'Çağının Tanığı Yüzyıllık Çınar: Cahit Tanyol' başlıklı etkinlik İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bir salonunda yapılacak. Yarın. Önceki gün, burada, Ak Partilileri 'bağnaz' diye yaftalayanlara, 'intikamcı' olduklarını ileri sürenlere karşı, "Dediğiniz doğru olsaydı, yazdıkları parti kapatma davalarında 'gerekçe' olarak kullanılan birinin anılmasına izin vermezlerdi" tezini işleyen yazımı okudunuz.
Bir kitabını sayfalarca iktibas etmişti Cahit Tanyol'un, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı...
Geçmişe dönük hatırlatmalar iyidir; bu sebeple düzenlenecek etkinliği de destekliyorum. Hakkında konuşacakların, kendisine "Alanım olmadığından, elbet Cahit Tanyol'un toplumbilimci yanına değinmeyeceğim" kısıtlaması getiren Hürriyet'ten Doğan Hızlan'ın kolaycılığına kaçmayacaklarını umuyorum. Cahit Tanyol'un yazdıklarının savcılar tarafından ciddiye alınmasının sebebi onun 'toplumbilimci' (sosyolog) bilinmesiydi.
Kusura bakmasın, ama kendisini yakından tanıyan, birlikte çalışmış, yazdıklarını didik didik etmiş kişiler, "Cahit Tanyol sosyoloji profesörüdür, ama sosyolojiden anlamaz, yazdıkları aşırmadır" tanıklığında bulunuyorlar.
Tanıklar kim mi? Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Ali Birinci... Kendisiyle aynı bölümde çalışmış Hüseyin Batuhan ve Oya Baydar, yanında asistanlık yapmış Turhan ve Ayda Yörükân çifti... Bedii Faik, Esin Talu, Emil Galip Sandalcı, Tarık Buğra ve Hakkı Devrim gibi her eğilimden yazarlar...
Prof. Ali Birinci titiz bir tarihçi olduğu kadar, ilmi zihniyete ters her türlü çıkışa ve o tür çıkışları yapanlara tahammül edememesiyle ünlü bir münevver; yıllar önce çıkan 'Polemik' adlı dergide yayımladığı kitap tenkitleri, alanında öncü yazılardı. Hatır-gönül tanımayan, yanlışı yapan dostu da olsa belirtmekten çekinmeyen Prof. Ali Birinci, Cahit Tanyol'un 'sosyolog' ve 'ilim adamı olma' iddialarını sorgulayan bir kitaba imza atmıştır.
'Üniversitede İlim ve Ahlâk: Cahit Tanyol ve Sosyoloji' başlıklı kitap (Vadi Yayınları, Ankara, 2003), aslında 1963 yılında patlak veren bir büyük tartışmayı günümüze taşıyor.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin Sosyoloji Bölümü'nde öğretim üyesi olan Cahit Tanyol'un ilmi yeterliliğini sorgulayan iki asistan (Turhan-Ayda Yörükân) 'Cahit Tanyol ve Sosyoloji' başlıklı bir kitap yazıp yayımlamışlardı 1963 yılında; Prof. Birinci üzerinden 40 yıl geçmiş kitabı günümüze taşıyan eklerle yayımladı.
Ekler şu gerçeği ortaya koyuyor: 1960'lı yılların basını 'ilim' ve 'üniversiteler' ile yakından ilgiliymiş; yapılan bir yanlışlığı her eğilimden yazar sütununda ele alır, derinlemesine işlermiş...
'Çağın Tanığı Yüzyıllık Çınar' saygı toplantısına giderseniz, Cahit Tanyol için sarf edilecek övücü cümlelerden ve o cümlelerin ağızlarından çıkacağı kişilerin genel eğiliminden hakkında yanlış bir izlenim edinebilirsiniz. 'Solcu' bilinir Cahit Tanyol, oysa 1963 yılında patlayan kendisinin ilmi yetersizliği konulu tartışma sürerken, hemen her kılıkta çıkmıştı kamuoyu karşısına...
Üzerine gidilince her yönden saldırıyla hakkında yazılanları püskürtmeye çalışmış, 'Üniversiteliler' imzası ardına sığınarak beyanname bile yayımlamış Cahit Tanyol... Şimdilerde Radikal'de yazan Hakkı Devrim o zaman kullandığı Sabiha Deren imzasıyla Yeni İstanbul'da bu garip duruma şöyle değinmiş... Okuyalım: "Bu zat (yani Cahit Tanyol), şimdi de, 'Üniversiteliler' imzasıyla beyannameler bastırıp kendisini tenkit edenleri topyekûn komünist zihniyetiyle suçlamaktan çekinmemiştir. Bu beyannamede imza yerindeki 'Üniversiteliler' kelimesi kimlerin adına kullanılmıştır? Tanyol'un talebelerinin mi? Asistanları bile profesörlerinden daha bilgili olan bir müessesede, o gençleri böyle bir beyannameye imza atmaktan tenzih ederim."
O sıralarda Yeni İstanbul'da yazan Tarık Buğra da, Tanyol'un 1960 öncesi ile sonrasında tamamen değişik kişilikler sergilediğini hatırlatıyor okurlarına: "Kısacası bu meşhur Tanyol övdüklerine sövmekten, yerdiklerini övmekten çekinmeyen, dün ne olduğu, bugün nereye döndüğü bilinen, fakat yarın ne olacağı, kime, nereye yanaşacağı kestirilemeyen, bu arada fikir haysiyetine, Ziya Gökalp'e sosyalist cübbesi giydirmeye kalkışacak kadar kayıdsız kalabilen biridir."
1990'larda parti kapatma davalarında görüşleri 'gerekçe' olarak kullanılan Cahit Tanyol'un yolun başında Necip Fazıl'ın rahle-i tedrisinden geçtiğini, Büyük Doğu'da yazıları çıktığını hatırlatmakta yarar olabilir.
Aynı kürsüde bulunmuş Oya Baydar'ın üniversiteyle ilişkisinin kesilmesinde, Tanyol'un hakkında yaptığı "Katı doktriner bir Marxist, azgın bir militan" suçlaması (Ant, 31 Ocak 1969) etkili olmuştur.
Başına gelenleri aynı günlerde 'Sosyalist Kültür Derneği'ne başkan olmak istemesini engelleme amacına bağlamış, o yolda propaganda da yaptırmıştır Cahit Tanyol...