Geçen gün şöyle yazdım: "Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül, kimin tavuğuna kış dedi de, psikiyatri profesörü Aysel Ekşi, Times gazetesine, 'O kadından nefret ediyorum' diyebiliyor?"
Bazı okurlarımız, şöyle bir gerekçeyi öne sürdü: "Çünkü Türkiye'yi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) şikâyet etti."
Bazı okurlarımız, şöyle bir gerekçeyi öne sürdü: "Çünkü Türkiye'yi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) şikâyet etti."
Eğitim seviyesi düşük vatandaşlarımız bunu söylese; anlarım, hoş görürüm.
Ancak o gerekçeyi öne sürenler arasında üniversite öğrencileri de var.
İnanılır gibi değil!
Bilgiye ulaşma imkanlarının bu kadar geliştiği bir çağda, hem de eposta göndererek (yani interneti kullanabiliyorlar) bunu söyleyenleri affedemem.
Üniversitede okudukları için kendilerini matah bir şey sanıyorlar, mezun olduklarında dolgun ücretle iş talep ediyorlar ama en basit bilgileri dahi araştırmadan, "papağanlık" ediyorlar.
Biraz kafası çalışan bir üniversite öğrencisi, internete girerek, Anayasa'nın 90'ıncı maddesine bakabilir.
Ve görür ki AİHM yabancı bir kurum değil, "bizim" mahkememiz. Zaten bu yüzden orada bir de Türk yargıç var.
Nasıl bir mahkemenin verdiği kararın yanlış olduğunu düşünerek, Yargıtay'a başvurabiliyorsak; benzeri şekilde AİHM'ye de başvuruyoruz.
Bazı şapşikler (hem de üniversite öğrencileri) bunu "Türkiye'yi yabancılara şikayet etmek" diye algılıyor.
Bu zihniyette olanlara, akıllarının alamayacağı bir örnek verelim. Aşağıdaki satırlar Umur Talu'ya ait:
"Bakın, ülkenizde ne oldu?
On binlerce 'asker emeklisi'; görevdeki on binlerce 'asker' adına da, 'Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gitti.
Bir daha söylüyorum: Türk Silahlı Kuvvetleri'nden emekli on binlerce asker adına, dernekleri; görevdeki on binlerin hakkının da gözetilmesi için, 'insan hakları' namına, AİHM'ye başvurdu. '40 yıllık bir adaletsizlik'e karşı, Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği TEMAD, 'iç hukuk yollarının tükenmesi'nin ardından, AİHM'de adalet arıyor. 'Silahlı Kuvvetler mensupları'nın en az yüzde 70'i için." (Sabah, 17 Eylül 2007)
Ancak o gerekçeyi öne sürenler arasında üniversite öğrencileri de var.
İnanılır gibi değil!
Bilgiye ulaşma imkanlarının bu kadar geliştiği bir çağda, hem de eposta göndererek (yani interneti kullanabiliyorlar) bunu söyleyenleri affedemem.
Üniversitede okudukları için kendilerini matah bir şey sanıyorlar, mezun olduklarında dolgun ücretle iş talep ediyorlar ama en basit bilgileri dahi araştırmadan, "papağanlık" ediyorlar.
Biraz kafası çalışan bir üniversite öğrencisi, internete girerek, Anayasa'nın 90'ıncı maddesine bakabilir.
Ve görür ki AİHM yabancı bir kurum değil, "bizim" mahkememiz. Zaten bu yüzden orada bir de Türk yargıç var.
Nasıl bir mahkemenin verdiği kararın yanlış olduğunu düşünerek, Yargıtay'a başvurabiliyorsak; benzeri şekilde AİHM'ye de başvuruyoruz.
Bazı şapşikler (hem de üniversite öğrencileri) bunu "Türkiye'yi yabancılara şikayet etmek" diye algılıyor.
Bu zihniyette olanlara, akıllarının alamayacağı bir örnek verelim. Aşağıdaki satırlar Umur Talu'ya ait:
"Bakın, ülkenizde ne oldu?
On binlerce 'asker emeklisi'; görevdeki on binlerce 'asker' adına da, 'Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gitti.
Bir daha söylüyorum: Türk Silahlı Kuvvetleri'nden emekli on binlerce asker adına, dernekleri; görevdeki on binlerin hakkının da gözetilmesi için, 'insan hakları' namına, AİHM'ye başvurdu. '40 yıllık bir adaletsizlik'e karşı, Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği TEMAD, 'iç hukuk yollarının tükenmesi'nin ardından, AİHM'de adalet arıyor. 'Silahlı Kuvvetler mensupları'nın en az yüzde 70'i için." (Sabah, 17 Eylül 2007)
Gördüğünüz gibi astsubaylar "bile" (!) haklarını aramak için AİHM'ye başvuruyor.
"Bile" kelimesine bir de ünlem ekledim çünkü bu yanlış bir yaklaşım.
Ne demek "bile"?
Şartlar gerektirdiğinde AİHM'ye başvurmak hepimizin Anayasal hakkı.
Ama Türk yargı sisteminin çağ dışı kalmasını isteyenler, mesela takoz zihniyetli ulusalcılar, sadece ve sadece kendi siyasi çıkarlarını korumak için AİHM karşıtı propaganda yapıyor.
Ailelerin adam olsun, dünyayı öğrensin diye dişinden tırnağından ayırdığıyla üniversiteye gönderdiği bazı öğrenciler de onlara kanıyor.
Tüh onlara!
Yarın başınız sıkıştığında, hakkınızı aramak için koşa koşa gideceksiniz AİHM'ye (ki doğrusu da bu.) Ama başkaları aynı şeyi yaptığında, hakkını aradığında, kabahatli olacak. Öyle mi?
Tüh size!
"Bile" kelimesine bir de ünlem ekledim çünkü bu yanlış bir yaklaşım.
Ne demek "bile"?
Şartlar gerektirdiğinde AİHM'ye başvurmak hepimizin Anayasal hakkı.
Ama Türk yargı sisteminin çağ dışı kalmasını isteyenler, mesela takoz zihniyetli ulusalcılar, sadece ve sadece kendi siyasi çıkarlarını korumak için AİHM karşıtı propaganda yapıyor.
Ailelerin adam olsun, dünyayı öğrensin diye dişinden tırnağından ayırdığıyla üniversiteye gönderdiği bazı öğrenciler de onlara kanıyor.
Tüh onlara!
Yarın başınız sıkıştığında, hakkınızı aramak için koşa koşa gideceksiniz AİHM'ye (ki doğrusu da bu.) Ama başkaları aynı şeyi yaptığında, hakkını aradığında, kabahatli olacak. Öyle mi?
Tüh size!