Günümüz dünyasında neler var, kimler hükmediyor, kimlerin hegemonyası var?
Bugünün dünyasında kuvvete ve zulme dayalı 'küresel tekel sömürü sermayesi kapitalizmi' hükmediyor.
Siyonist sömürü sermayesi bu gücüne kısa zamanda ve kolay ulaşmadı. Önce hanedan ve saltanat sisteminin devasa güce ulaştırdığı kadim imparatorlukları yer ile yeksan edip yıktı ki; bunların arasında altı asırlık koca Osmanlı İmparatorluğu da yer alıyordu.
Birinci Cihan Harbi'nin en önemli sonucu buydu.
Yüzlerce yıllık birikim ve hazırlığın ardından 1897 yılında akdedilen Siyonist Yahudi Kongresi (Basel/İsviçre) ve bu kongrede alınan kararların sonuçlarıydı bütün bu gelişmeler.
Ardından 'diktatörlükler dönemi' geldi, kapitalizm veya komünizm adına diktatörlükler; Lenin'den Stalin'e, Hitler'den Mussolini'ye, Batı'daki daha nice diktatörden Doğu'daki diktatörlerin başı Mao'ya kadar nice diktatörler...
İkinci Dünya Savaşı bu diktatörlerin ve diktatörlüklerin sonu olmasının yanında, Japonya'ya atılan atom bombaları gösterdi ki; 'küresel sömürü sermayesi' hegemonyasını sürdürmek için bir anda milyonlarca insanı acımadan katledebilirdi!..
Faize dayalı olarak gelişip semiren sömürü sermayesi o zamanlar tek kelimeyle 'zalim' diye nitelenirken, günümüzde 'vampir' hâline dönüştü; 'vahşi ve zalim vampir kapitalizm' bütün beşeriyetin kanını emiyor!..
Nasıl emiyor?
Birleşmiş Milletler (BM), Dünya Bankası (DB), Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi küresel kuruluşlarla; ABD, AB ve geçmişte kırk milyon insanın canına mâl olan Sovyetler Birliği yani SSCB gibi birleşik güçlerle; maalesef bizim de üye olarak dahil olduğumuz NATO ve geçmişteki Varşova Paktı gibi askeri güçlerle...
Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sonunda hükümranlığını iyice pekiştiren 'küresel sömürü sermayesi' hegemonyasını sürekli olarak sürdürebilmek amacıyla kendi aklınca 'tarihin sonu' diye bir paranoya ile taçlandırmak sevdasında...
Küresel sömürü sermayesinin planı bu, teorisi bu, hesabı bu, iddiası bu!
Onun hesabı ve planı bu ama bu hesap, bu plan dünyaya uymuyor çünkü Allah var; Allah'ın da bir planı (mekri) var ve O plan yapanların en hayırlısıdır.
- İşte 'kapitalizm' denen bu küresel zalim sömürü sisteminin sonuçları ortada...
- Dünyanın bir yerinde krizlerin biri biterken bir diğeri başka yerde başlıyor...
- İşsizlik, yokluk, yoksulluk, adaletsizlik, açlık yeryüzünü sarmış durumda...
- Yeryüzündeki ülkelerde her gün bir milyar insan aç yatıyor, aç kalkıyor...
Yedi milyar insan bu sömürü ve zulme daha ne kadar dayanabilir ki?
Nitekim dayanamıyor, kurtuluş reçeteleri ve çareleri arıyor...
Aramaya başladıysa elbette bir gün çözümü bulur.
Komünizm yani SSCB yetmiş yıllık vahşi zulüm ve onlarca milyon insanı katletmesinin ardından çökmekle kalmadı, yıkılıp gitti...
Kapitalizm ise envai çeşit 'krizler' ile can çekişmeye başladı bile; o da gidici...
Komünizm gitti...
Kapitalizm gidici...
İyi de; gidenlerin yerine ne gelecek, kim gelecek, nasıl gelecek, kim getirecek?
Tamam, biliyor ve iman ediyoruz: Hak geldi, bâtı zâil oldu.
Bâtılın zâil olması için Hakk'ı kim getirecek?
İşte bütün mesele bu!