Artık beni dinlemeye karar verdiğini söylüyorlar. Hatta epeydir gizlice dinliyormuşsun beni.
Bu ne saadet, bu ne lütuf bendeniz için.
Ne zamandır adam yerine konulur oldukta dinlenir olduk.
Ne değişti de benim sıradan konuşmalarımı kayda değer buldunuz.
Oysa , benim ülkemin yöneticileri senden gelecek bir telefonu aylarca beklerdi.
O telefon gelince bayram olurdu buralarda. Bizimle konuştun diye.
Mesajın koca koca uluslar arası ilişkiler uzmanlarımızca günlerce analiz edilir, ne demek istediğin anlatılırdı gazetelerde TV ekranlarında.
“I want you” dediğinde hep imrenirdik. Ah! Bize, “seni istiyorum” diyeceğin günler gelir miydi?
Bu günleri görecek miydik sam amca.
Gün gelecek bizi dinleyeceksin
Dinlemekle kalmayacak, bizim için ince işçilik yaparak oyun kuracaksın.
Ama olmadı sam amca
Oyunu sen kursaydın oynardık beraberce.
İhaleyi verdiğin çocuklar bu işlerden anlamıyorlar. Ellerine yüzlerine bulaştırdılar her şeyi.
Yaptıkları montajlar çok kötü, acemice çıktı. Her hamleleri beni biraz daha güçlendiriyor.
O çocuklar kırk yıldır buralarda cemaatçilik oynuyorlardı, devlet işlerinden pek anlamazlar.
Gerçi yalan ve iftira atma konusunda epeyce mahir olduklarını gösterdiler
Üzerinde yaşadıkları toprakları sana peşkeş çekecek kadar hıyanet içinde olabileceklerini, benim sırlarımı sana satacak kadar alçalabileceklerini ispatladılar.
Ama bu iş bu kasetlerle kayıtlarla olmuyor sam amca.
İnanmıyor Türkler bunlara.
Yeniden kendilerine “Büyük Türkiye” vadeden ve bu sözünü son on yıldır tutan başbakanlarının böyle ucuz iftiralarla alaşağı edilmek istendiğini düşünüyorlar.
Bütün bu ses kayıtlarının, senin bu coğrafya üzerinde kurduğun yeni planlarının fark edilmesini önlemek için önlerine konulan hedef saptıran gündem olduğunu biliyorlar.
İsrail’in önünü açmak için Gazze şeridini Mısır’daki cunta rejimine yem etme, Batı Şeria’yı da Ürdün’e ilhak ederek Filistin meselesini kökünden halletme girişimlerine karşı çıkabilecek, bu oyunu bozabilecek bir Türkiye’yi ve “one munite” le bu potansiyelini ispatlamış bir başbakanı devre dışı bırakmak için yapılan komplolar olarak görüyor.
Sırf vatanına ihaneti gördüğü için hiç niyetli değilken 30 mart yerel seçimlerinde kimin aday olduğuna bakmaksızın AK Parti’ye oy vereceğini söylüyorlar.
Bildiğin gibi değil sam amca. Bu coğrafyanın insanı vatanını satmaz. Satana da itibar etmez.
Suriye’den ekranlarımıza düşen o çocukların ne yaptığın sen de görmüşsündür.
Küçücük elleriyle bir kız çocuğunun bir tutam ekmeği etrafındaki çocuklarla lokma lokma paylaştığını. Kendisine kalan lokmayı da yarım ısırıp tekrar diğer çocuğun ağzına götürdüğünü .
İşte bu coğrafya bundan ibarettir. Kocaman yürek taşır o minik bedenler. Sağır dünyaya böyle insanlık dersi verir.
Hepsini almak için. Bütün zenginliği kendi ülkesinde toplamak için dünyanın yarısını ateşe verebilecek kadar hissiz ve insanlıktan nasipsiz olan batı medeniyetine. Tokluktan kusan beyaz adama, muhtaç olduğu hayati bir lokmayı dahi paylaşabileceğini gösteren bir medeniyet meyvesiydi o çocuklar.
Biz o çocuklar için senin oyunlarını bozacağız sam amca. Sen istemesen de, ekmek ve battaniye gönderdiğimiz tırları ihanet çetesiyle durdursan da, biz yenilerini daha fazla doldurup göndereceğiz.
Biz bu topraklarda izzetle yaşadık, bizimle beraber olanları şerefle ağırladık.
İhaneti de ilk kez yaşamadık.
Bu, ilk vuruluşumuz değil sırtımızdan
Hz Osman, arkasında saf tutan, dışı Müslüman içi hıyanetle dolu bir münafık tarafından şehit edildi.
Kerbela’da içten vurulduk Yezid’lere
Bize tekrar Kerbelalar yaşatmak istediğini biliyoruz ve Yezidlerine vereceğimiz Hüseyinler yok artık.
Toparlanacağız ayakta kalacağız
Bu coğrafya işbirlikçilerinle yıkamayacağın kadar büyük bir yüreğe sahip.