Damağımda Ba'sü Ba'del Mevt'in Tadı Var

Teslime Gülsen NURDOĞAN

Bir seraptı geldi geçti. Bir rüzgardı cennet bahçelerinden esen… Bal ve sütten cennet nehriydi coşkuyla akan… Kandiller gibi parladı; bir süreyya yıldızıydı. Hak’tan geldi Hakk’a gitti.

Şu alemde her ne varsa Rahman’ın eseridir. O Rahman ki yedi kat göklerin ve yerin sahibi ve yüce Arşın rabbidir. Her ne varsa alemde Onundur. O bizi yoktan var etti. Yaşatıyor senelerce. Sonra öldürüyor. Sonra yeniden diriltip sonra ebediyyen yaşatacak…

Damağımda ba’sü bâ’del mevt’in tadı var!..

Nedir o dersen, şudur.

Amentü billahi; Allah’a iman ettim

Ve melâi ketihî; meleklerine iman ettim

Ve kütübühî; kitaplarına iman ettim

Ve rusulihî; Rasüllerine (Peygamberlerine) iman ettim.

Ve’l yevmil âhiri; ahiret gününe iman ettim

Ve bi’l kaderi hayrihî ve şerrihî; kadere, hayır ve şerrin Allah’tan geldiğine iman ettim.

Min’allahi teâla; bunların hepsi Allah’tandır.

Ve’l ba’sü bâ’del mevt, hakkun; öldükten sonra dirilmeye iman ettim. Bunların hepsi haktır, gerçektir.

Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammedün abdühû ve rasülüh; Şahidim ki Allah’tan başka ilah yoktur. Ve gene şahidim ki Muhammed O’nun kulu ve peygamberidir.

Salih bir zâtı anıyorum. Hem o salih zâtın kendisi de; ‘Salihlerin anıldığı yere Allah’ın rahmeti yağar.’ derdi. O, Hakk’ın sözlerini söyleyen, kalplere imanın yerleşmesine vesile kılınan milyonlarca güzel insandan biriydi. Onlardan çok var; gerçek sayısını Rabbim bilir de… Ben onun sözlerinden bir buket yapıp şuraya koyayım istedim. Çiçeklerin intizamını kendimce düzenledim. Getirip kâinat odasının bir köşesine koydum. Oradan kokularını saçalayıp dursun. Hoş renkleriyle kâinat odasını süslesin…

Şöyle demiş zamanın birinde. “Halkı bostan edinmiştir

Dilediğin üzer ölüm.

Üzmek eski Türkçe’de koparmak demek.

Halkı bostan edinmiştir. Dilediğini koparır ölüm.

Biz bir bostan tarlası gibiyiz. Kimimiz karpuzuz, kimimiz kavun, kimimiz olmuşuz kimimiz kelek! Ölüm dolaşıyor. Kimin vadesi yetmişse koparıp alıyor. Torbasına doldurup götürüyor. Aramızdan boyuna ayrılıyorlar. Her namazda Kâbe’de, her namazda Mescid-i Nebevî’de; ‘Er kişi niyetine, hatun kişi niyetine,tıfıl için namaz…’

Hep namaz kılıyoruz.

Gelinlik kızların saçın,

Teneşirde yıkar ölüm.

Gelinlik kızdır, evlenecekti; ölür. Teneşir tahtasında yıkarlar, kefene sararlar, gömerler. Allahu Teala Hazretleri bu acı hakikati göz önünden hiç uzak tutmayan ve ona göre hayatını tanzim eden, ahiretine ona göre hazırlanan kullarından eylesin.”

“Allah seni sevecek, sen Allah’ı seveceksin. Zaten Allah seni sevmezse sen Allah’ı sevmenin kokusunu bile duyamazsın, aklından zerresini bile geçiremezsin. Allah seni sevmezse sana kendisini andırmaz bile, senin ağzına adını aldırmaz bile! Allah seviyor da ondan sonra kullarda Allah sevgisi oluyor. Allah sevgisi olması için de insanın günahları bırakıp sevaplı işleri yapmaya başlaması lazım.

İşin esrarını insanlar bilmiyor.

Allah sevecek!

Allah neyi sever?

İnnallahe yuhibbut-tevvâbîn. Aşk ile sıdk ile meslek edinmiş gibi, çok ciddi bir şekilde tövbe edeni sever.

Tövbe edeceksin.

Tevvâb çok tevbe eden demek. İnsan tevbede mübalağalı olacak, ısrarlı olacak. Gevşek, zayıf olmayacak, yalnızca lafla olmayacak.

Tevbe derken, ‘Yine yarın ben bu işi yaparım ya, neyse, bu akşam kandil gecesi olduğundan bir tevbe edeyim…’

Böyle şey olmaz!

Yapmamaya azmedecek. Tevvâb diyor. Israrlı, azimli ve çok! Fa’âl sîgası Arapçada meslek ifade eder. Kassâb diyoruz, bakkâl diyoruz, attâr diyoruz. O işi çok yaptığından o isim veriliyor.

Tevvâb, o işi öyle çok yapacak, candan yapacak, ısrarla yapacak ki tövbesi kabul olsun.

Tövbe dönmek demek. Kuş havada uçar. Yemin olduğu yere, suyun olduğu yere döne döne inermiş. Ona tâbe diyorlar. Kuşun döne döne alçalıp indiği yer.

Kul tövbe ediyor, yanlış yolu bırakıyor, Cenab ı Hakk’ın yoluna dönüyor.

Receb şehrü’t-tevbeti

Bu ay tövbe etmek ayıdır.

Allah’ın sevgili kulu olacaksın. Allah’ın sevdiği işi yapacaksın; Allah lütfedecek, nazar edecek; ‘Tamam şu kulumu affettim.’ diyecek seni sevecek.

O sevdiği zaman senin kalbin bir değişecek, aklın bir değişecek, içinde coşku başlayacak, ağzında tat başlayacak, muhabbet başlayacak. Allah sevdiğinden oluyor o. Allah onu sevmediğine vermez, duyurmaz. Onu başkası duyamaz.

Şaban muhabbet ayıdır.

Ramazan şehru’l-kurbeti. Ramazan da Allah’a kurbiyyet, yakın olma ayıdır.

Ramazan evliya olmak ayıdır. Sen Receb’te tevbe et, Şaban’da muhabbetin deryasında yun yıkan; ondan sonra Cenab-ı Mevla seni Ramazan’da kurbiyyetine erdirsin, kendisine yakın evliyası zümresine dahil eylesin.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.