2022 yılı sona erdi. Pandemi süresince hükümetlerin hayatın normal akışına ve mevcut ekonomik şartlara uymayan şekilde karşılıksız veya çok düşük faizlerle hem şahıslara hem de şirketlere dağıttığı paraların oluşturduğu “laylaylom” ortam, 2022 Mart ayından itibaren dağılmaya başladı. Fed’in çok hızlı bir şekilde yükselttiği faiz oranları ekonomiyi daraltmaya ve yatırım araçlarını teker teker negatife götürmeye başladı.
İlk kurban kripto para oldu. En istikrarsız yatırım araçları arasında kesinlikle ilk sırayı alan kripto para piyasasının amiral gemisi Bitcoin 2022 yılında %64 değer kaybetti. Üst üste batan kripto paralar ve iflas eden aracı kurumlar da işin tuzu biberi oldu.
İkinci kurban ise Amerikan Borsaları oldu. 2021 yılında %24 artan S&P 500 Borsa Endeksi 2022 yılında %19 değer kaybetti. S&P 500 biliyorsunuz bir endeks; yani 500 küsür dev şirketin oluşturduğu sepetin ortalaması. Bu sepetin içerisinde bulunan ve 2022 yılında korkunç değer kaybeden dev şirketler var. Örneğin Facebook %64, Amazon %50 ve Microsoft %29 kaybetti.
Üçüncü kurban ise emlak piyasası olma yolunda. Mortgage faiz oranlarının iki katından fazla yükselmesiyle birlikte piyasada yaprak kıpırdamıyor. Faizler yükseldiği için insanların satın alabilirlik tutarı 2022 başına nazaran yaklaşık %40 oranında azaldı. ABD’de 2013 yılında ortalama ev fiyatı 250 bin Dolardı. Bu rakam 2020 yılında normal artışlarla 325 bin Dolara çıktı. 2022 yılı Temmuz ayı itibariyle ortalama ev fiyatı 480 bin Dolara çıktı. Yani 7 senede %30 artan ev fiyatları son 2 sene içerisinde %48 arttı. Bunun normal olmadığını herkes biliyor çünkü ABD’de yıllık ortalama emlak fiyat artışı %3 ile %6 arasındadır. Nitekim son 5 ay içerisinde yaşadığım eyalet Florida’daki ev değerlerinde %5 düşme var. Ama fiyatlar hala 2021 fiyatlarının %10 üzerinde.
Dördüncü kurbanın ise istihdam olması bekleniyor. Pandemi süresince dağıtılan karşılıksız veya çok düşük faizli krediler nedeniyle herkes ihtiyacı olsun olmasın bişeyler aldı. Özellikle teknolojik ürün üreticileri ve sosyal medya firmaları aşırı talebi karşılama adına çok sayıda yeni eleman aldılar. İşte son zamanlarda toplu işten çıkarmalar yapan firmalar işte bunlar oldu. Diğer yandan restoran ve turizm sektörleri eleman bulmakta hala zorlanıyor. İşte bu karışık durum işsizlik rakamlarına henüz yansımadı.
Diyeceksiniz ki bunlar eski haber. Bize 2023 yılını anlat. İşte size 2023 yılına dair ekonomik beklentilerin yukarıdaki sıralamayla bir özeti.
Kripto Para: Güven yerlerde. Batan kripto para birimleri ve üst üste iflas eden aracı şirketler yüzünden kurumsal yatırımcılar, yani bu piyasaya en çok para koyanlar, birer birer çıkıyorlar. Geriye sizin ve benim gibi küçük paralarla eskisi gibi 1 koyup 5 almak isteyen spekülatif küçük yatırımcılar kalacak gibi. Yeniden itimat tesis edilene dek kripto piyasası bu şekilde kalacak ve bu durum 2023 yılında da sürecek gibi görünüyor.
