Çocuklar Kimin: Ebeveynin mi Devletin mi ?

Lütfi AYHAN

 

                                    

4+4+4 sistemi tartışılırken konunun esas muhatabı olan ebeveynlerin yok sayılması size de garip gelmiyor mu? Dünyalık sevgilerin en büyüğü hangisidir? Vatan sevgisi mi, anne sevgisi mi, baba sevgisi mi, kardeş sevgisi mi, arkadaş sevgisi mi, yar sevgisi mi, yoksa evlat sevgisi mi? Tarihte yaşananlara baktığımızda, etrafımızda yaşananları dikkatle gözlemlediğimizde görürüz ki dünyalık sevgilerin en büyüğü Annelerin yavrularına duyduğu sevgidir. Bunu, Babaların çocuklarına duyduğu sevgi takip eder. Bu sevgileri diğer sevgiler (anne, baba, kardeş, arkadaş, yar, vatan, mal, para, makam, şöhret…)  takip eder. Niye böyle? İşte Öyle. Yaratan öyle yaratmış çünkü! Bu gerçeği Korkaklığı ile nam salmış tavukların, civcivlerini azgın köpeklere karşı hayatını riske ederek korurken görebilirisiniz. Anne sevgisinin büyüklüğünü,  Serçenin, dal üzerine kurduğu yuvasındaki yavrulara yılan yaklaşırken hayatını riske etmesinde görebilirsiniz. Babanın evlada duyduğu sevginin büyüklüğünü Gözü yaşlı Yakub’un (as) güzel yüzlü Yusuf’a duyduğu özlemde görebilirisiniz. Bu sevgidir ki Yakup (as)a gözlerini kaybettirmiş ve bu evlat özleminin büyüklüğü ki O’nun burnunu kilometrelerce uzaklıktaki Yusuf’un kokusunu alabilecek bir hassasiyete büründürmüştür. .     

Bu dünyada Müslümanların en büyük yatırımı evlatlarıdır. Niye? Çünkü İslam, Müslüman nesiller var oldukça güçlenecek ve Dünyada da adalet ancak İslam sayesinde var olacaktır. İnsanlık,  ancak İslam sayesinde ebedi hayatı öğrenecek ve onun sayesinde ebedi huzuru kazanacaktır.  Veya onun eksikliğinde ebedi azaba duçar olacaktır. Bir mümin için bu dünyadaki en büyük kazanç imanlı, ahlaklı çocuklar yetiştirmektir. Çünkü o çocuklar kendisine öldükten sonra sevap göndermeye devam edecek yegâne varlıktır. Veya tam tersi çocuklarını Allahın istediği, Peygamberin tarif ettiği şekilde yetiştirmeyip günah yüklü bir hayatla baş başa bırakıp giderse vay onun haline. Bu nedenle müminlerin bu dünyadaki en büyük arzuları imanlı, ibadetli, İslam ahlakına uygun bir hayat sürecek ve böylece cenneti kazanacak nesiller yetiştirmektir. Bu sadece bir arzu değil aynı zamanda en büyük vazifedir de.

Bu girişten sonra başlıktaki soruya geri dönelim. Dünyalık sermayelerin en büyüğü, dünyalık sevgilerin en zirvesi olan çocuklar kimindir? Allahın mı? Devletin mi? Milletin mi? Ebeveynin mi?  Geriye bıraktığımız nesillerimiz eğer bizim en büyük sermayemizse, bizim cennet veya cehenneme gitmemizdeki en büyük amillerden biri ise onun üzerindeki esas söz sahibi benim olmam gerekir. Eğitimle ilgili son tartışmalarda dikkat çeken bir ayrıntı şu; Bu konuda kurumlar görüş bildiriyor, siyasetçiler konuşuyor,  STK lar öneriler sunuyor.  Fakat hiç kimse “yahu çocuğun gerçek sahibi ailedir. Bu konuda ebeveyne de bir soralım” demiyor. Ailenin, ebeveynin, bu konudaki görüşleri sanki hiç önemli değilmiş gibi. Sanki bu çocuğun babası devlet, annesi millet, amcaları STK lar, dayıları dernekler… 

Eğitimle ilgili kararlar alınırken çocuğu doğurup büyüten, onun için maddi manevi zorluklara katlanan, geceleri uykusuz kalan, gündüzleri onu büyütmek, ihtiyaçlarını gidermek için büyük emek sarf eden ve en önemlisi ona duyduğu sevgi hiçbir şeyle ölçülmeyen Ebeveynin iğrapta mahalli yokmuş gibi dışlanması akıl alacak  şey değil. Eğer çocuk en başta aileninse (Ki inancımıza göre aslında çocuk onlara da Allahın bir emanetidir) okulda ne okutulacak, nasıl bir karakter verilecek, hangi değerler ön plana çıkarılacak, nasıl bir eğitim sağlanacak… Onlara mutlaka danışılması lazım. Yoksa ailenin isteği ile devletin isteği birbirine zıt olursa, ailenin ak dediğine öğretmenler kara derse şahsiyeti parçalanmış, düşünceleri alabora olmuş nesiller türer. Tabi burada matematik gibi, fizik gibi derslerin evrensel doğrularından bahsetmiyoruz. Bu konuda elbette ilmin verileri esas alınır. Benim söylediğim daha çok sosyal bilimlerde ve davranış bilimlerindeki farklılıklarda meydana gelen haller.

Velhasıl eğitimle ilgili tartışmaların ayyuka çıktığı bu günlerde milleti oluşturan değişik inanç gruplarının (başta Müslümanlar olmak üzere, azınlıkların ve değişik mezheplerin ) hassasiyetleri de göz ardı edilmemeli. Çünkü çocuk üzerinde ebeveynin hakkı devletten daha önce gelir.  

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.