Her gül mevsiminde yapraklarım dökülür, yamalı sevdalarım gelir aklıma.
Neden kış aşkları kalıcı olur bilir misiniz?
Tüm gerçekler soğuk yüzüyle ortada kalır, yazgı adına yaşadığımız
her şey şeffaftır bu mevsimde.
Anlarız ki,
Sevme zamanı...
Saf mağrur...
Kimsin, nesin, nereden geldin, yaşın kaç, evli misin yoksa bekar mı? Ne iş yaparsın?
Bunlar sadece bahanelerin.
Kaybolmak istersin sadece, sana uzattığı gül yaprağı dudak kıvrımları
arasında. Yüzündeki kalmış çizgilerin hesabını da yapmadın,
sormadın nasıl bunca zaman bunlarla yaşadın.
Yine sormayacaksın, dalacaksın kaybolmak için aşkın uçsuz
bucaksız bakir koynuna. Bakarken aynaya, geçmişin izlerini bulup,
göz pınarlarından aşağıya süzülen yaşların yer yaptığı o ince
çizgileri tek tek sayacaksın.
Ne sevda yaşları akmıştır bu yollardan. Kalp tınının ritimlerini
bile unutur olmuşsun.
Ya şimdi?
Anlarsın yaş eriyor kemale, gündönümleri bile senin için kırgınlıklar
ifade eder. Baktığın aynayı ters çevirip, zamanın yitmiş
altın yıllarına doğrulup, göç yollarına düşesin gelir. Gümüş yeleli,
zemheri koşumlu atların, dönüşü olmayan sürgündeler.
Kabul et sonsuzluk yok
Bir kendin yaşarsın
Yine kendinden öte...
Dilek SOYSAL