Makedonya'nın İştip şehri Hocaların Hocası ünvanıyla maruf merhum Prof.Dr. Sabahattin Zaim Hocamızın doğum yeridir.
Hoca 8 yaşına kadar ailesiyle İştip'te yaşamış, sonra Türkiye'ye göçetmişler. Hoca defalarca İştip'e gitmeye niyetlenmiş, bir türlü nasip olmamış.
Hatta bir seferinde Almanya'dan Türkiye'ye dönerken İştip üzerinden gelmeye karar vermiş ama yine nasip olmamış doğduğu şehri görmek. Zira trafik kazası geçirmişler. Başka yollardan Türkiye'ye ulaşmışlar.
İştip şehrinde Osmanlı'dan kalma bir eser tamamen yıkılmış, geriye sadece mermer kitabe kalmış. Kitabede Osmanlıca Hamidiye Medresesi yazıyor.
Doğu Makedonya Müftülüğü ve civardaki müslümanlar, arsası işgal edilmiş olan ecdat yadigarı bu eserin yeniden yapılması için 2000'li yılların başından itibaren bir hukuki mücadele başlatmışlar.
Önce arazinin geri alınması gerektiğinden, oranın bir vakfa ait olduğunu ve üzerinde bir eğitim müessesesi bulunması gerektiğini Makedon resmi makamlarına kabul ettirmeye çalışmışlar.
Yıllar süren hukuki mücadele sırasında Osmanlı Arşivlerinden de belge desteği alınmış ve sonunda hak yerini bulmuş, arazi, Doğu Makedonya Müftülüğü yetkililerine teslim edilmiş.
Şimdi sıra üzerinde gecekondu bir yapı bulunan arazinin boşaltılmasına ve yerine okul yapma işine gelmiş.
Arazi boşaltılmış.
Okul yapımı için hayır sahibi arama çalışmaları başlatılmış.
Çeşitli kişi ve kurumların kapısı çalınmış. Aranan kaynak bir türlü bulunamamış.
Birileri Doğu Makedonya Müftüsüne Deniz Feneri Derneği'nden bahsetmiş. Müftü ve bir grup arkadaşı Türkiye'ye gelip projeyi takdim ediyorlar.
Deniz Feneri Derneği yetkilileri dosyayı inceleyip okulun yapım kararını alıyorlar.
Müftü ve bölgede bulunan ahali haberi alınca bayram sevinci yaşıyorlar.
Hamidiye Lisesi adıyla inşa edilecek ve lise seviyesinde öğrenim görülecek okulun temel atma töreni için hazırlıklar yapılırken, Sabahattin Zaim Hocanın İştip doğumlu olduğu hatırlanıyor.
Hocaya, Hocam temel atmaya birlikte gitmek istiyoruz, bizimle gelir misiniz? diye teklif götürülüyor. Hoca sevincinden uçuyor adeta.
İştip'te okulun temeli atılıyor. Sabahattin Hoca, doğduğu ve 8 yaşına kadar yaşadığı evi 71 yıl sonra tekrar görüyor, duygulanıyor.
Sekiz ay gibi kısa bir sürede okulun yapımı Deniz Feneri Derneği tarafından tamamlanıyor.
Açılış merasimine Sabahattin Hoca da davet ediliyor.
Okulda civardaki Türk köylerinden gelen 120 öğrenci yatılı olarak öğrenim görüyor.
Ecdadın bir eseri daha ihya edilerek hizmete sokuluyor. Deniz Feneri bağışçılarının emanetleri, devam eden bir hayır kapısının açılmasında değerlendirilmiş oluyor.
Bugün eğitim hizmetine devam eden Hamidiye Lisesi'nin temel atma töreni sırasında Prof. Dr. Sabahattin Zaim Hoca, Deniz Feneri kamerası karşısında duygularını genel itibariyle şöyle dile getiriyordu:
Bugün tarihi birgün. Burada, Balkanlar'da başlayan yeniden ihya hareketinin güzel bir adımı daha atıldı. Tarihi hadiseler yaşanırken çoğu kez aktörler tarihi bir olayla iç içe oldularını bilemezler. Sonradan o olayın tarihe düşülmüş önemli bir not olduğu anlaşılır.
Bugün temelini attığımız okulun faaliyete başlamasıyla birlikte, onca acılı ve karanlık yılın ardından aydınlık için önemli bir adım atılmış olacak.
Hoca sözlerinin en vurucu ve akılda kalıcı kısmını sona bırakmıştı. Uğur Arslan'ın uzattığı Deniz Feneri mikrofonuna şu beyitleri okuyarak, yapılmakta olan işin önemini özetliyordu:
Cümle işler Halikındır, kul eliyle işlenir
Emr-i Bârî olmayınca sanma bir çöp deprenir.
Yeni bir hicri yılın ilk haftasındayız. Bütün işlerimizi, yapmakta olduklarımızı ve ertelediğimiz görevleri gözden geçirmenin tam vaktidir.
Ne ile meşgulüz?
Yaptıklarımız bizimle nereye kadar gelecek?
Gözümüzü kapadığımızda yanımızda neleri götürebileceğiz.
Bugünün acil işi Filistin'deki yangının söndürülmesi, yaraların sarılması, yaralıların tedavi edilmesi, açların doyurulması, giydirilmesi gereken kardeşlerimizin giydirilmesidir.
Bugünün acil işi, komşumuzun, akrabalarımızın, köydeki, gurbetteki yakınlarımızdan odunu kömürü olmayanların ısıtılmasıdır.
Biz bu işlerle ilglenmezsek Halık bu işlere birilerini memur eder elbet.
Biz neye memur edilmişiz?
Hayatımızın önemli sorularından birisi de bu olsa gerek.
Yeni Hicri yılda bu sorunun cevabını bularak başlayabiliriz amellerimizi temize çekmeye, öz muhasebemizi yapmaya.