‘Cumhuriyetçi kutlama’, ‘demokratik kutlama’

xxx23

19 Mayıs, 12 Eylül askeri darbesine kadar ‘Spor ve Gençlik Bayramı’ idi.

12 Eylül sonrasında aynı zamanda ‘Atatürk’ü Anma Günü’ olarak da kutlanmaya başlandı.

Bugün sıkı bir 19 Mayıs polemiği var ama bu polemikte hararetle taraf olanlar da dâhil,

19 Mayıs’ın ne zaman bayram olduğundan pek haberdar değil.

Daha tartışılan gün hakkında en genel geçer bilgilerden bihaber olunca, ‘cumhuriyetçi kutlama’ ile ‘demokratik kutlama’ arasındaki bilince de doğal olarak gelemiyoruz...

Önce hatırlatayım; Cumhuriyet 1923’te ilan edilmesine karşın ‘19 Mayıs’, 1937 yılında ‘bayram’ olarak kabul edilmiş.

***

“Nuriye Akman, sıkı Kemalistlerden İsmet Bozdağ’a soruyor:

‘Sayın Bozdağ, 19 Mayıs Milli Mücadele tarihinde çok önemli bir gün. İlk, ne zaman kutlandı?

- Yıl 1936. Günlerden 19 Mayıs. Atatürk Dolmabahçe’de, yanında Şükrü Kaya, Ruşen Eşref, Kılıç Ali, Salih Bozok, Mehmet Seydan, Nuri Conker var, konuşuyorlar. Birdenbire Atatürk soruyor: ‘Bugün günlerden ne?’ Diyorlar Salı, Çarşamba neyse. Ayın kaçı: 19’u. Aylardan ne: Mayıs. ‘Ne oldu bugün söyleyin bakalım’ diyor. Düşünüyorlar, 19 Mayıs’ta ne oldu?’

***

Nuriye Akman şaşırıyor. ‘Bilmiyorlar mı? Nasıl olur?’ diyor.

Bozdağ devam ediyor:

‘Nasıl bileceksin canım. O zamana kadar 19 Mayıs’ın lafı yok. Onun için soruyor Atatürk. Şimdi bunlar arıyorlar. ‘İzmir’in işgalinin 3’üncü günü’ diyorlar. ‘Ankara mitingi yapılmıştı’ diyorlar. Atatürk ‘değil’ diyor. ‘İsmet Paşa’nın Lozan’dan Gazi’ye çektiği telgraf’ diyorlar. ‘Hayır, o 1923’te, Mayıs’ta değil’ diyorlar. ‘Haliç Konferansı’ diyorlar.

‘İngilizlerle Irak meselesi üzerinde konuşmuştuk’ diyorlar.’

***

Akman da bu kez gazeteci merakıyla, ‘kim anlatıyor bunu size’ diye araya giriyor.

İsmet Bozdağ yanıtlıyor:

‘Şükrü Kaya anlattı. ‘Terakkiperver Fırka’nın kapatılması da bu aylarda olmuştu’ diyorlar. Atatürk ‘bırakın yahu bunları’ diyor. ‘Öyle bir şeydir ki bu, ülkenin kurtuluşudur.’ Yine bulamıyorlar. En sonra Şükrü Kaya hatırlıyor, ‘Bu sizin İstanbul’dan ayrıldığınız gün mü’ deyince ‘yaklaştın’ diyor, ‘Samsun’a çıktığımız gün.’ Sonra, ‘asıl yapacağınız bayram bu’ diyor. Ertesi sene 19 Mayıs’ta Şükrü Kaya’nın tertibiyle 19 Mayıs Bayramı kutlanıyor.’

***

Nuriye Akman da çoğumuz gibi 19 Mayıs’ın ancak 1937 yılında ‘bayram’ ilan edildiğini öğrenince, bu kez röportaj yapmakta olduğu ikinci tarihçi Cemal Kutay’a dönüyor.

‘Sayın Kutay, Atatürk bunca yıl neden bekledi 19 Mayıs’ı bayram yapmak için?’

‘19 Mayıs, 23 Nisan Hâkimiyeti Milliye Bayramı’nın felsefesi içinde ele alındı. Biz

Atatürk’ün gazetesi Hâkimiyeti Milliye’de

23 Nisan literatürünü yaparken, bunun başlangıç gününün 19 Mayıs olduğunu söylemekle yetiniyorduk. Ayrıca kutlanması hatıra gelmemişti. 19 Mayıs’ın ayrıca bayram olarak kutlanması kararı bence Atatürk’ün hastalığının acı bir gerçek olarak ortaya çıkması ile ilgilidir.’

***

Daha ziyade propagandaya dayalı ‘otoriter kültür’, saydamlıktan hiç haz etmez ama topluma zorla bayramlar kutlatır...

19 Mayıs’ı kutluyoruz ama ne zaman, nasıl ve niçin bayram ilan edildiğinden hiç birimizin haberi yok.

Bu kadar kapalı yapılarda da ‘bayramlar’ devlet tarafından, otoriter cumhuriyet kalıplarına göre resmi bir çerçevede, hep aynı şekilde kutlanır...

Demokrasilerde ise her şey saydamdır ve bayramları toplumlar bir tür ‘halk eğlencesi’ coşkusuyla, çok içten ve benimseyerek kutlar.

***

19 Mayıs’ın kutlamasında hafif bir değişiklik yapan Milli Eğitim Bakanlığı da, buna muhalefet eden cumhuriyetçi anlayış da 19 Mayıs konusunu cumhuriyet-demokrasi bağlamında ele almaktan uzak seyrediyorlar...

O zaman da tarafların yaptıkları açıklamalara başta kendilerinin inanmadığı için tartışma, ‘bir bardakta fırtına’ görüntüsüyle gündemi biraz daha sığlaştırıp sahteleştiriyor...

***

Konuya müdahil olacaksınız, önce kendinize şu soruyu sorun:

‘19 Mayıs ne zaman ve nasıl bayram olmuştu?’