DÜNYA ÜÇ GÜNLÜK AMA, DÜSTURSUZ OLMUYOR

A.Kerim KARAAĞAÇ

DÜNYA ÜÇ GÜNLÜK AMA, DÜSTURSUZ OLMUYOR

1. Çok çalışın!

Meşhur alimlerden biri, insanın maddî manevî her konuda başarılı olmasını çalışmaya bağlar ve şöyle derdi:

Suyu düşünmek, susuzluğu gidermez. Odunu düşünmek, insanı ısıtmaz. Bu misaller gibi, insanın bir şeyi sadece düşünmesi ve istemesi de, insanı hedefine ulaştırmaz. Başarı için, çok gayret, çok çalışmak ve uyulması gerekli tüm şartlara riayet etmek lâzımdır.

— Gençleri çeşitli sınıflara ayırabiliriz. Vazifelerini yapanlar vardır. Vazifelerini yaptıklarını iddia edenler vardır. Üçüncü bir grup daha vardır ki, onlar vazifelerini yaptıktan sonra, biraz daha fazlasını yapmak için çalışırlar. Hayatta büyük başarı elde edenler, işte bu gruptaki gençlerdir. Sadece kendine verilen görevi yapmak, çalışkanlık değildir. Çalışkanlık, insanın çalışma potansiyelini tam kullanmasıdır. Televizyon karşısında pinekleyerek çalışkan olunmaz.

2. Cesaretli olun, yenilgi ve zorlukların üzerine gidin!

Yenilgi, hiçbir zaman bizleri pes ettirememeli, tam aksine enerjimizi bir kat daha artırmalı. Borçlarını ödeyemez duruma geldiğinde bile, hayal kırıklığına düşmeyip; geceli gündüzlü çalışarak, bir gayret içinde bu açıkları kapatıp, borç verecek duruma gelmektir.

Seni tanıyanlar aralarında seni konuşuyorlarsa eğer;

-- “O, her şeyi cesaretle karşılamış ve hiç kimsenin yardımına gerek duymadan on kişinin yapacağı işi, tek başına yapmayı başarmıştır” demeliler.

Size hayretle bakanlar; “Bulunduğunuz yere nasıl bir yolla gittiniz, oraya ulaştıracak uygun yolu bize de tarif eder misiniz? Biz de senin yanına gelmek ve sana katılmak istiyoruz.” diyeceklerdir.

Sizin de cevabınız;

— Eğer buraya gayrimeşru yollarla gelecekseniz ben istemiyorum. Benim, meşru yollarla buraya gelmek isteyenlere ihtiyacım var. Yolu olan yere herkes gider. Hüner, yolu olmayan yere meşru yollar bularak varmayı başarmaktır. Görülüyor ki, bu türlü azimli bir insan olmak çaba istiyor, gayret istiyor.

3. Çevrenizde olup biten her şeye dikkat edin ve iyi bir gözlemci olun!

İnsanlar arasındaki en önemli farklardan birisi, dikkattir. Gözleri önünde asılı duran bir ağırlığın, ölçülü bir hareketle gidip geldiğini birçok insan görür, ama bu gerçeğin önemini ilk anlayan siz olun.

Kimya hocası, kötü kokulu bir sıvıyı masanın üzerine koyarak öğrencilerine:

— Gözlem melekelerinizi iyi kullanmıyorsunuz, dedi. Ve bir parmağını sıvının içine sokarak ağzına götürdü. Öğrencilerinden de aynı şeyi yapmalarını istedi. Öğrenciler, ister istemez parmaklarını sıvıya batırdılar, ağızlarına götürdükleri zaman da yüzlerini ekşittiler. Öğretmen, öğrencilerini tekrar:

— Bir daha söylüyorum: Gözlem melekelerinizi iyi kullanmıyorsunuz. Eğer dikkatli bakmış olsa idiniz, ağzıma götürdüğüm parmağın sıvıya batırdığım parmak olmadığını fark ederdiniz.

Bakmak ile görmek arasındaki farkı ne zaman anlayacağız?

