Gündem Okumaları 3
Bir özlü söz vardır. Şeytan taşlamaktan salavat çekmeye fırsat bulamamak…
Gündem maalesef çok kirli. Olumsuz, kavga eksenli bu gündemler hepimizi gereğinden fazla oyalıyor. Gönül dünyamızı karartıyor. Hâlbuki hayatın içinde çok güzel şeyler de oluyor ve biz çoğu zaman bu güzelliklerin farkına bile varmıyoruz.
Pandemi sebebiyle insanların evlerine kapandığı, işyerlerinin çoğu zaman kapalı olduğu, gelir adaletsizliğinin daha da arttığı bu günlerde toplum dayanışması çok önemli hale geliyor. Geleneksel Türk aile yapısı ve yardımlaşma kültürümüz bu dönemde moral verici örnekleriyle tekrar devreye giriyor. Unutulduğunu sandığımız birçok gelenek yeni yüzleriyle karşımıza çıkıyor. Bütün sorunlarımızı gidermese de toplum olarak dertlere birlikte göğüs germe irademiz bizi birbirimize yaklaştırıyor ve ümitlerimiz arttırıyor. Geleceğe dair…
Ramazan ayın içerisinde pek çok şehirden uygulama örneklerini gördüğümüz bir Osmanlı Geleneği olan “Zimem Defteri” tekrar hayat geçiyor. Zimem defteri günümüz tabiriyle “Veresiye Defteri” dir. Günümüzde mahalle bakkallarımızda (manav, kasap vs) da bulunan bu defterler Osmanlı döneminde de yaygın olarak kullanılırdı. Durumu iyi olmayan mahalle sakinleri mahalle esnafından alışveriş yapar ve ödemesini daha sonraki zamanlarda durumu iyi oldukça toplu olarak gerçekleştirirlerdi.
Osmanlı döneminde özellikle Ramazan ayında tebdil-i kıyafet yapan zenginler hiç bilinmedikleri semtlere gidip, bakkal-manav-fırıncı esnafının dükkânına girip zimem (veresiye) defterini açtırır bazen defterin tamamını bazen belirli sayfalarında yer alan kişi borçlarını ödeyerek borçları ödenen sayfaları da yırtarak alırlardı. Tıpkı “Sadaka Taşı” geleneğimiz gibi bu gelenekte de borcu ödenen kişiler, borcu ödeyenin kim olduğunu, borcu sildiren de kimi borçtan kurtardığını bilmezdi. Bir elin verdiğini diğeri bilmez karşılıksız, gösterişsiz bir hayır işi Allah rızası için yapılırdı. Borcu silinenin kimseye manevi bir borcu olmaz, Allah’ın lütfu bu iyilik için vesile olana dua ederdi.
Unutulduğunu düşündüğümüz bu gelenek pandemi döneminin sıkıntılı günlerinde ortaya çıkıverdi. Pek çok örneği basına da yansıyan bu uygulamadan bir iki örneği sizlerle paylaşmak istiyorum.
Benim de memleketim olan Konya Karapınar’dan bir haber: “Konya’nın Karapınar ilçesinde bir hayırsever, mahalle bakkalında veresiye defterinde yazılı olan borçları sildirdi.”(Konhaber)
Bunun gibi yurdun farklı yerlerinden pek çok bireysel habere rastladık Ramazan ayında. Ancak, “Zimem Defteri” geleneğini bir şehri topyekün seferber ederek yaygın bir şekilde gerçekleştirildiği güzel bir uygulamayı Gaziantep’de gördük.
Gaziantep’in gayretli Valisi Sayın Davut Gül’ün himayesinde gerçekleştirilen çalışma gerçekten takdire şayan bir organizasyon.
Sayın Valimizin duyusuyla özetlersek “Zimem defteri projesiyle, 29.500 Gazinantep’linin 520 işletmeye olan 5,2 milyon borcu Valilik koordinesinde hayırseverler tarafından” ödenmiş.
29.500 borçlu insan, 520 işletme ve 5,2 milyon borç… Dile kolay. Sayın Vali’den, emeği geçenlerden ve hayırseverlerden Allah razı olsun…
Askıda Sebze Uygulamaları…
Yine yurdun farklı bölgelerinden pazar yerlerinde ihtiyaç sahibi insanların “Ücretsiz” alabilecekleri sebze ve meyve poşetleri… Bazen sivil toplumun, bazen pazarcıların bazen de belediyelerin himayesinde anlamlı bir yardımlaşma örneği…
Çocukların yüzünde bir gülümseme…
Özellikle turfanda meyve mevsiminde marketlere çocuklarımızla gittiğimizde yaşadığımız bir sıkıntı. Yeni çıkmış meyveyi market içerisinde hemen yemek isteyen çocuklar…
Satın alma gücünüz yoksa işiniz zaten zor. Olsa bile kasadan geçmeden yemesine izin vermenin tedirginliği… Hepimiz bu durumu yaşamışızdır. Tarttırıp ödemek için barkodunu aldığımız meyve bile olsa “dışardan algı nasıl olur” endişesi…
Son dönemde faklı şehirlerden ve pazar tezgâhlarından, market reyonlarından ya da bahçe sahiplerinden gelen bir yeni “uygulama” hepimizin içini ısıttı. “Çocuklar için ücretsiz göz hakkı reyonu”…
Kovid sebebiyle işini kaybedenlere Bedava ekmek…
Para kazandığı komşusu, müşterisi sıkıntıya düştüğünde “komşusu aç iken tok yatmak istemeyen” esnafın aldığı gönüllü aksiyonlar…
Çok şükür böyle bir dayanışma ruhumuz var. Hayata sadece tv penceresinden, iç karartan haberlerden bakmayalım. İyilik ölmedi. Yeni ve özgün uygulamalarla Yurdumun her köşesinde karşımıza çıkıyor…Allah birlik ve beraberliğimizi daim eylesin….
twitter, ınstagram, Yaay @unalsade