Eski CHP dünya siyasetinden pek az anlardı; Türkiye toplumuna ise 'yabancı' gibi baktığını belli ederdi. 'Yeni' CHP'nin de eskisinden farkı olmayacağı Wikileaks belgelerine yönetimin verdiği tepkiden anlaşılıyor.
CHP yönetimi, Amerikalı 'dedikoducu' diplomatların Washington'a gönderdiği raporlarda yer alan Başbakan Tayyip Erdoğan ve Ak Parti ile ilgili 'iddiaları' araştırmak üzere beş kişiden oluşan bir komisyon kurmuş...
Bilmediği şu CHP'nin: 'İsviçre bankaları' eskisi gibi her önüne gelen haydut ve soyguncunun parasını gizleyebildiği kurumlar olmaktan çıkalı hayli zaman oluyor; uyuşturucu, rüşvet ve benzeri yollarla haksız elde edilmiş kara paralara bankaların kapılarını sıkı sıkıya kapatmayı öngören uluslararası anlaşmaların altında İsviçre'nin de imzası var.
Hem bir insan neden sekiz hesap birden açtırsın ki İsviçre'de, tek bir hesap yetecekken?
Biri Amerikalılara sallamış, CHP de mal bulmuş mağribi gibi...
'Sosyal demokrat' iddialı partimiz, gözünü dört açıp seçime gidilen Türkiye'de işinin Wikileaks sızmalarından sonra daha da zorlaştığını bir an önce görmeli... Görmeli, çünkü CHP'nin bugüne kadarki seçimlerde ve son referandumda kampanyasını üstüne oturttuğu malzemeler birer birer elinden gidiyor...
Ak Parti, CHP'nin de katıldığı 'ulusalcı' söyleme göre, ABD'nin bölgemiz için çizdiği 'yeşil kuşak' veya yeni adıyla 'Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) bir ürünü. 'Ulusalcı' çevrelerin iddiası, bugüne kadar dış politikada ne yapıldıysa, hep BOP'un başarısı için ve Washington'dan gelen talimatlarla yapıldığı... "AKP Amerika'nın taşeronu" kalıbının geçtiği yazılarla dolu CHP'li gazetelerin koleksiyonları...
Aynı söylem CHP sözcülerinin de ağzından düşmezdi; Meclis tutanaklarına bakıldığında görülecektir.
Ankara'dan Washington'u bilgilendiren Amerikalı diplomatların yazdıkları raporlar bu 'ulusalcı' retoriği yerle bir etti. Adamlar Tayyip Erdoğan'ı, danışmanlarını, Ak Parti'yi ve partilileri zerre kadar sevmiyor, kendilerine en ufak bir saygı bile duymuyor...
'Ulusalcı' retoriği param parça eden bir yeni durum bu.
Sadece onu mu? 'Eksen kayması' kavramı eşliğinde ileri sürülen, sekiz yıldır uygulanan politikayla Türkiye'nin Batı'dan kayıp Ortadoğulu bir ülke olmaya yüz tuttuğu da aynı çevrelerin bir iddiasıydı; yayımlanan belgeler o iddiayı da tuzla buz ediverdi.
Nasıl mı? Şöyle: Türkiye'nin kaydığı söylenen eksenin en önemli bazı ülkelerinin temel sorunlarda ABD'nin ağzına baktıklarını ve Türkiye'den çok farklı bir politik çizgi izlediklerini göstererek...
Belgelere göre, Türkiye, hem ABD'den (ve genel olarak Batı'dan) hem de Ortadoğu'nun belli başlı ülkelerinden (Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinden olduğu kadar İran'dan da) bağımsız bir politikaya sahip.
Kızıyor Amerikalılar, "Allah kahretsin, ama ne yapalım?" havasını belli ediyorlar raporlarında, ancak hakkı da teslim ediyorlar...
Sandıklarının veya belli ettiklerinin aksine, şimdiye kadar açıklanmış belgelerden CHP'ye iş çıkması mümkün değil; bundan sonra gelecek yeni belgelerin de -aynı diplomatlar tarafından yazıldıkları için- farklı olacağını sanmıyorum.
Seçime az bir zaman kalmışken, bugüne kadar tepe tepe kullanılmış ve kısmen başarılı da olmuş siyasi malzemeleri CHP'nin elinden bir bir alıyor Wikileaks...
Tayyip Erdoğan'ın çok açık bir dille yalanladığı İsviçre'deki banka hesaplarıyla uğraşmaya devam etmesine etsin CHP de, İspanya'daki şatolarının da birbiri ardına yıkıldığını göz ardı etmesin...