Gazze'de yakın zamanların en büyük insanlık trajedilerinden biri yaşanıyor! Ama BM, AB, Arap Birliği gibi tam da bu tür durumlar için varolan uluslararası örgütlerin yöneticileri ürpertici, vicdansızca açıklamalar yapmaktan geri durmuyorlar!
BM toplanıyor, hiçbir karar almadan dağılıyor. Hatta BM Genel Sekreteri, toplantıdan önce, yaptırım gücü olacak hiçbir karar alamayacaklarını üzüntüyle açıklayarak toplantıya giriyor!
AB'nin dönem başkanı Çek Başbakanı, İsrail'in saldırısını savunma savaşı olarak nitelendirebiliyor! Arap Birliği yönetimi, yaptığı açıklamayla, bu örgütün ne kadar güdümlü ve absürd bir örgüt olduğunu bir kez daha ispat ediyor, dünya âleme rezil oluyor!
Dünyanın gözü önünde 1,5 milyon Gazzelinin İsrail'in karadan, havadan ve denizden giriştiği saldırılar karşısında BM'nin, AB'nin, Arap Birliği'nin hiçbir şey yapamaması, ama buna mukabil bir milyon kişinin katıldığı, Çağlayan'ın Çağlayan olalı ilk kez bu kadar büyük bir mitinge tanık olduğu İstanbul'da ve dünyanın dört bir tarafında yapılan, İsrail'i kınayan mitingler, mevcut dünya sisteminin çöküşünün, halkların kendi kaderlerini kendilerinin tayin etmesi çağrılarının en çarpıcı, en somut göstergelerinden biridir.
Çağlayan mitinginde de açıkça gözler önüne serildiği gibi, Filistin'deki savaş, Filistin ile İsrail arasında yaşanan lokal bir savaş değildir; bu savaş, insanın onurunun korunması çağrısında bulunan dünya halklarıyla, insanın onurunu ayaklar altına almakta hiçbir sakınca görmeyen açgözlü, sürgit azmanlaşan, dünyaya Darwinci orman kanunlarıyla çeki düzen vermeye kalkışan seküler-kapitalist dünya sistemi arasında yaşanan bir savaştır.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan dünya sistemi, BM'siyle, NATO'suyla, Dünya Bankası'yla, IMF'siyle, AB'siyle, güdümlü, iliştirilmiş küresel medya rejimiyle dünyaya orman kanunlarıyla çeki düzen vermeye çalıştığı ve haksızlığı, adaletsizliği, hukuksuzluğu, işgalleri, kriz politikalarını, böl-yönet stratejilerini, zayıf halkları birbirine düşürme şeytansı ve ilkel manevralarını eksene aldığı için felsefî olarak da, ahlâkî olarak da, siyasî olarak da çökmüştür! Hem de üzerinden yarım asır geçmeden çökmüştür. Seküler- kapitalist dünya sisteminin vicdanı yoktur; ilkeleri yoktur; insanlığa huzur ve barış armağan edecek kuşatıcı kurumları yoktur: Sadece lordlarının çıkarları vardır. Dünyanın beşte birini oluşturan nüfusuyla, dünyanın kaynaklarını sömürmekte, insanlığın geri kalan kısmını açlığa, yoksulluğa, hukuksuzluğa, çatışmalara mahkûm etmekte sakınca görmediği ve insanlığa insanca, hakça, sulh ve selâmetin hâkim olduğu bir dünya sunamadığı için çökmüştür!
İsrail'in 9-10 gündür, Gazze'de estirdiği terör havasına dünya sisteminin engel olmak şöyle dursun, destek vermesi, arka çıkması, seküler-kapitalist sisteminin iflasının bir göstergesidir!
Yeni bir dünya kurulmalıdır. Ve yeni bir dünya kurulacaktır. Çünkü dünya, bu azman, açgözlü, orman kanunları üzerine bina edilen, güçlü olanın istediğini yapabildiği seküler-kapitalist dünya sistemiyle sadece daha büyük felâketlerin eşiğine sürüklenecektir!
Seküler-totaliter ve dünya sisteminin kölesi Arap ülkelerinin liderleri Gazze'deki katliama seyirci kalırken, yaklaşık bir milyona yakın insanın sabahın erken saatlerinden itibaren İstanbul'da aynı coşku ve ruh ile gerçekleştirdiği Çağlayan mitingi, mitingde Erbakan'ın ve Saadet Partisi'nin yeni genel başkanı Numan Kurtulmuş'un yaptığı konuşmalar, yeni bir dünyanın dün olduğu gibi yarın da nasıl kurulacağını, hangi ilkeler üzerine kurulabileceğini, ruh-merkezi'nin, kök-merkezi'nin, merkez-üssü'nün neresi olduğunu apaşikâr bir şekilde göstermiştir. Yeni bir dünyanın, insanlığa din, dil, kültür ayırımı yapmadan gerçek anlamda yeniden sulh ve selâmeti armağan edecek evrensel bir medeniyetin nereden yükselebileceğini göstermiştir. Bu mitingin Saadet Partisi mitingine dönüştürülmemesi konusundaki duyarlılığından ötürü Numan Kurtulmuş yönetimi her türlü takdiri hak etmiştir.
Arap ülkelerinin kukla yönetimlerinin, antenlerini Washington'dan, Tel Aviv'den gelecek emirlere ayarladığı vakitlerde Başbakan Erdoğan'ın, Dışişleri Bakanı Babacan'ın ve İKÖ Genel Sekreteri Ekmeliddin İhsanoğlu'nun vakit kaybetmeden büyük bir diplomasi trafiği başlatmaları, bu çalışmalardan dikkate değer sonuçlar alınmasa da, yeni bir dünyanın kurulmasında neden Türkiye'nin kilit rol oynaması gereken ülke olduğunu göstermesi açısından çok önemlidir.
Evet, dört bir taraftan kuşatılan ve ateş altında kalan Gazze'de çanlar, seküler-kapitalist dünya sisteminin sonu için çalıyor. Dünya sistemi bitmiştir ve yeni bir dünyanın kurulmasında, dün olduğu gibi yarın da Türkiye kilit rol oynayacaktır. Bunun için, artık ezberlerimizi bozarak, şimdiden orta ve uzun vadeli büyük projeler hazırlamak zorundayız.