SÖZÜN ÖZÜ (KISA KISA) - 19
Tipik CHP Zihniyeti ve Olmayan Laiklik Etrafında Koparılan Fırtına
CHP'li Antalya Belediye Başkanı demiş ki: "Camiye ayakkabı ile giriliyor mu ki GATA'ya da türbanla girilsin!?"
İşte tipik chp zihniyeti budur. Camiye ayakkabı ile girilemezse askeri hastaneye de türbanla (başörtüsü ile) girilemezmiş!
Size mi kaldı başörtüsüyle nereye girilip girilmeyeceğine karar vermek? O askeri binaların parası başörtülülerden veya onların yakınlarından alınan vergilerle ödenmiyor mu? O başörtülülerin çocukları askere alınıp cepheye gönderilmiyor mu?
(Tabii bu örnekte camiden yabancı bir unsur gibi bahsedildiğini de görmek lazım, hiçbir normal müslüman cami örneği vermez, onu bir başka şeyle alternatif gibi sunup dini özgürlüklerin aleyhine kullanmaz!)
Yazıklar olsun.
Bu devşirilmiş zihniyet kendi aykırılığından utanacağına, milletinden ve onun değerlerinden utanıyor! Antalya fatihi Alaaddin Keykubat bunları görse herhalde yüzlerine tükürürdü.
Ve ne yazık ki, yüzde doksanının müslüman olduğu söylenen bir ülkede, chp gibi inanç karşıtlığını her fırsatta sergileyen bir partiye %20 civarı oy verilebilmektedir.
Öte yandan, chp'nin birçok başörtüsü düşmanını milletvekili yaptığını ve başörtülülerin serbestçe üniversiteye girebilmesiyle ilgili düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi'nde iptal ettirdiğini de unutmamak gerekiyor.
Evet, kurumsallaşmış hallerinden biri olan chp örneğinde gözüktüğü üzere, kemalizm milleti bölmeye ve çürütmeye devam ediyor.
Kemalistlerin veya laikçilerin, dinini yaşamak isteyen müslümanlara karşı "Siz gelirseniz bize baskı yaparsınız, o yüzden biz size baskı yapıyoruz!" tutumu tam bir ikiyüzlülüktür.
Türkiye'nin kaybedeceği bir laiklik yoktur, çünkü Türkiye rejimi yani kemalizm hiçbir zaman laik olmamıştır, asla laik değildir. (bakınız Diyanet kurumu, bakınız başörtüsü zulmü, bakınız 28 Şubat Kararları, bakınız 27 Nisan E-muhtırası, bakınız GATA'ya başörtülü Başbakan eşini almamak, bakınız askeriyeye askerlerin başörtülü yakınlarını sokmamak, bakınız ordudan ihraç edilenlerin kimliği, bakınız askerde Cuma, Bayram veya normal namaz kılmanın zorluğu, bakınız yargının haklardan yana değil haksızlıklardan yana birçok kararı vs)
Türkiye'nin laik olduğu ve bunu korumak gerektiği, yoksa milletin birbirine gireceği türü iddialar tipik kemalist efsanelerden biridir. Türkiye'deki laiklik uygulamada din karşıtlığıdır, hakların ve özgürlüklerin kısıtlanmasıdır, darbelerdir.
"Bizim durumumuz farklı, o yüzden laikliğimiz de farklı!" diyenler laiklik putlarını kendi elleriyle yıkanlardır; evet ortada apaçık bir çelişki vardır, laikçiler kendi uymadıkları kuralları başkalarına dayatmaktadır.
Laiklik "din özgürlüğü" anlamında ise kimsenin buna itirazı olamaz, fakat "müslümanları kemalistçe yaşatmak" dayatması ise elbette müslümanların buna itirazı olacaktır; hiç kimse kendi uymadığı birşeyi başkasından isteyemez.
Kemalistler dinin devlete karışmasını istemiyorlarsa, devleti de dine karıştırmayacaklar, müslümanları rahat bırakacaklar; inançları veya ibadetleri sebebiyle müslümanlara zulmetmeyecekler, zorluk çıkarmayacaklar, kamudan dışlamayacaklar, dağdan gelip bağdakini kovmayacaklar.
İslam Zorla Yayılmadı, Yayılmıyor, Yayılmaz
Mekke'de müslümanlar zulüm altındayken, nasıl İslam zorla yayılabilir?
