Geçen hafta uzun zamandır ABD’nin Teksas eyaletinde yaşayan bir dostumu ziyaret etmek için ailecek Dallas’a geldik. Kısa ve fakat dolu dolu geçen bu ziyaretime ait notlarımı sizlerle paylaşmak istedim.
Dallas 8 milyona yaklaşan nüfusu ile Teksas eyaletinin en büyük, ABD’nin ise dördüncü büyük metropolü. Dallas aynı zamanda ABD’nin en hareketli, en hızlı nüfusu artan ve bir çok holdinge genel merkezlik yapan büyük ticari metropollerden biri. Netice olarak emlak fiyatları uçmuş durumda. Ev almak isteyenler sıraya giriyor ve evler liste fiyatlarının 50 bin dolar üzerine falan satılıyor.
Halkı genel olarak muhafazakar olan Teksas eyaletinde dindar hristiyanlar ekseriyette. Ama hatırılı sayılır bir Amerikalı müslüman toplum da yerleşmek için Teksas’ı seçmiş. Örneğin sadece Dallas ve civarında 16 tane cami var.
Amerikalı Teksas eyaleti siyasi olarak Cumhuriyetçi Parti’nin kalesi. Üç ABD Başkanı (Lynden Johnson, Baba Bush, Oğul Bush) bu eyaletten seçildi. ”Neşeli Günler” filmindeki işportacı Ziya’nın (Şener Şen’in oynadığı karakter) sattığı jiletlerden kullandığını iddia ettiği rahmetli Başkan Kennedy de 1963’te Dallas’ta öldürülmüştü.
Dallas denilince akla hemen 1980’lerin meşhur TV dizisi Dallas geliyor. Henüz 6-7 yaşlarındaydım TRT Dallas dizisini göstermeye başladığında. Pazar geceleri saat 8’de başlamadan önce sokaklar boşalır ve herkes TV başındaki yerini alırdı. Türkiye’deki bu fenomen aslında ABD’de de oluyor ve dizi oynarken hayat duruyormuş. Dizinin çekildiği Southfork çiftliği bir müze haline getirilmiş ve ücret mukabili gezebiliyorsunuz. Çiftliğin bir köşesinde Ceyar Yuving’in (J.R. Ewing) sembolik mezar taşı bile var. Hatırlarsanız 4 Mart 2022’deki yazımda Dallas dizisinden bahsetmiştim.
Dallas ve çevresi düz bir ova ve toprağı oldukça mümbit. Sulama problemi de yok. O yüzden bu verimli topraklarda hemen her şey yetişiyor. Mısır, buğday, pamuk, saman, yonca, patates, domates, soğan, yer fıstığı, ayçiçeği, şeker kamışı, vesaire. Öyle ki, 300, 500 dönüm araziler burada sıradan. Bazılarının içerisinde hayvanların su içebileceği ufak göller bile var.
Dallas hayvancılık açısından da çok hareketli. Özellikle büyükbaş hayvan çiftlikleri her yerde var. O yüzden Dallas’ta biftek yemek bir lüks değil. Bazı restoranlarda “bir buçuk kiloluk bifteğin hepsini tek başınıza yerseniz para ödemezsiniz” kampanyaları var. İçinizden “ben yerim” diyenleri şimdiden duyar gibiyim. Ama ufak bir püf noktası var. Biftekle birlikte gelen ekmek, salata, patates kızartması, lahana turşusu gibi mezeleri de yiyip süpürmeniz lazım!
Dallas civarı petrol kuyularıyla dolu. Yol kenarlarında, tarlaların ortasında at başı şeklindeki petrol kuyularını görmeniz oldukça normal. Bu kuyu sahipleri çıkan ham petrolü tanklarda depoluyor ve ardından rafineriye satarak ekstra gelir elde ediyor. Yani tarla sahibi eş zamanlı olarak hem toprak altından hem de toprak üstünden para kazanabiliyor.
Amerikan kanunlarına göre arazi sahipleri toprağın hem altına hem de üstüne sahip. Nitekim bazı arsa sahipleri toprağın üstünü ve altını ayrı ayrı satabiliyor Dallas’ta. Biliyorsunuz Türkiye’de sadece toprağın üstü size aittir, toprağın altı ise devletindir.
Dallas’a gelmişken rodeo seyretmeden olmaz dedik ve arkadaşımla buradaki rodeo gösterilerine geldik. Evet Türkiye’de rodeo yok belki ama hemen hepimiz filmlerde görmüşüzdür. Kovboy deli gibi hoplayıp zıplayan atın veya boğanın üzerinde kalmaya çalışır. Çoğu zaman kalamaz ve düşer. Hiç düşündünüz mü o boğa veya at neden öyle çılgınca zıplıyor diye? Bu sorunun bilmeyenlerinizi şoka sokacak cinsten bir cevabı var.
Sahaya çıkmadan önce at veya boğaya bir kemer takılıyor. Bu kemer hayvanın gövdesine, arka bacaklarla birleştiği yere yakın bir noktada, bağlanıyor. Sahaya çıkacağı anda bu kemer iyice sıkılıyor. Canı fena halde yanan hayvan bu kemeri çıkarabilme ümidiyle “çifte atma” hareketi yaparak hoplayıp zıplıyor. Rodeo yapan kovboyların kurallar gereği havyan üzerinde en az 8 saniye kalabilmeleri gerekiyor. Kovboy düştükten veya 8 saniye dolduktan sonra sahada bulunun iki atlı görevli acıyla kıvranan ve çaresizce sağa sola koşan ata yanaşarak yukarıda bahsettiğim kemeri çıkarıyorlar. Ardından rahatlayan atı ahıra çekiyorlar.
Seyrettiğim kovboyların çoğu değil 8 saniye bir iki saniye bile kalamadı bindikleri atın veya boğanın üzerinde. Kalabilenler ise seyirciler tarafından alkış yağmuruna tutuldu. Kovboyların performansı jüri üyeleri tarafından değerlendirilerek puanlanıyor. Rodeodaki diğer bir gösteri ise sahaya bırakılan bir buzağıyı kement atarak yakalama ve ardından ayaklarından bağlama sporu. Yarışmacı erkek ve bayanlar bu işlemi tamamladıkları toplam sürelere göre sıralanıyorlar. En az sürede yapan kazanıyor.
Dallas gerçekten görülmeye değer ve ufuk açan bir şehir. Fırsatınız olduğunda gelip görmenizi tavsiye ederim.