Erken örter burada bulut güneşi
Çocuk haykırışıdır geceler
Toprak dinginleşir mezar taşında
Kaç acı meşk eder bir gülüşe hayatı
Kaç delikanlı sallanır ince boynundan...
Vursalar sabahlarca alnımdan
Akarsa namerdim tek damla yaşım
Söz vermişim çıkarken çatal kapıdan...
Üşümesin fidanlar dalda diye
Kefene güneş, toprağa ayı giydirmişiz oysa...
Söyle,
Hangi dev dalga yıkabilir davamızı
Hangi sevda üstün
Hangi güneş sıcak yüreğimizden...
Bilemezsin ne uzağım diyarına
Umudun tozu dumana kattığı nesildik biz...
Haydutlara, çiyanlara
Ucu yanmış mektuplara
Zamanlı zamansız vurulmalara sevdayız...
Bir devrin altın zamanı
Saçları gümüş,
Elleri tunç devrinin büyüklüğü.
Arada ellerin gelir aklıma ihtirassız ve yalın
Tek başına ellerin...
Bazen sadece ellerini sevmiş olabileceğimi düşünüyorum
Ellerin oluyorsun bazen...
Oysa
Kim tutar elimizden kan kusarken...
Süzgecinden geçtik hayatın
Hayallerimiz ve biz
Romanlara benzer sonu mutlu/mutsuz
İnatla yalnızlaşıyor eskiyor adımız
Oysa biz bin yıl yaşayacaktık...
Dilek SOYSAL