Hukukun felsefesiyle uğraşan bir düşünür diyor ki, "Önemli olan adalettir, insandır. Dünyanın en kötü kanununu bir adaletli insanın eline verirseniz, bu insan, ne yapar ne eder, bu kanundan adalet çıkarmayı becerir. Eğer dünyanın en iyi kanununu adaletsiz bir insanın eline verirseniz, o ise bu kanunu yamultarak adaletsiz bir hüküm çıkarmayı başarır."
Anayasa değişikliğiyle ilgili tartışmalar aklımıza bu anekdotu getirdi. 12 Eylül Anayasası gerçekten çok kötü bir anayasaydı. Askeri vesayeti getiren, demokratik unsurları içinde barındırmayan, bürokratik oligarşinin önünü açan ve din-vicdan hürriyeti, insan hak ve özgürlükleri dahil olmak üzere bir çok alanda demokrasinin ışığının içinde bulunmadığı bir Anayasa'ydı. Bu Anayasa değişmeli... Zaten toplumda hiç kimse, "Bu Anayasa değişmemeli" demiyor. Yapılan tartışmalar, "Nasıl değişmeli? Kim tarafından değiştirilmeli? Hangi yöntemle değiştirilmeli?" soruları etrafında kilitleniyor.
Bu Anayasa değiştirilmeli! Bürokratik oligarşinin olur olmaz mevzularda toplumun kılcal damarlarına müdahale etmesinin önü kesilmeli. Bu Anayasa değiştirilmeli! Görevi sadece vatan topraklarını korumak ve kollamak olan askerin, görev ve yetkilerinin tanımı, demokrasiye olur olmaz koşullarda "aba altından sopa göstermesinin" önü kesilmeli... Bu Anayasa değiştirilmeli! Nereden ilham alıp da 367 garabetini çıkardığı belli olmayan kurumların, siyaseti dizayn etme, topluma biçim verme gayretinin önü kesilmeli.
Görevinin fersah fersah uzağındaki konulara dalarak, yüzbinlerce öğrencinin gelecek endişelerini artıran kararlara imza atan kurumların görev ve yetki alanları tam bir çerçeve içinde çizilmeli.
Bu Anayasa değiştirilmeli! Siyasi partiler kanununda değişiklikler yapılmalı. Bu ülkede siyasete yeni bir biçim ve model vermek isteyenlerin elinde bulunan "Siyasi Parti Kapatma" kozu, her yönüyle dört başı mamur bir demokratik biçime sokulmalı.
Darbe yapılır, Türkiye'deki siyasi partilerin ve onların temsil ettiği halkımızın tamamının iradesi çöpe atılır. Ama, bugünkü siyasi partiler ve seçim kanununa göre, yüzde 10'un altında seçmen iradesine sahip siyasi partilerin oyları da sürekli çöpe atılır. Bir darbe ortamında insanların siyasi iradelerinin çöpe atılmasıyla, yüzde 10'luk seçim barajının getirdiği süreç arasında ne fark vardır?
Bu Anayasa değiştirilmeli!
Şu ana kadar yaşanan gelişmeler dikkate alınırsa, bu Anayasa'yı bu meclisin değiştirmesine yönelik tüm engelleme projeleri başarıyla yürütülüyor. Meclisin iradesinin tecelli etmemesi için birileri var gücüyle çalışıyor. Kendilerini demokratik kılıflar içinde sunan garnizon demokratı kalemşörler, onların uzantısı akademisyenler ve Meclis içinde bu toplumun hayrına olan her şeye karşı çıkan partiler, 12 Eylül Askeri Vesayetli Anayasa'nın değiştirilmemesi için birbirleriyle yarışa girmiş durumdalar.
Bu Anayasa muhakkak değiştirilmeli!
Mağduriyet üzerinden reyting damıtmaya yönelik programların son temsilcisi Yetenek Sizsiniz'de, bizim endişelerimizi haklı çıkaran gelişme yaşandı ve görme özürlü Bilal, sadece darbuka çalma yeteneğiyle bu yarışmanın finalinde ikinci oldu. Bilal'in mağduriyeti üzerinden yarışmalarını kurgulayan Acun Ilıcalı'ya soruyoruz: Tamamen sizin eseriniz olan bu tabloyu nasıl yorumluyorsunuz? Bilal'in Yetenek Sizsiniz programının finaline kadar çıkmasını sağlayan hangi özel yeteneği var dı? Yetenek Sizsiniz'e reyting katkısı sağlayan Bilal'i ameliyat ettirmeyi düşünüyor musunuz?