İstanbul’da yaşayan dostlarımızdan şahsi araçları olanların, yoğun trafik sebebi ile zaman zaman otobüs, taksi, minibüs gibi toplu taşıma araçlarını kullandıklarını biliyoruz. Bunlar, şahsi aracı olmayanların aşina oldukları taşıt cinsleri. Devasa şehrin insan yükünü çeken bu araçlara ihtiyaç had safhada olduğu için, kaldırılmaları mümkün olmadı. Dönem dönem belediye yetkililerinden, özellikle minibüs ve halk otobüslerinin kaldırılacağı veya belediye bünyesine katılacağı açıklamaları gelse de bugüne kadar bir gelişme olmadı.
Bahsi geçen araçları kullanan esnafın trafikte yaptıkları akıl almaz davranışlara da hemen her gün şahit olmamak mümkün değil. Duraktan hareket ederken soluna bakmayan halk otobüsü şoförü, kavşakta yolcu indirerek araçların dönüşünü engelleyen taksiler İstanbul için sıradan manzaralar.
Bir de minibüslerimiz var bizim. Bu esnafı laboratuar ortamında özel incelemek lazım. Yetiştikleri ortam, gelişim dönemleri, iş ve arkadaş ilişkilerinin ciddi olarak incelenmesi görüşündeyiz.
Bunun sebeplerini;
-Kırmızı ışık sarıya geçerken -daha yeşil yanmadan- kendilerine özel sevimsiz kornaları ile öndeki araca rahatsızlık vermeleri,
-Işık yeşil yanarken yol ortasında yolcu indirmeleri ve ışık kırmızı yanana kadar arkadaki sürücülerin geçişini engellemeleri,
-Birbirleri ile kapışıp, yolcu kapma veya kişisel hırs sebebi ile içindeki yolcuların canını hiçe sayarak son sürat hız yapmaları,
-‘’Yatış saatlerinde’’ ağırdan davranıp, 15-20 km hızla yolda resmen yatmaları ve ana caddede bile olsa arkada araç kuyruğu oluşturmaları, böylece insanları, çıldıran sürücülerin korna seslerine maruz bırakmaları,
-Sağ kapıdan yolcu indirdikten sonra daha kapıyı kapatmadan, sola sinyal vermeden, sol aynayı kontrol etmeden pat diye yola çıkmaları,
-Yol ortasında şapadanak diye durup arkadan gelen araçlara acı fren yaptırmaları,
-Özel olarak yaptırdıkları -desibel sınırlarını zorlayan- patlamalı egzoz sesleri,
olarak sıralayabiliriz. Yetkililerin bu can bezdiren durumlara bir şekilde önlem almalarının zamanı gelmiş ve çoktan geçmiştir. Patalojik boyutlardaki bu trajedi bir an önce giderilmelidir.
Toplu taşıma araçlarının kaldırılması elbette ki akılcı değildir. Gebze ile Çatalca arasına yayılmış birkaç şehir büyüklüğündeki İstanbul trafik keşmekeşinde can çekişmekte iken bu araçların devre dışı kalması mantığa aykırıdır. Fakat metrobüs gibi alternatif çözüm yolları bulunması, bu esnafa özel saygı-sevgi kuralları eğitimi verilmesi, sertifikasyon sağlanması ve her yıl psikolojik testten geçirilmeleri, absürd davranış sergileyenlerin ehliyetlerine tedbir konulması, bu taşıtların belediye uhdesine alınarak disipline edilmesi gibi pek çok uygulama gerçekleştirilebilir.
Tekrar buluşuncaya kadar, yüzünüzden tebessüm yüreğinizden sevgi eksik olmasın efendim.
Hoşça bakın zatınıza…