Giyimiyle kuşamıyla, konuşmasıyla O tam bir İstanbul beyefendisi idi. Mevsimin durumuna göre giyinir yaz mevsiminde açık renkleri tercih eder kemer ve ayakkabı uyumuna azami dikkat ederdi. Ceketinde her zaman umumi kombinasyonuna muvafık olarak oldukça zarif ve şık bir mendili olur, kravat takmadığı zamanlarda yer yer fular takar, fuları da yine ceket ve gömleği ile uyum arzederdi.
30 yıllık arkadaşı olan bisikletini evin banyosunda temizler ve parlatırdı. Ayakkabılarının bağcıklarını ütülerdi. 70 yaşını mütecaviz olmasına rağmen tertemizdi. Eski Türk filmlerinde pis gömlek yakalı mülevves bir görüntüde ekranlarda yer alan yıllarca insanımızın dimağlarında olumsuz izler bırakan imam tiplemesine inat O, temiz ve bakımlı olmayı kendine yaşam biçimi olarak seçmiş örnek bir din adamıydı. Edirne Selimiye Camii denince ilk akla gelen isim O idi. Evet Sinan’ın o muhteşem eseri Selimiye Camiinde yıllarca imamlık ve müezzinlik yapmış bu değerli hocamızın adı Nadi ERSOY.
Ona Balkanların Efsane Müezzini/İmamı diyorlar. Haksız da değiller hani. Şimdilerde hocamız mütekaidundan yani emeklilerden… Fakat Sinan’ın şaheseri olan Selimiye Camiini Onun kadar güzel anlatan, Onun kadar yaşayarak tanıtan bir ikinci şahıs Edirne’de yok. Osmanlıca terkipleriyle ve tiyatral yeteği ile nev-i şahsına münhasır kişiliği ile bilgisini harmanlayıp yerli yabancı turistlere nâmutenâhi camii “Selimiye”yi fahri olarak tanıtmaya devam ediyor. Öyle ki Edirne’ye gelen tüm misafirler Nadi Hocayı tanıyorlar ve kendisinin bu müstesna rehberliğini hatıralarında taptaze tutuyorlar ve “Edirne’ye keşke bir kez daha gitsek de şu sevimli ihtiyarın (Nadi Hoca) o nefis anlatımıyla Selimiye’yi ziyaret etsek” diyorlar.
Nadi Ersoy, yıllarca bir kuruş almadan Selimiye’ye ve Edirne’ye olan aşkından dolayı fahri olarak Selimiye rehberliğine devam ediyor. Birçok devlet büyüğüne sanatçılara sporculara, yazarlara, gazetecilere vb. Camiyi anlatmış ve iltifatlar görmüş bir din adamımız. Ayrntılı okumak isteyen şu linkten okuyabilir. http://www.dinihaberler.com/balkanlarin-muezzini-nadi-ersoy-14211.html
Bu yazımda ben Nadi Hoca’ya yapılan vefasızlığa dikkat çekeceğim. Yakın bir tarihte Nadi Hoca’nın Selimiye’de yaptığı fahri tanıtımları engellemeye çalışan biri ya da birileri zuhur etmiş. Hocayı Camiden uzaklaştırmak isteyenler, yıllarca yaptığı hizmeti yok sayarak yaşına başına hürmet etmeyerek Onu incitenler olmuş. 1 lira ücret talep etmeden böyle güzel bir hizmeti yapan Selim Han’ın ve Koca Sinan’ın manevi olarak hoşnutluğunu kazanan bu şahsa reaksiyon gösterenler ya maddi endişeleri vardır ya da kalbini hased ve nefretten arıtamama durumları mevzu bahistir diye düşünmekteyim.
Bu noktada Edirne Valisinden Edirne Müftüsünden ve Edirne İl Kültür Müdürlüğünden Nadi Hocaya sahip çıkılmasını istirham ediyorum. Camide okuduğu gülbankları ile yaptığı müstesna nefâsetteki Selimiye sunumlarıyla, 75 yaşına rağmen pırıl pırıl giysileri ve imrenilesi görünüşü ile, çelebi şahsiyeti ve büyük küçük herkese “Efendim” diyerek hitap eden numune-i imtisal hal ve edasıyla yüz binlerce insanımızın kalbinde taht kurmuş bu kültür elçisinin heykelini hemen Sinan heykelinin yanına bir yere dikilmesi lazım bana göre…Sayın valimiz ve Kültür Müdürlüğü Nadi Hocamıza ölünceye kadar fahri Selimiye Rehberi Belgesi/kartı vermeli ve kimse de bu güzel insana saygısızlık ve vefasızlık yapmamalı…Eğer tersi olursa bilin ki iki ihtiyarın bedduası hep yamacınızda olacak…
Sinan’ın ve Sinan ve Selimiye aşığı Nadi Hoca’nın…
Değerli Hocamıza sağlık afiyet ve yaşama sevinci, Büyük atamız Koca Mimar’a da rahmetler diliyorum.
Adnan Zeki Bıyık-Kırklareli Müftü Yardımcısı