Derin siyasi tarihi tekrar oynatalım, klişeleri kıralım!

xxx444

Gladio ve Özel Harp Dairesi tartışmalarında sürekli tekrarlanan bir temel yanlış var.

Türkiye'deki Derin Devlet yapılanmasının başlangıç tarihi olarak hep NATO'ya üyeliğimizi (1952) müteakip Özel Harp Dairesi'nin kurulması (1953) gösteriliyor.

Bu klişe esas alındığında, 1955'teki 6-7 Eylül Olayları “ilk derin operasyon” olarak anılıyor.

6-7 Eylül hadiselerinin derin bir operasyon olduğuna kuşku yok da; “ilk derin operasyon” tanımlaması doğru değil!

 

* * *

Şayet gerçeği arıyorsak, kimi klişelerimizi kırmak zorundayız.

Ankara'daki derin yapılanmanın başlangıcı…

Kesinlikle Türkiye'nin NATO üyeliğinden veya Özel Harp Dairesi'nin kurulmasından öncedir.

Mesela, uzun yıllar boyunca tartışıla gelen “Tan Gazetesi Baskını” hangi tarihte olmuştu?

4 Aralık 1945'te!

 

* * *

Sabiha- Zekeriya Sertel çiftinin çıkardığı Tan, dönemin CHP iktidarına karşı en sert muhalefeti yapıyordu.

Gazete, yeni kurulan DP'yi destekliyordu.

1945'in 3 Aralık günü Tanin'de Hüseyin Cahit Yalçın “Kalkın ey ehli vatan” başlıklı yazısıyla Tan'ın susturulmasını, gazeteye karşı “vatan cephesinin kurulmasını” talep etmişti.

Ertesi gün, İstanbul Üniversitesi bahçesinde toplanan öğrenciler Cumhurbaşkanı İnönü'nün resmi ile birlikte yürüyüşe geçerek gazetenin önüne gelmişler, ardından da -sıkıyönetim uygulanan bir vasatta- Tan Matbaası'nı yerle bir etmişlerdi:

“İlk derin devlet operasyonu” Tan Baskını'dır.

 

* * *

Tan Gazetesi'ni basan kalabalığın içinde İlhan Selçuk ve “İTÜ talebesi” Süleyman Demirel'in de yer aldığı yıllar sonra ortaya çıktı.

Demirel, Milliyet'e “Evet Tan Baskını'nda ben de vardım. Bastık, ancak ben elebaşı değildim” diyecekti. (11 Eylül 2005)

 

* * *

Şimdi, ilk derin operasyon 4 Aralık 1945 tarihinde gerçekleştirilmiş olduğuna göre, Türkiye'de derin devlet mekanizmasının kurulduğu tarihi bulmak için biraz daha geriye gitmek gerekiyor!

Daha önce ısrarla bu “saklı tarih”in 11 Haziran 1944 olduğunu yazmıştım.

“Ankara'daki Washington”ın kurulduğu tarih tam olarak budur.

Yani…

ÖHD'den dokuz yıl öncesine gitmek gerekiyor!

 

* * *

Derin siyasi tarihe 1944 üzerinden bakılırsa diğer belli başlı tarihi hadiseleri de doğru yerine oturtabilmek mümkün olacaktır.

1946'daki “hileli seçimler” neticesinde kurulan hükümetin başında Recep Peker vardı.

5 Ağustos'ta Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından başbakanlığa atanan Recep Peker, ayağının tozuyla bir dönüm noktası olan 7 Eylül 1946 Devalüasyonu'na imza atmıştı.

1946 Devalüasyonu, Türkiye'nin ABD eksenine geçmiş olduğunun önemli göstergelerinden birisiydi.

Zaten, Recep Peker de “Türkiye'nin kalkınmasını ABD'ye dayandırmasını gerektiğini” bağıra çağıra söylüyordu.

Bakınız, 7 Eylül Kararları'ndan yirmi gün sonra 27 Eylül 1946'da, Ankara 47 milyon dolarlık bir iştirak hissesi ile Milletlerarası Para Sandığı'na (Sonradan IMF diye anılacaktır) kabul işlemlerini tamamlamıştı!

 

* * *

Hayli sert karakterde bir siyaset aktörü olan Recep Peker, İsmet İnönü'nün diğer başbakanlarından çok daha farklı bir sima idi…

Siyasi tarih kitaplarında, yazılı-sözlü herhangi bir kaynakta boşuna aramayınız, bulmazsınız; ama şu kadarından bahsedeyim, “Milli Şef”in sıra dışı başvekilinin “kozmik patates haşlamasını pek sevdiği” söylenir!

 

* * *

Neyse…

Tarihi yolculuğumuzu daha fazla uzatmadan tamamlayalım…

12 Mart 1947'de açıklanan “meşhur” Truman Doktrini Türkiye'ye 100 milyon dolarlık bir yardım kararını içeriyordu.

Ardından da Marshall Planı geldi.