Bugünün tarihi birçoğunuz için önemli olmayabilir. Yani bunda özel bir önem görmemeniz normaldir. 8 Martta dünyanın birçok yerinde kadınların korunması ve önemsenmesi üzerine nutuklar atılacak, kutlamalar yapılacak... Yarın ne mi olacak? Dün ne olduysa yarın da aynısı olmaya ve yaşanmaya devam edilecek. Ama bugün bazıları özel olarak kısa da olsa mutluluğu yaşayacak.
Kapitalizmin tek kutsalı, daha çok para ve kazanç elde etmektir. Bunun için her cana kıyılabilir, her türlü kutsal manipüle edilebilir. Kapitalizm, yapısı gereği insanların kutsallarına saldırmaz. Onları yok etmez. Onlardan kendisine yeni bir kazanç çıkarmayı hedefler. Hatta bu kutsalların var olması da işine gelir. Yetmezse yenilerini en güzel ve halis duygularla devreye sokar. Mesela bizde hacca ve umreye gitmek her yıl daha zor hale gelmektedir. Yeni çıkan hediyeler, “olmazsa olmaz” denilen ekstralar... Eve misafir davet etmek bile ayrı bir külfet oluverir. Siz davet edin ama yeni masraflar yapın... “Eski sitemleri hala kullanmak çok ayıp” olur diye de alttan fısıldar.
İşte kapitalizm, daha çok kazanma ve bunu bir sömürüye dönüştürme için yeni icatlar da yapar. Dün ezdiği ve yaktığı insanlara bugün de ağıt yaktırır. Ağıt yakarken de yeni olmazsa olmazları önümüze sürerek bir daha kazanır. Bu ağıt yakma ve anmada bile bazı ritüeller olmalıdır... Değilse ne anlamı var onu anmanın...
1857 yılında Amerika’da kapitalizmin dişlileri, daha çok geliri daha az masrafla elde edebilmek için kırbacını şaklatır. Bir grup tekstil işçisi kadın, daha insanca çalışma şartlarını isteme ayıbını (!) işlerler. Kötü örnek olmaması için neye mal olursa olsun bu ayaklanma bastırılmalıdır. Sonuçta 120 civarında suçlu kadın (!) yakılır. Ogün zaferi kazanmanın hazzını yaşarlar. Aradan 53 yıl geçer. Bu sürede ölen kadınlar unutulmuştur. Ancak hem bu ayıbı kapatmak, hem de bundan kendilerine yeni bir kazanç çıkarmak için şeytani plan yeniden devreye girer ve bu tarihi “Dünya Kadınlar Günü” olarak ilan eder.
Burkina Faso, bu günün en özel olarak kutlanıldığı yerlerden birisidir. Bugün resmi tatildir. Hatta bugün pazara rastlarsa tatil hakkı ertesi günü kullanılır. Ancak günün anlamına yönelik olarak iş yapacak sektörler özellikle açıktır. Mesela lokantalar... Zira ülkenin kadınları bugün evde değil lokantada yemek yerler. Hem de kadın kadına... Evdeki yemekleri de erkekler yapar. Kadınlar günü olunca onlar artık bugünü özgürce kutlarlar.
Sakın “ülkenin bütün kadınları mı böyle yapar?” diye sormayın. Evine çok uzaklardan omuzunda su taşıyan, eski bisikletle odun getiren ve zorlu şartlarda geçinen kadınlar için elbette durum farklıdır. Sabah namazından önce evinden çıkıp tarladan sebze toplayan bunu da akşama kadar yol kenarında satan kadın için bu tarih, bir şey ifade etmeyecektir. Onlar bu tarihi hiç duymadan gene hayata devam ederler. Cebinizde harcanacak paranız varsa onlar için bir değer ifade edersiniz. Üzerinden bir kazanç sağlayamayacağı gariban köylü ve varoş kadınları için dünden farklı bir gün değildir.
Her yıl tekstil sektörü bu güne özel kumaşlar üretir. 8.Mart.2021 yazılı özel kumaşlar aylar öncesinde raflarda yerini almıştı. Eski yıllarda tek renk olan bu kumaşlar, son yıllarda birkaç değişik renkte üretiliyor. Ne de olsa kadınların zevkine(!) göre hitap etmek önemlidir. O gün kimsenin pişti olmak gibi bir korkusu da olmaz. Aynı renk, aynı tarz kıyafetlerle sokakta veya lokantalarda kadınları görmek mümkündür.
Bu kumaşları sadece kadınlar kullanmaz. Onların mutluluğuna destek olmak isteyen erkekler de kullanabilir… Siz yeter ki alın ve harcayın. Boşa gitmez efendim...
Burada sorun, kadınların haklarının anılması ve onlara değer verilmesi değil. Cenneti ayaklarının altına bulacağım annemi, bana Allah’ın özel bir emaneti olarak verilmiş eşimi, güzel terbiye edip büyütmem halinde bana cennet bileti olacak kızlarımı kim küçükseyip zulmedebilir ki? Varsa bu da onların cehaletidir.
Siz kutlayın, kurtlanın birileri de semirsin...