İsveç Başbakanı Stefan Löfven, 35. merkez-sol hükümetin bakanlarını açıkladıktan sonra yaptığı konuşmada ilk icraatlarından birinin Filistin’i resmen devlet olarak tanıyacaklarını belirtti. Bu açıklama dünya'da büyük ses getirirken, ABD'den ve İsrail'den tepkiler gecikmedi.
Haliyle açıklamaya ilk bozulan ülke olan ABD, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki yolu ile İsveç’in Filistin’i tanıma kararının erken buluyoruz'' diyerek uyarıda bulundu.
ABD'den gelen tepkilere İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström, “Nasıl bir politika yürüteceğimize Amerika mı karar verecek? Politikamızı kendimiz belirleriz.'' şeklinde sert bir cevapla ABD'ye iç işlerimize karışmayın mesajı verdi.
ABD, İsveç arasında söz düellosu devam ederken topa İsrail girdi. İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, İsveç’in kararını kınadığını ve , İsveç’i İsrail ile Filistin arasındaki sorunu tam anlamıyla anlamadan aceleci karar vermekle suçladı. Öte yandan İsrail, İsveç’in bu kararını protesto etmek için İsveç’in Tel Aviv Büyükelçisi Carl Magnus Nesser’ı İsrail Dışişleri Bakanlığı’na çağırdı.
Bu arada İsveç'in Filistin'i tanıyacağını açıklaması Filistin'de sevinçle karşılandı. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, İsveç hükümetinin Filistin’i devlet olarak tanıyacağı yönündeki açıklamasından memnuniyet duyduğunu ifade etti. Yazılı bir açıklama yapan Maliki, “Bağımsız devletini kurması ve geleceğini tayin etmesiyle ilgili Filistin halkının meşru haklarını destekleyen İsveç’e şükranlarımızı sunuyoruz.” ifadesine yer verdi.
Derin İsrail Lobisi'nden İsveç azınlık hükümetini yıkma harekatı..
Bu olaylar kamuoyu önünde cereyan ederken, karardan oldukça rahatsızlık duyan derin İsrail lobisi de İsveç'te yeni kurulan merkez- sol azınlık hükümetini düşürmek için harekete geçti. Özellikle İsrail'e yakın bazı basın organları tarafından daha koltuklarına bile oturamamış bakanlara, ''Skandal'' adı altında yayınlar yapmaya başlandı.
Bosna asıllı Orta Öğretim Bakanı Aida Hadzialic için, ''İllegal Bakan'' başlığı atan İsrail'e yakın bir basın organı, Hadzialic'in yolsuzlukla suçlarken, Hadzialic'in ailesinin sahte evraklarla İsveç'e gelip iltica ettiğini savundu. Aynı basın organları,Türk kökenli Çevre ve Konut Bakanı Mehmet Kaplan'ın kökten ve radikal dinci olduğunu, Kaplan'ın onlarca kez yalanlamasına rağmen, ''Avrupa'dan IŞID'a katılan gençleri İsveç'in anlaması gerektiğini''savunuyor iftirasını attı.
Bu günde tek elden çıkmış gibi bütün yazılı ve görsel İsveç basınında, Yeşiller eş başkanı ve İklim ve Çevre Bakanı, Başbakan Yardımcısı Åsa Romson'ın teknesini kimyasal madde taşıyan boya ile boyattığını'' iddia etti. Çevreyi savunan bakanın büyük skandalı olarak duyrulan haberde Romson'a çeşitli eleştiriler getirildi.
Diğer taraftan İsrail'in İsveç Büyükelçisi Issac Bachman, Yeni kurulan merkez-sol hükümeti, İsrail'den nefret ediyor'' açıklaması ile hem İsveç'in iç işlerine karıştı, hem de algı operasyonuna imza attı.
Yüzde 38'lik oy oranı ile kurulan merkez-sol azınlık hükümetinin İsrail belasından sonra işi dahada zorlaştı. Ben yinede merkez-sol azınlık hükümetine güveniyor ve cani gönülden 4 sene bu ülkeyi yönetmesini ve başarılı olmasını istiyorum. İnşallah başarılı olur ve özelikle İsrail'e önemli bir ders vererek, dünyaya örnek olacak tarihi bir sayfa açar....