4. Yapılması gereken işleri savsaklamayın!

Hayatta büyük başarıların elde edilmesinde tesadüfün ve şansın çok az payı vardır. Bazen atılganlık, istenen sonucu alabilirse de, en güvenli başarı yolu; çalışma ve sabır yoludur. Başarılı insanlar, ayrıntılardan nefret edenler değil, o ayrıntılar üzerinde dikkatle çalışanlardır.

Hz. Ömer (R.a.) başarısının sırrını şöyle açıklar:

— Yaptığın her işi, en iyi şekilde yapmaya gayret et!

Bir Sahabe ona; “Ya Ömer, idareniz altındaki bu kadar iklimin, farklı insanları arasındaki bu güzel adaleti nasıl temin ettiniz.” Diye sorduğunda,  Hz. Ömer (R.a.)  şu cevabı vermiştir:

“ Çünkü, ben yapılması gereken hiçbir şeyi ihmal etmemeye çalıştım.”  Ama günümüzde, doğrular kimin umurunda? Bir tane yanlış yap, bak hemen nasıl fark ediliyorsunuz…! Günümüz gençliği kendini eğlenceye vermiş, ibadeti ise yaşlılığa bırakmış.

5. İmkansız kelimesini unutun!

Bir şeyi yapmayı aklına koyan insan, verdiği bu kararla engelleri aşarak hedefine ulaşır. Hz. Ali (r.a.) “imkânsız” kelimesini sanki literatürden, lügatlerden sildi.

Onun, en sevmediği kelimeler şunlardı:

— Bilmiyorum.. Yapamam.. Mümkün değil…

Israrla şunu söylerdi:

— Öğrenin! Yapın! Tecrübe edin!

Söz vermek önemli fakat, sözünü tutmaktır asıl olan.

6. Boş konuşmayın!

Hz. Ali (r.a.); “Düşünmeden konuşmanın cezası, konuştuktan sonra düşünmeye mahkum olmaktır” buyuruyor. 

Gün içinde yaptığımız konuşmaları bir düşünelim, lüzum konuşmalar, işler için harcadığımız zamanı bir şeyler öğrenmek için harcarsak neler başarabiliriz?

7. Bazı başarıların sadece bilgiye değil, kabiliyete de bağlı olduğunu unutmayın!

Kabiliyetlerimizi dikkate alamadan yaptığımız çalışmalar, akıntıya karşı kürek çekmektir.

Aslında herkes dahidir. Ama siz kalkıp bir balığı, ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, bu da aptallık olur.

8. Ne kadar yetenekli olursanız olun, kendinizi geliştirmeye ve kapasitenizin üstüne çıkmaya çalışın!

“Diğer insanlar bir yarışta yeteneklerinin yüzde 100′ünü kullansalar bile, ben yüzde 150′sini kullanmalıyım.” Demelisiniz. İnsan, kabiliyetlerini tam kapasite kullanmakla yetinmemeli; kendi kendini aşmaya zorlamalıdır. Çünkü kalıcı başarılar, ölümsüz eserler, hep kendini aşabilen yüksek performans gösterenlerin ürünleridir.

9. Her şey mükemmel olsa bile, bazı işlerin asla aceleye gelmeyeceğini sakın aklınızdan çıkarmayın, sabretmeyi öğrenin!

İkinci dünya Savaşı’nın ilk yıllarında, Amerika seferberlik dairesi müdürü Elmer Knudsen, işlerin gerektiği gibi hızlı yürümediğini söyleyerek, kendisini tenkid edenlere şu cevabı vermişti;

“Unutmayınız ki Türkiyede, dünyanın en iyi hastaneleri, en iyi anestezi uzmanları, en iyi çocuk doğum doktorları ve en iyi hastane personeli bulunsa; bütün modern bilgilerimize ve tıp alanındaki araştırmalarımıza rağmen, bir çocuğun normal doğumu için 9 ay beklememiz gerekiyor.

Dt. Abdülkerim Karaağaç

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.