Gezi olayları ile birlikte toplumumuza korku, tereddüt, gerginlik içinde yaşaması için psikolojik bir baskı uygulanmaya çalışılıyor. Bu korku ve güvensizlik havasını körükleyen belirli karanlık çevreler var. Bu çevrelerin başında bazı medya kuruluşları ve Türkiye'ye baas rejimi getirmek isteyen işbirlikçileri gelmektedir.
Maksat, Toplumu alevi-sunni, laik-antilaik, çağdaş-gerici gibi sert kutuplara ayırarak birbirinin can düşmanı ilan edip, nefret ortamı oluşturmaktır. Bu düşman senaryosu yazıp sahneye koymaya çalışan bu ihanet odaklarını iyi tanımak lazım...Zira bunların asıl maksadı eskisi gibi sömürü çarklarını tekrar ele almak ve istedikleri gibi yönetimde hak sahibi olmak...
Tüm Türkiye'de: dostluk, kardeşlik, dayanışma ve sosyal adalet ve ekonomide hızlı kalkınma gibi toplumumuzu bütünleştirip güçlendirecek ortak idealler sağlam olursa, sömürü çarkları dönemez, bir avuç mutlu azınlık yerine bütün bir toplum refahı ve zenginliği paylaşır. Aksi taktirde herkese yetecek nimetler sadece mutlu azınlığın etrafında toplanır.
Bu zamana kadar Türkiye'de şimdilerde Mısır'da, devrimler ve özgürlükler adına yapıldığı öne sürülen kavgaların gerisinde hep menfaat ve koltuk hesapları yatmaktadır. Çeşitli Alicengiz oyunları ile bu gerçek gizlenmekte, tek dişi kalmış canavarlar halkın bir kısmını aldatıp onları kendi niyetleri doğrultusunda halkın diğer kısmına karşı sanal düşmanlar olarak saldırtmaktadır . Bu kargaşa ortamında malı (ABD, AB, İSRAİL) darbeciler götürmekte. Bu savaşın mağlubu daima halk galibi ise 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubatı yapanlardır.
Aradaki karıştırıcılar, tahrikçiler olmasa ülkemizde başı örtülünün başı açıkla, solcunun sağcıyla, alevinin sunniyle çağdaşın muhafazakarla kanlı, bıçaklı bir kavgası yoktur. Herkes önyargılarından, fobilerinden, gereksiz korkularından sıyrılarak kendisine düşman tanıtılan kimseye ve kesimlere yaklaşsa boşu boşuna düşmanlık beslediğini farkedecektir.
Aslında bazı marjinal kesimlerin gericiliğin kaynağı gösterdiği sevgili Peygamberimiz ne güzel söylemiş: ''Gelmeyene git, vermeyene ver, sana haksızlık edeni bağışla'' başka söze gerek var mı? marjinal gruplar biraz düşünsün!