Medine'de müslümanlar azınlık halindeyken, nasıl İslam zorla yayılabilir?
Çoğunluk olan müşrik kabileler müslümanlara saldırmışken, nasıl İslam zorla yayılabilir?
Dönemin iki süpergücü olan Bizans ve Sasani İmparatorlukları müslümanlara düşmanlık edip saldırmışken, nasıl İslam zorla yayılabilir?
Müslümanlar arasındaki iç karışıklıklara rağmen Mısır gibi halkının çoğu gayrimüslim olan koca memleketler tekrar Bizans'a dönmemişken, İslam nasıl zorla yayılabilir?
(çünkü müslümanların yönetimi adaletliydi, Bizans gibi yüksek vergiler alınmıyordu, cüzi bir cizye alınıp karşılığında can, mal, din ve ibadet hürriyeti tanınıyordu)
Günümüzde en büyük müslüman nüfusa sahip olan Endonezya'ya tüccarlar vasıtasıyla gitmişken, İslam nasıl zorla yayılabilir?
Türkler en güçlü dönemlerinde topluca müslüman olmuşken, İslam nasıl zorla yayılabilir?
Dahası Kuran "Dinde zorlama yoktur." derken, İslam nasıl zorla yayılabilir?..
İslam'ın zorla yayıldığı türü iddialar, İslam düşmanlarının uydurduğu gerçekdışı iftiralardır, hakikatle hiçbir ilgisi yoktur.
Elbette müslümanlar tarih boyunca çeşitli savaşlar yapmışlardır fakat zorla insanları müslüman yapmak için savaşılmaz; çünkü iman gönül işidir ve bu sebeple değerlidir, zorla iman olmaz.
Ne Emeviler, ne Abbasiler, ne Selçuklular, ne Osmanlılar zorla hiçbir milleti müslüman yapmamışlardır; bunlar tarihi birer gerçek olduğu gibi, eskiden bu devletlerin egemenliği altında yaşayan birçok milletin günümüzde hıristiyan olarak varlıklarını sürdürmesi de bunun ispatıdır. Halbuki mesela Bizans, resmi devlet mezhebini tanımayan Ermeniler gibi topluluklara zulmediyordu, müslümanlar olmasaydı belki de Ermeniler olmazdı; gerçi onlar da sonradan nankörlük ettiler, tıpkı Avrupa’dan/İspanya’dan kovulan Yahudilere kucak açan Osmanlı’ya ve müslümanlara siyonist yahudilerin nankörlük etmesi gibi)
İslam'ın eskiden zorla yayıldığı iftirasıyla kendilerini kandıran gafillere bir ispat da, günümüzde en hızlı yayılan dinin İslam olmasıdır; müslümanların tüm hatalarına rağmen, düşmanların tüm saldırılarına ve iftiralarına rağmen!..
(Onların iddiası mesela günümüzde Afganlıların veya Iraklıların zorla Amerikalıları veya Rusları müslümanlaştırdığını veya müslümanlaştırabileceğini iddia etmek kadar saçmadır.)
Soru basit: Şu an dünyanın birçok ülkesinde binlerce insan müslüman oluyor, peki onlara en ufak bir zorlama var mı? Hayır, yok.
Tam tersine İslam'ı terörizmle, müslümanları da teröristle eşleştirmeye çalışan birçok iftira kampanyalarına rağmen insanlar gerçeği görüp İslam'a koşuyor, darısı diğer gafillerin başına!..
Evet, günümüzde birçok müslüman topluluk işgal ve zulüm altında olduğu halde, yani bırakın müslümanların başkalarına baskı yapmasını onlar baskı altındayken, nasıl oluyor da İslam en çok yayılan din oluyor, neden binlerce gayrimüslim insan müslüman oluyor?
Demek ki İslam hak din, Allah'ın dini ve yüce Allah, onu hak edene hidayetini veriyor, yoksa dinine iftira edip de atıp tutanlara değil.
* * *
Kuran Meali
« De ki: “Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin.” … » (Kehf, 18/29)
Hâdis-i Şerif
“Hâyâ (ar, utanma duygusu), imandandır.”
(Buhârî, Müslim, Nesâî, Ebû Dâvud, Tirmizî, İbnu Mâce)
Seçkin'ce
“Tövbe, (vazgeçmek ve) yeniden başlamaktır.”
www.dunyaislamgunu.org - www.worldislamday.org - www.seckinislamicebooks.com