Çiğit Oynamak!..

Uğur CANBOLAT

Hayat çiğit oynamak gibi…

Bir kazanıyorsun. Bir kaybediyorsun. Mücadele azmin hiç bitmiyor. Gayret hali devam ediyor. Heyecansa hiç dinmiyor.

Hep kazanmak istiyorsun. Hep ilerlemek…

Bir yerlere ulaşmak, bir şeyleri elde etmek… Bu hülyanın peşinden koşturup duruyorsun! Gece gündüz… Çoğunlukla da omzuna yeni yükler alarak… Ama bununla beraber önemli ihmaller de yaparak… Bunlardan en önemli üçü ise; aile, uyku ve zaman…

Derken seneler ardı ardına dizilmiş…

Ağaçlar büyümüş, meyveye durmuş.

Bizim beden binamızda bir yaş daha almış… Bir yıl daha eskimiş kısacası…

Çiğit yuvarlar gibiyiz…

Hayat ne yana akıyor bilmiyoruz çoğunlukla?

Biz o çiğitin peşinde koşuyoruz… Önümüzdeki çiğiti yuvarlıyoruz derken aslında yuvarlanan biz oluyoruz. Eğitiyor hayat bizi… Öğüterek de olsa…

Evet hepimiz bir yerlerde yuvarlanıyoruz. Bir şeylerin peşindeyiz. Bir gayenin çengeline tutulmuş hedefe doğru at sürüyoruz!

Doludizgin bir süratle kovalıyoruz hayatı…

Kritik olan ise nerede yuvarlandığımızdır!

Kiminle yuvarlandığımız konusu önemlidir. Haşrimiz kiminle? Neşrimiz nerede?

Kimin harmanında gerçekleşiyor bu yuvarlanma?

Kovaladığımız çiğitler hangi meydanda?

Temel mesele bu kanaatimce…

Hayat akıyor evet… Fizik bedenimiz bir yıl daha eskidi. Doğru…

Ama temel mesele bu değil ki!.. Nedir peki?

Hangi gönüldür meydanımız? Budur temel konu!..

Sevgi iklimimiz kimin?

Baharda kimin çiçekleri tomurcuklanıyor yüreğimizde?

Hangi filizler kök salıyor ruhumuzda?

Sevincimiz ne için? Hüzünlerimizde kimler doluyor içimize!..

Gözyaşımızın sıcaklığında kimin ismi var?

Hasretimiz kimden yana? Arzumuz hangi istikameti gösteriyor?

Kimler büyüyor içimizde? Nasıl güzelleşiyoruz?

Canımızı kimlerin canına katıyoruz?

Yoldayız evet ama kimlerle yürüyoruz? Bu yol nereye çıkar?

İşte tüm bu sorular hayatımızın muhasebesine götürür bizi…

Geçmişi vicdan aynasında eleriz… Yüzleşiriz.

Doğrularımızı çoğaltıp, yanlışlarımızı azaltmayı başarabilmişsek çiğit oynarken doğru yaşamışız demektir.

Yoksa bedenin bir yılı daha geriye bırakmasının ne kıymeti olabilir ki?

Çiğit çocukluğumuzun oyunuydu… Kaysı çekirdeklerine denir Orta Anadolu’da… Doyulmazdı bu oyunun keyfine…

Dünyada bir oyun değil mi? Bir rüyadan ibaret değil mi tüm yaşadıklarımız?

Yapıp ettiklerimiz aslında bir oyundan ibaret…

Gerçek hayata uyandığımızda, oyun bitti denildiğinde hakikat ortaya çıkacak…

Ve işte yukarıdaki sorular o zaman daha da önem kazanacak!

Hayatı uzun yaşamak önemli değil!

Yeni yaş almalar mühim değil… Hiç hem de…

Önemli olan kimin mânâ ikliminde yaşadığındır! Hangi kurnalardan su içtiğindir kıymetli olan şey!...

Hangi irfan sofrasından beslendiğindir. Bu gıdaları ne kadar doğru hazmedebildiğindir esas olan…

Kısa zamana bir şey sığdıramayan uzun zamana sığdırabilir mi?

Çöl gibi kupkuru hissetmeden kendini rahmet yağmurlarına bağrını açabilir misin?

Yaşlarımız geçiyor. Bedenimiz bir yıl daha eskiyor.

Ya gönlümüz?

O ne durumda? Hayatını sürdürebiliyor mu? Yeni lezzetlere teşne mi? Hakikatin perdesini aralamaya niyetli mi? Gayreti var mı?

Aşk diliyor mu Aziz elinden? Sönmeyen nura talip mi? Nurunu baki kılmayı niyaz ediyor mu?

Feyz alabiliyor mu? Mânâ âlemlerinden salınan feyz pınarlarına tutabileceğimiz kıvamda mı o yürek?!

Cevabımız evetse problem yok!

Doğru yerde çiğit oynamışız demektir.

Gir oyna o zaman. Çık oyna…

Devran senin… Dem senin… Ne çıkar beden yaşlanmışsa! Ne çıkar eskimişsen! Gönlün her an terütaze ise ne gam!

Alında bugün çiğit oyunlarından bahsedecektim.

Çocukluk günlerine sığınmak için açmıştım kalemimin ucunu!

Zihinsel bir yolculuk yapmaktı amacım o günlere. Baharın ılıklığına eş bir ılık meltem sunmaktı isteğim… Ama yazıya başlarken gördüğüm ‘yeni yaş kutlaması ve iyi temenni’ mesajları sözlerimin mecrasını değiştirdi.

Savurdu bu tarafa…

İyi mi oldu bilmiyorum…

Hadi! Çiğit oynamaya gidelim.

HABER NAME/ 07.04.2012 canbolatugur@gmail.com/ https://twitter.com/ugurcanbolathttps://www.facebook.com/iyibakkendine 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.