Güzel vatanımız, 15 Temmuz işgal girişimi ile maddi manevi büyük zararlara uğradı. Aziz milletimiz etkisi yıllarca sürecek bir sarsıntı yaşadı. Milletimiz, daha düne kadar Allahtan, Peygamberden, dinden, imandan, vatandan, hoşgörüden, sevgiden, muhabbetten, cennetten, cehennemden, tüm dünya ile diyalogdan, karıncayı bile incitmemekten bahseden insanların, ellerinde silahlarla, millete ait tanklarla, helikopter ve F-16’ larla, TBMM binasını, Özel Kuvvetler binasını, Emniyet Müdürlüğü binasını vurduklarını gördü. Sadece binalar mı? Hayır! Ellerinde Al renkli, ay yıldızlı Türk Bayrağı, dillerinde “Ya Allah Bismillah Alllahü Ekber ” sloganı olan ve bunlardan başka da bir şeyleri olmayan insanların, kendilerine silah doğrultan bu rütbeli cuntacılara ; “Evladım sen bizim askerimizsin, elindeki silah sana düşmana ateşlemen için verildi, ben senin baban yaşındayım, ben senin annen sayılırım, ordu kışlaya …” demelerine aldırmadan bu milletin evlatları şehit edildi, gazi yapıldı… Bu sebepledir ki bu yaşananların etkisi çok sürer. Millet hafızası bu yaşananları zor unutur.
Bunlar 15 Temmuz İşgal girişiminin olumsuzluklarından bazıları. Bu uğursuz kalkışmadan milletçe pek büyük zararlar gördük. Bu kesin. Lakin “olan da hayır vardır! Mevla görelim netler neylerse güzel eyler! Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır!…” düsturları gereği bu uğursuz girişimden de millet olarak önemli ve büyük kazançlar elde etttik. Bu kazançların başında, bazılarının yok olup gittiğini sandığı cihat ruhu, Allah için, millet için, devlet için,vatan için, bayrak için seve seve canını verebilme şuuru ile zor zamanda tüm farklılıkları bir yana koyarak bir olabilme, düşmana karşı tek yumruk olabilme hasleti gelir.
Milletimizin başardığı bu büyük püskürtme harekatı, darbeye karşı direnme gücü, bütün dünyayı kendisine hayran bıraktı. Tanktan, toptan, mermiden, helikopterden, f-16 dan yılmayan kahramanların görüntüleri tüm dünyayı şoka uğrattı. Batılı ve doğulu efendiler yaşadıkları şokun etkisinden henüz çıkmadıkları için şimdilerde bu yaşananları ya görmemezlikten geliyorlar ya da bu kahramanlıkları kamuoylarından gizlemeye çalışıyorlar. Bazı devlerde bu onurlu eylemi örtmek için,tam ters bir davranış sergileyerek, gerçekleri saptırarak cuntacılara sahip çıkma yoluna gidiyorlar. Ortada ayan beyan gerçekler dururken işi tam ters gösterip, başkumandan Erdoğan’a ve hükümete çatma yolunu tercih ediyorlar. Lakin ne yapsalar boş! Çünkü hakimler Hakimi var. Batılı zalimlerin, garplı yalancıların şaşkınlıkları o derece ileri ki, asırlardır savundukları "demokrasi", "insan hakları", "sivil idare", "halkın yönetimi"…Gibi temel değerleri ters düz etmekten geri kalmıyorlar. Lakin hakikat ortada, güneş balçıkla sıvanamaz gerçek bir gün mutlaka ortaya çıkar.
Harp Meydanlarının En Etkili Silahı
Bu meşum girişim bize bir de şu hakikati gösterdi; savaş meydanlarının en etkili silahı, tarihte olduğu gibi, bu gün de, hala “İnancı uğruna, inandığı değerler adına ölümü göze alan, ölümden korkmayan, şehadeti isteyen” mümin kişidir. İnsanlık henüz bu silahtan daha üstün bir silah icat edememiştir. İnancım o dur ki kıyamete kadarda icat edemeyecektir. Bu hadisede tüm dünya, kaybolduğunu sandığı bu en etkili silahın Türkiye’de olduğunu gözleriyle gördü. Bu sebepledir ki bundan sonra yabancı ülkeler bu en etkili ve emsalsiz silahı elde etmek için Türkiye’ye çok sık başvuracaklardır. Türkiye’nin en yeni,en emsalsiz ve en pahalı ihraç ürünü bu silah olacaktır. Darbelerle başı dertte olan devletler, basit bir terör eylemi ile korkak tavuklar gibi evlerine tüneyen vatandaşlara sahip yönetimler, bu hastalıkların çaresinin Türkiye’de, Türk Milletinin fertlerinde olduğunu gördü. Bu sebeple, birçok ülke Türkiye’ye başvurarak, Türkleri korkusuz yapan, cesur hale getiren şeyin (ruhun, bilincin, genin…) aşısını almak, onu ithal etmek için sıraya gireceklerdir. Ülkesindeki aymazlıklarla baş etmek isteyen her ülke,vatandaşlarına düşmana karşı savaşma gücünü ve cesareti kazandırmak isteyen her devlet, ya yasal yollardan Türkiye’ye başvurarak bu etkili silahın sırlarını, formülünü isteyecekler ya da casusluk yolu ile bu bilgileri elde etmeye çalışacaklardır.
Bu pahalı ve emsalsiz silahımız, bu eşi ve menendi olmayan pusatımız, sadece milletimize, sadece ümmetimize, değil tüm dünyaya hayırlı olsun!