Baykal,
Cumhuriyet halk partisi genel başkanlığından ayrılmak zorunda bırakıldı.
Koltuk meraklısı değilim, ben gidiyorum deyip çekip gitti.
Baykal zannetti ki, parti teşkilatları arkasından koşacak, dönmesi için yalvaracak!
Hele hele yakın çalışma arkadaşları: “böyle bir sebeple seni harcamalarına izin vermeyiz” diye etrafında kenetlenecek.
Ancak öyle olmadı.
Baykal’ın üzerine basarak Kılıçdaroğlu’nun saflarına koştular.
Dillerinde gençlik marşı:
“Dağ başını duman almış
Gümüş dere durmaz akar
Güneş ufuktan şimdi doğar
Yürüyelim arkadaşlar”
“Sesimizi yer, gök, su “Deniz” dinlesin
Sert adımlarla her yer inlesin”
Doğrusu bu kadarını Baykal şöyle dursun, ben dahi beklemezdim.
Bu zor durumda, partisinin kendisini yalnız bırakması, nispet yapar gibi Kılıçdaroğlu’na destek verme yarışına girmeleri Baykal’ı kahretmiştir.
Bir defa daha şahit olduk ki, koltukta kim varsa insanlar onun etrafında toplanıyormuş!
Arkadaş, dost, yoldaş…
Siyaset dünyasında hikâyeymiş.
Aldatmacaymış!
“Kral öldü yaşasın yeni kral”
Olay çoktan bitmiş!
CHP Baykal’ı terk etti!!!!!!
Yazgısına küsmesin de ne yapsın Deniz Baykal?