Ramazan ayının gelmesiyle belediyeler her gün farklı bir iftar programıyla bizleri buluşturuyor. İçlerinde en ilgimi çeken de çocuklara verilen çocuk iftarlarıydı. Çocukları dine yönlendirmek, orucu sevdirmek için çok güzel bir adım olduğunu düşünüyorum. Peki çocuklarımıza camiyi , namazı sevdirmek, namaz kılmaya yönlendirmek için neler yapıyoruz? Cami çocuğun saf gönlüne inşa edilirse büyüdüğünde onu camiye sokmak için özel bir çaba gerekmez. Bunun yolu da çocukları camiye çekmektir. Bu konuda aileler kadar din görevlilerinin ve cemaatinde üzerine düşen büyük görevler var tabi bunların en önemlisi de hoşgörü...
Mesela; Haftanın bir günü hiç değilse bir vakti çocuk vakti ilan edilse, cemaatten çocuklarıyla veya torunlarıyla gelmeleri istenilse, namaz ve din eğitimi sonrası çocukları mutlu edecek oyunlar oynansa, çocuklar arasında yarışmalar yapılıp kazanan kişiye hediyeler verilse, Çocuklar kendi içlerinde bir cemaat oluştursa ve en yetkin çocuk, çocuk cemaatine imamlık yapsa çocuklar için teşvik edici olmaz mı?
Çocukları namaza alıştırmak için seçilmesi gereken en önemli zamanın Ramazan ayı olduğunu düşünüyorum. Çünkü çocuklar için teravih namazının ayrı bir heyecanı vardır. Çocukken en arka safa geçer, kendi aramızda muziplikler yapar, yanımızdakinin ayağına basar, iter kakar, gülüşürdük. Genellikle namaz boyunca yaşlı teyzelerle göz göze gelmemeye çalışır, bir yandan da Fatiha suresinden sonra kim daha yüksek sesle “amin” diyecek yarışına girerdik. Bu durumdan rahatsız olan cemaatteki bazı teyzeler ise bizi azarlayıp annemize dönerek, “çocuklarınızı bir daha camiye getirmeyin” diyorlardı. Bizim çocuk olduğumuzu unutan bazı büyüklerin bu yanlış tavırları yüzünden en güvenilir yerde olduğumuzu düşünürken bir an da cami bize itici gelebiliyordu.
“Camiden kovulduğumda 7 yaşımdaydım camiye tekrar dönmek tam 70 yılımı aldı” demişti. Rahmetli Cem KARACA. Okuduğum bir yazıda da Yahudilerin çocuklarına kutsal kitapları Tevrat’ı çikolatayla sevdirdiklerini öğrenince, biz Müslümanların yıllardır çocuklara dini sevdirme adına yapılan hatalarımızı tekrar, tekrar sorguladım. Yahudi bir baba çocuğunun önüne Tevrat’ı koyduğunda çocuğunun ağzına çikolata veriyormuş. Buradaki amaç çocuğun beyninde çikolatanın tadıyla Tevrat arasında bir ilişki kurdurmak. Yahudi çocuğunu kutsal kitabına bu şekilde yönlendirirken; bazı din görevlilerimiz, camiye merakla, hevesle gelen bir çocuğu camide gürültü yaptığı için kovularak neredeyse bir ömür dinden uzak yaşamasına sebep oluyor ne acı değil mi?
Ben diyorum ki, çocukların çocuk oldukları unutup onlardan büyükler gibi davranmalarını beklememeliyiz. Yaptıkları yaramazlıklara müsamaha ile yaklaşmalı, onları azarlayarak camiden uzaklaştırıp, kovmamalıyız. Çünkü camiler Allah’ın (c.c) evleridir biz bu evlere misafiriz. Misafir olduğumuz yerde ev sahibinin kabul ettiğini bizler nasıl kovabiliriz? Unutmayalım ki, biz namaz kılarken torunu sırtına çıktığında düşmesin diye secdeyi uzatan bir Peygamber’in (s.a.v) ümmetiyiz.