Değerli dostlar, bugünkü yazımda sizlerle eğitim alanında Türkiye’de neler yapılıyor ve neler yapılmalıyı paylaşacağım. Özellikle Türkiye’de tam oturmamış bir eğitim politikası var. Son zamanlarda bu düzeltilmeye çalışılıyor. Maalesef geçmişte millilikten uzak gençlerimizi kendi tarihine ve kültürüne yabancılaştıran birçok deneme yapılmıştır.
Eğitimde olması gerekenlerin başında gençlere öncelikle iyi bir tarih bilinci verilmelidir. Bununla 'benim ülkem' der genç kardeşler yaşadıkları vatana. İkinci olarak din, kültür, edebiyat, sanat ve sporla ruh ile bedende olgunlaşma olur yani eğitilme tamamlanır. Üçüncü olarak matematik Fen bilimleri verilerek dünyayla yarışan nesil yetiştirmek amaçlanır. Son aşamada özellikle üniversite okuyan ya da mezun gençlerin dünyadaki bilgi ve tecrübeleri hızlıca kendi ülkelerine transferidir.
Dostlar, dünyada birçok bağımsız kuruluşun yaptığı araştırmalarda genelde eğitimde en başta gelen ülkeler olarak iki ülke dikkati çekiyor. Biri Güney Kore diğeri Finlandiya’dır. Ve bunu gelişmişliklerinde de görüyoruz. Örneğin Güney Kore şu an dünyanın en büyük firmalarından birçoğuna sahip bunlar elektronik otomotiv vs. düşünün ki bu devlet 1948 kuzeyden ayrılmış büyük savaşlar sonucu 1953'lerde tabiri caizse sıfırdan kurulmaya başlamıştır. Ama eğitime yatırım 60 yılda dünyanın en güçlü ekonomileri arasına sokmuştur Kore’yi. Yine Finlandiya küçük ülke olmasına rağmen Avrupa’da en iyi ekonomiye sahip ülkelerden biridir.
Eğitim ne kadar kaliteli olursa ülke geleceği de o kadar iyi şekillenir. Koreli arkadaşlarım olmuştu. Üniversite mezunlarının çoğunu dünyanın gelişmiş büyük ülkelerine üç dört aylığına staj eğitimine gönderdiklerini söylüyorlardı. Amaç oradaki bilgi ve tecrübe paylaşımını ülkeye taşıma. Yine birçok ülkeye yüksek lisans ve doktoraya öğrenci gönderiyorlarmış.
Benim milli eğitim bakanlığımıza şu önerim olacak. Öncelikle gençleri çağın ilerisine taşıyacak şekilde donanımla yetiştirmeliyiz. işte bunun için önce şunu yapmalıyız, yaklaşık 20 tane iyi seçilmiş bürokratı ama eğitimin içinde sadece bilgi olarak değil sahaya inmiş eğitimi bilen bürokratı seçip ikişerli grup halinde dünyanın eğitimde en iyi olan 10 ülkesine gönderip bir yıl ya da iki yıl yüksek lisans yaptırıp oradaki eğitim alanındaki tecrübe ve birikmiş bilgiyi transfer edebilir. Ve dönen bu bürokratlar bakanlıkta danışman olarak istihdam ettirilerek yine arada bir yurt dışına gönderilmek süratiyle dışarıdaki yeni bilgi yeni tecrübeye vakıf oluna bilinir. Ve kendimizde olan tecrübe bilgide kullanılarak müthiş bir sinerji yakalanır. İnanın her ülkede çok farklı ama faydalı olunabilecek şeyler mutlaka vardır. Neticede bilgi Müslümanın yetik malıdır nerde bulsa almalı.
Hikayename
Bugünkü hikâye tinerci ve insani olma. Dostlar, bir arkadaşım anlatıyordu. Sınavına yetişmek üzere metroya binmiş İstanbul’daki dostlar bilir, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler yerleşkesi Bahçelievler'de... Metrodan inince hemen hızlıca yürüyormuş önündeki adam tinerci genç bir çocuğumuzla konuşuyormuş. Çocuk adamdan bozuk para istemiş adamda küfürlü cevap verince tabi çocuk cebinden maket bıçağını çıkarıp arkasından kovalamış. Adam kaçmış çocuk uyuşmuş vaziyette olunca koşamamış fazla ardından. Tabi bizimkisi hemen arkada olunca çocuk buna dönmüş abi bozuk var mı demez mi? Bizimkisi birazda korkudan olacak bozuk param yok ama olsa senin gibi bir delikanlıdan parayı esirger miydim hiç demiş tebessümle. Ben de öğrenciyim demiş. O an uyuşmuş o gençten ibretlik bir cevap çıkmış, abi demiş böyle kibar ol canımı ye deminki abi bizi insan yerine koymadı sadece para istedik küfür etti, demiş. Arkadaşın neredeyse elini öpüyormuş.
Kısaca dostlar, Size işi düşen ya da aman dilemeye gelen biri düşmanınız bile olsa ona kötü davranıp kaba olmayın yardımcı olmasanız bile tevazu ve güler yüzle muamele edin çünkü Rabbim onu ihtiyaç sahibi yaparak imtihan ederken sizi kibrinizle dener
SELAM VE DUAYLA