Amerika ve Batı'nın ''Yeni düşman İslam''olgusunu tüm dünya'ya kabul ettirmek için, 15- 20 yıldır yaptığı güçlü propagandalar, en son Danimarka'da bir gazetenin Peygamberimize hakaret içeren karikatürün yayınlanması ile zirveye çıktı.
İfade özgürlüğünün sınırsız olduğu, İskandinav ülkelerinde her gün gazete ve televizyonlarda İslam adına karalayıcı bir haber ve yazı görmek normal oldu. Bunun doğal sonucu olarak, insanlar İslam'ı merak edip araştırmaya başladı. Danimarka'da, 2006 yılının en çok satan kitabı, Kur'an'ı Kerim oldu.
İstatistiklere göre de İslamiyetin, Danimarka'da yükselen trend olduğu ortaya çıktı. Kopenhang Üniversitesinden Tina G. Jensen ve Kate Ötergard, İslamiyet'i kabul eden, 300 genç arasında bir araştırma yaptı. Araştırma sonucu, ülkede haftada 5-10 gencin Müslüman olduğu, son birkaç yılda Müslüman olan Danimarkalı sayısının da 5 bini bulduğu anlaşıldı.
Geçenlerde yeni Müslüman olan Danimarkalı Tina Nur, nasıl Müslüman olduğunu şöyle anlatıyor: ''Danimarka Medyası'nın sürekli olarak, İslama ve Müslümanlara saldırması, bende İslam'a karşı bir ilgi oluşturmaya başladı. Kendi kendime Danimarka medyası bir çok din varken niçin özellikle İslam'la ilgili haberler yapıyor? Danimarkalı karikatüristler niçin özellikle İslam'ın peygamberine saldırıyorlar? diye sormaya başladım.
İnternet üzerinde , İslam'la ilgili İngilizce siteleri ziyaret ediyordum ve bu sitelerdeki yazıları okuyordum. Karikatür olayları büyüdükçe, İslam'a olan ilgim daha da arttı ve bir İslam Ülkesini ziyaret etmeye karar verdim. Mısır'a gezi düzenleyen bir turizm acentesiyle Kahire'ye gittim. Özellikle Müslümanların yabancılara karşı olan konukseverliği ve Mısır'da gezerken duyduğum ezan sesleri beni çok etkiledi. Her ezan sesi duyduğumda gök yüzünden bir şeylerin bana seslendiğini hayal ediyordum ve ağlamak istiyordum.
İslam hakkında yaptığım araştırmalar hayatımı değiştirmeye başladı. Artık daha fazla okuyordum ve daha iyi bir insan olmuştum. İçki içmiyordum ve geceleri de diskoya gitmiyordum. Bu sürecin sonunda Müslüman olmaya karar verdim ve bu şekilde Müslüman oldum.
İsveç'te de, durum farklı değil, Ülkede İslam'a girenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Son bir kaç yılda İslam'ı seçenlerin sayısının 5 bine yakın olduğu, bunların büyük çoğunluğunun da kadınlardan oluştuğu kaydediliyor.
Helene Benauda İsveç Müslüman Konseyi başkanı olarak, İsveç'te Müslüman olan önemli şahsiyetlerden biri. Benauda Müslüman olurken yaşadığı zorlukları şöyle anlatıyor:''İsveççe Kur'an'ı Kerim okudum ama sadece tercümanın şahsi yorumunu içeriyordu. Ama bugünlerde daha farklı yorumlarda Kur'an'ın İsveççe tercümesi olduğunu görüyorum. Artık ,çok faydalı olmasına rağmen, İslam'ı anlamak için Arapça bilmemize gerek kalmıyor.''
Benauda, istatistiklerin gösterdiği , 5 bin sayısından daha fazla sayıda İsveçli Müslüman ın olduğunu ifade ediyor. İsveç'in, 9 milyonluk nüfusunun, 400 binini Müslümanlar oluşturuyor.
Kısacası, Amerika'da ve batıda olduğu gibi, İskandinav Ülkelerinde de, medya, kilise ve gücü ellerinde bulunduranlar tarafından olumsuz İslam imajı oluşturulmak istenmesine , bu konuda çok yoğun propagandalar yapılmasına rağmen yine de en hızlı ilerleyen ve yayılan dinin İslam olduğu gerçeğini de unutmamak lazım.