Borsa: Daha dibi görmedi. Fed faiz yükseltme politikasına devam ettiği sürece hisse senetlerinin artması zor. Şu anda Amerikan Devlet Tahvilleri %5’e yakın faiz veriyor. Yani yatırımcılar için suya sabuna dokunmadan ve sıfır riskle alabilecekleri bir kazanç opsiyonu varken borsada spekülasyon yapıp kaybetme ihtimalini göze almak istemiyorlar. “Nakitte kalırım, Fed faiz yükseltirken artan tahvil faizi oranlarından istifade ederim, Fed faiz oranlarını tekrar düşürmeye başlayınca tahvilleri satar ve tekrar borsaya yatırırım” diyen yatırımcılar var. Eğer Fed faiz oralanlarını çok fazla yükseltirse enflasyon düşecek ama talep azalacağı için şirketler zarar açıklayacak ve işsizlik artacak. Bu durumda kim hisse senedi alır! Piyasaları zamanlamak elbetteki tavsiye edilen bir şey değil ve yanılmak fazlasıyla mümkün ama 2023’ün üçüncü veya dördüncü çeyreğinden önce Fed’in faiz düşürmesi beklenmiyor çünkü henüz ne enflasyon istenilen seviyelerde, ne ev fiyatları “alınabilir” seviyelere düştü, ne işsizlik alarm veren oranlarda, ne de firmalar negatif kar açıklıyor.
Emlak: Ev satın alma güven endeksi yerlerde. Yani insanların büyük ekseriyeti ev satın almak için doğru bir zaman olmadığını düşünüyor. Satın almak istese de artan mortgage faizi oranları sebebiyle istediği miktarda kredi alması imkansızlaştı. Bankalar da kredi vermekte tedirgin. Ev fiyatlarının çok yükseldiğini ve kredi verecekleri kişilerin geri ödemede zorluklar yaşayabileceklerini düşündükleri için kredi verme işini yavaşlattılar. Eskiden 30 ile 45 gün arasında biten kredi verme ve kontrat işlemleri artık 90 günü geçiyor. Bankalar tekrar tekrar belge istiyor, hala çalışıp çalışmadığını teyit ediyor ve sanki kredi vermemek için ellerinden geleni yapıyorlar. İşbu sebeplerle emlak fiyatlarının 2023 yılında %15 ile %20 arasında düşmesi ve 2021 yılı seviyelerine inmesi bekleniyor.
İstihdam: Fed’in faizleri arttırırken en büyük endişesi işsizliğin aşırı artması. İşsizliğin şu an bulunduğu %3.5 gibi müthiş düşük bir seviyeden %5’lere çıkmasında bir mahzur görmüyorlar ve hatta istiyorlar enflasyonu düşürmek adına. Lakin istihdam yaratacak yatırım yerine garanti ve risksiz olan devlet tahvillerine akan paranın ekonomiyi daraltması, talebi baskılaması ve piyasaları yavaşlatması mukadder görünüyor. Örnek vereyim. İnşaat sektöründe 12 milyon Amerikalı çalışıyor. Yavaşlayan emlak piyasası ile daralan inşaat sektöründe çalışanların %20’si işini kaybetse 2.4 milyon işsiz eder. Bu da genel işsizlik oranının %1.5 artması demek. İnşaat ve diğer sektörlerdeki yavaşlama ile birlikte 2023 yılının sonuna dek işsizlik oranının ABD’de %6.5’i geçmesi bekleniyor.
Kripto paraya olan güvensizlik, emlak piyasasında ki yavaşlama, düşen ev fiyatları artan işsizlik, daralan ekonomi (resesyon), ve devam etmekte olan savaş derken 2023 yılının pek de iç açıcı bir sene olacağını söylemek hayalcilik olur. Ve sadece ABD’de değil, Türkiye dahil tüm dünyada benzer sıkıntılar yaşanacağını düşünüyorum.
Bu süreçte daha önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi çok riskli yatırımlardan, lüksten ve israftan uzak durmalı ve tasarruf etmeliyiz. Çıkabilecek fırsatlardan istifade etmek için de kenarda köşede naktimiz veya hemen nakte çevirebilecek varlıklarımız olmalı.