Dünya çok büyük bir hızla dönse de aslında engin ve dingin bir sükûnete sahiptir. Dünyanın huzur ve sükûnetini bozan, insanların kin ve ihtiraslarıdır. İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah -dönüş yapsınlar diye- işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor. (Rum 41)
Bazen şahısların bazen de organizelerin menfaat kavgaları bitmez de ortalık da toz dumana karışır. Eğer bu menfaat yarışı iki şahıs arasındaysa bunu çözmek veya bir gün sona ermesi daha kolaydır. Ölümlü bir dünyada birisi gider ve kavga biter. Olmadı yorgan gider, kavga o zaman nihayete erer.
Ancak bu kavga ve mücadele bireysel hırsların ötesindeyse işte burada daha çoklu ayak oyunları devreye girecektir. Burkina Faso’yu ve bu satırları takip eden dostlarımız burada yaklaşık bir buçuk ay kadar önce bir darbenin olduğunu biliyorlar. Birçok dostumuz bu darbeyle otobüsün nereye doğru direksiyon kıracağını ve nasıl bir sonu çıkacağını sordular. Beklemenin gerektiğini söyledik hep. Bekledik ve bekliyoruz.
Geçen günlerde yeni bakanlar kurulu listesi açıklandı. Ülkede bir darbe olmasını meşrulaştıran gelişme, güvenlik konusundaki zafiyetti. Yani savunma yapılamamış, sınırlar korunamamış, özellikle Mali’den kaçan tüm teröristler ülkeye dolmuş ve ülke içinde güvenlik kalmamıştı. Ancak yeni listede yerini koruyabilen tek bakan savunma bakanı oldu. Yani o işlerini çok güzel yapmış olmalı ki kaldığı yerden devam etmesi ve eksikleri tamamlaması için görevine geri döndü.
Geçenlerde bir arkadaşıma “ülkede ne var ne yok?” diye sorduğumda “aynen devam” dedi. Ona göre ülkede bir darbe de olmamıştı. Tabi ben “darbe olmadı” diye düşünülmesine itiraz ettim. O da şöyle dedi. “Eski cumhurbaşkanı başarısız olmuştu. Durumdan kimse memnun değildi. Herkes onun görevini bırakmasını istiyordu. Adam da bunun üzerine görevi bırakıp kendi ticaretinin başına dönmeyi düşünmeye başlamıştı. Tam burada ülkedeki Hristiyan birlikler ve bu konuda söz sahibi olan önderler devreye girdi. Onun istifasına engel oldular. Niçin? Çünkü o istifa etse meclis başkanı bu koltuğa oturacaktı. O da Müslüman bir adam. Buradaki adamın ne kadar Müslüman olduğu ve Müslümanları ne kadar koruyup kollayacağı ayrı bir konuydu. Ancak adam isim ve gösterişle bile olsa Müslüman... Hâsılı cumhurbaşkanlığı koltuğunun geçici bir süre bile olsa bir Müslümana kalmaması için bu istifaya engel oldular.”
Anladılar ki; “Görevde direnmek ve bu makamda oturmak da işi çözmüyordu.” O zaman ne yapmak lazım? Göstermelik bir darbe yaptırarak iş çözülebilirdi. Öyle ki bu darbede ciddi ölen olmadı. Halkın sessizce onaylaması için zaten şartlar da hazır edilmişti. Sanki dünyanın en kansız ve sakin darbesi oldu. O yetmedi devrik cumhurbaşkanı evinde yaşamaya ve ticari ilişkilerini kontrol etmeye devam ediyor. Yani ne ceza evi, ne de sürgün gibi bir uygulama olmadı. Burada Zincirbozan gibi bir yer yok. Belki de olsa onu da kullanırlardı.
Açıklanan bakanlar kurulu listesinde sadece iki Müslüman isim yer alıyor. Oysaki ülkenin %70 i Müslüman. Siz burnunuzu tıkamaya başladınız. Zira gelen kokular çok da iç açıcı değil.
Yani darbeler vardır darbeden içeru,