YENİ DELHİ (Hindistan)- Dünyanın en çok dolar milyonerine sahip ülkesi burası; buna karşılık yüz milyonlarca insan açlık ve sefalet içerisinde yaşıyor... Aynı dili konuşmadığı için birbirini anlamayan vatandaşları olduğu gibi İngilizcenin en yaygın kullanıldığı ülke de burası... Gandi soyadlı iki başbakanı birbiri ardına suikastta kaybettiği halde demokrasiden vazgeçmedi. Dünya siyasetinde en önemli birkaç ülke arasında adı en başlarda zikrediliyor.
Burası Hindistan ve bizler de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün nicedir beklenilen resmi gezisini izlemek üzere buradayız. Ülkenin öndegelenleriyle görüşmeler ikinci güne bırakıldığı için, Cumhurbaşkanı Gül, Hindistan'daki ilk gününü, siyasi mesajlar vermek için ayırmış. Önce çeşitli eğilimden aydınlarla biraraya geldi Cumhurbaşkanı, öğleden sonra da Amity Üniversitesi'nde kendisine tevcih edilen 'felsefe doktorası'nı kabulde bir konuşma yaptı.
Her iki vesilede de Türkiye ile Hindistan'ın global gelişmelere yaklaşımdaki ortaklıklara işaret etmesi ilginçti.
Cumhurbaşkanı konuşmasında önemli konular üzerinde durdu. Önce şu tehdit değerlendirmesini yaptı: "Dünyada bugün büyük bir değişim yaşanıyor ve bu durum da varolan dengeleri tehdit ediyor. Bir yanda terör köşelerde pusu kurmuş bekliyor, bir yanda da savaşlar, savaşlara yol açabilecek büyük ihtilâflar, bir lokma ekmeğe muhtaç yığınlar... Uluslararası arena ise enerji güvenliği ve iklim değişikliği gibi tehditlerle daha yakından ilgilenme ihtiyacı hissediyor."
Sonra da sorunlar ve ihtilâflar arasındaki ortak noktaya dikkat çekti: "Sorunlar birbirinden müthiş farklı olsa da aralarında 'global' olmak gibi ortak bir nokta var. Dünyanın hangi köşesinde ve hangi milletten olursa olsun, ekonomik gücüne de bakılmaksızın, hemen her ülke aynı sorunlarla baş etme çabasında. Sorunlar ne kadar ortaksa, çözüm bulma gereği de o kadar âcil..."
"Kötümser olmak gerekir mi?" sorusunu "Hayır" diye kendisi cevapladı Cumhurbaşkanı Gül. "Her sorunun mutlaka bir çözümü vardır. Bugünün sorunlarına insanlar sebep oldu, çözümü de elbette insanoğlu bulacaktır; yani bizler. Çare de 'Global düzen'de varolan eksiklerin giderilmesidir." Cumhurbaşkanı, "Birlikte hareket edersek, her soruna çözüm buluruz" da dedi.
Törenin yapıldığı Amity Üniversitesi'nin salonunu dolduran genç-yaşlı öğretim üyeleri ile gencecik öğrenciler üzerinde gözlerimi dolaştırdığımda, törenin burasında, çoğunun pür dikkat teklifler bölümüne gelinmesini beklediklerini fark ettim. Türkiye'nin son yıllarda artan değeri, uluslararası arenada üstlendiği misyon Hindistan'da da biliniyor olmalı.
"Sorun çözümünde Türkiye deneyimi güzel bir örnek olabilir" dedi Cumhurbaşkanı. "Biz kısa sürede kendimizi uluslararası ihtilâflarda samimi bir arabulucu ve kolaylaştırıcı konumuna getirdik. Önce bölgemizin sorunlarını belirledik, sonra muhataplarımızla yüksek düzeyde açık, âdil ve sürekli diyaloglar başlattık. Sorun ne olursa olsun cesaret şart. Biz bugün bunu yapıyoruz. Hem de yalnız bölgemizin sorunlarıyla değil, bizden uzak coğrafyalardaki sorunlarla da ilgilenerek..."
Hindistan dışarıya pek iş veren bir ülke değil, ama yine de çeşitli alanlarda başarı kazanmış Türk müteşebbisler var. Cumhurbaşkanı Gül, Amity Üniversitesi konuşmasında, "Tarihi ipek yolunu yeniden canlandıralım, Asya ve Avrupa ülkelerini birbirine bağlayacak ulaşım projelerinde, enerjide işbirliği yapabiliriz" dediğinde, dinleyiciler arasında bulunan Hintli bürokratların hızla not aldıklarını gördüm.