yönelebildikleri konularını incelemiyor. "Stres raporları" gibi göstermelik raporlamalarla sistemler kurtarılmaya çalışılıyor. Devletler hiç bir zaman kendilerini reel sektörün yerine koyamıyor...
Yazının 'ekonomik sistem topallıyor' başlığı dahil, benim 'teferruat' dediğim yukarıdaki 'teşhis ve tesbitler', ülkemizdeki önemli bir eski bürokrat (eski İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Başkanı, eski TC Merkez Bankası Başkanı, eski Milletvekili ve Devlet Bakanı) ve iki önemli gazetemizde yazdıktan sonra şimdi üçüncü gazetede yazan ekonomi yazarına ait. Tesbit ve teşhis de önemlidir, çünkü 'teşhis' olmadan 'tedavi' yani en başta anlattığım 'Adil Düzen ve Adil Ekonomik Düzen' olmaz. İsmini şimdilik 'sürpriz' olsun diye sakladığım eski bürokrat, siyaset adamı ve ekonomi yazarının çok önemsediğim teşhis ve tesbitleri bitmedi,
devam edecek...