DEMOKRASİNİN ZAFERİ

A. Serdar ÖZTÜRK

   Kamuoyunda internet andıcı olarak bilinen davada çarpıcı bir gelişme yaşandı. Aslında olağan ve sıradan bir olay olarak algılanması gerekirdi. Her halukarda rütbesi ya da sınıfı ne olursa olsun yargı önünde herkesin eşit olması gerekirdi elbet. Ancak bu tutuklama, söz konusu yargılamanın Türkiye’de olması hasebiyle çok çarpıcıydı.

   Bu ülkede birçok darbe planı, 28 Şubat postmodern darbeleri ve hatta siyasi gidişatı kökünden değiştiren 27 Mayıs, 12 Eylül darbeleri gibi insanların kanlarının akıtıldığı hezeyanlar yaşandı.

  27 Mayıs darbesi sonrası sözde yargılamalarla eski başbakan Adnan Menderes, bakanlar Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan; ülke halkının teveccühlerine mazhar oldukları halde asıldılar. 12 Eylül darbesiyle Necdet Adalı, Mustafa Pehlivanoğlu, Erdal Eren ve peşisıra birçok genç dimağ darağacına gönderildi sebepsiz yere. Muhsin Yazıcıoğlu gibi vatanperver bir siyasetçinin tırnakları çekildi ve ona türlü işkenceler pervasızca uygulandı. Gençliğinden en verimli olacağı 8 seneyi çaldılar. Alınan canlardan ve işkence uygulanan insanlardan ve çalınan ömürlerden hep kendini bilmez statükocu çevreler rant sağladı. Siyaseti, hayatı alabildiğince kontrol ettiler senelerce.

   Türkiye’de yaşanılan tüm süreçleri incelediğimizde ordu içindeki dengesizliğin, vurdumduymazlığın, başıbuyrukluğun ve hesap vermezliğin ülkeyi nerelerden nerelere getirdiğini, ne tür kaoslara neden olduğunu yaşayarak gördük.

   Fakat gün geldi öyle bir olay yaşandı ki statüko geleneğine göre ülkenin başbakandan bile önemli ismi,Türkiye Cumhuriyeti’nin 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ “Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak ve cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçlamasıyla tutuklandı. Siyasi erki yıkmaya yönelik yalan haber ve provakasyonlar dolu 43 adet internet sitesinin kurulduğu ve Genelkurmay bünyesinde işletildiği iddia ediliyor suçlamanın ayrıntılarında. Ergenekon süreci, balyoz ve şimdi de internet andıcı davası vesilesiyle şok bir tutuklama kararıydı bu Türkiye için.

   İlker Başbuğ’un şahsına gelince, çok özel uygulamaları olan bir genelkurmay başkanıydı kendisi. Ergenekon tutuklularına askeri moral elçileri gönderirdi. Islak imzalı belgelere kağıt parçası derdi. Bazukalara, lav silahlarına boru der geçerdi. Halkına karşı ağır bir üslub takınırdı. Kendini  hesap sorulamaz olarak gördüğünden olsa gerek amiyane tabirle kükrerdi basın önünde.

    Şüphesiz aksi kanıtlanana kadar herkes masumdur ve başkomutan sıfatıyla ordumuzda görev almış bir ismin her ne olursa olsun davadan aklanarak çıkmasını isteriz. Fakat kendisinin bütün bu uygulamaları suç teşkil ediyorsa genelkurmay başkanı da olsa elbette tutuklanacaktır.

    Türkiye’de artık herkesin yagılanabiliyor olması tek kelimeyle açıklanabilir. Bu olsa olsa  ‘’Demokrasinin Zaferi’’dir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.