Türkiye İzcilik Federasyonu'nun, Bolu-Aladağ'daki Tevfik R. Günday Kamp ve Eğitim Merkezi'nde düzenlediği yaz kampına, sekiz yan kamp halinde elli lider, beş yüz elli izci katıldı.
Denizden 1600 metre yükseklikteki Başalan Yaylası'nda 16-22 Temmuz 2012 tarihleri arasında yapılan kamp nasıl oldu diye sorarsanız…
Çok güzel oldu.
16 Temmuz sabahında İstanbul'dan başlayan yolculuğumuz, Bolu il merkezinden sonra Karacasu, Gölcük, Kızık ve Bıyıklar Yaylası geçilerek Aladağ Başalan Yaylası'nda son buldu.
Gölcük dediysem, Kocaeli'ne bağlı olan Gölcük ilçesi değil. İçinde kaplıcası bulunan hastanesiyle ünlü, Bolu'ya bağlı Karacasu beldesinin üst tarafında yer alan şirin bir mesire yeri, Gölcük. Yıllar önce annemi Karacasu'daki hastahaneye bırakıp Gölcük'teki bacanağımın yanına dönmek istemiş, yol tarifi almak için esnaftan birine "Gölcük'e nasıl gidebilirim?" diye sormuştum. Esnaf bana, "Çok yakın. 5-6 km ilerde." deyince gülmüş, bu vesile ile Bolu'daki Gölcük mesire yerini öğrenmiştim.
Kamp alanına vardığımızda, eşyalar indirildi. Kamp yönetiminden teslim aldığımız kamp malzemeleri ile hemen yan kampımızın tesislerini kurmaya başladık. İlk işimiz; yan kampımız ile öbek, oba ve ekiplerimizin adlarını belirlemek oldu. Çadırlar kuruldu ve nöbetçi listesi oluşturuldu.
Murad Hüdâvendigâr adını verdiğimiz yan kampımızda, İstanbul'un Avrupa yakasından Gülistan (Sarıyer), TAÇEV (Eyüp), Kardelen (Kağıthane), Atik Gençlik (Avcılar) izcileri ile aralarında benim de bulunduğum beş izci lideri bulunmaktaydı.
Türkiye İzcilik Federasyonu (TİF), Türkiye'deki izcilik faaliyetlerinin başlamasının 100. yılı vesilesiyle Bolu-Aladağ Tevfik R. Günday Kamp ve Eğitim Merkezi'nde kamp yapmak isteyen izcilerin, ulaşım hariç bütün ihtiyaçlarını karşılıyor. Kamp merkezinde, çeşitli hizmet binaları ile yedi yüz izcinin aynı anda kamp yapabileceği bir çadır alanı bulunmakta.
Kamp yakınındaki birkaç evde yayla sakinleri yaşamakta olup yayladaki dereler ile çevresindeki şelale ve göl, kampa ayrı bir güzellik katmakta.
Elektrik ihtiyacı; jeneratör, güneş paneli ve rüzgar gülü ile sağlanan kampın aydınlatmasına, gemici fenerleri, lüks ve ledli ışıldaklar da katkıda bulunmaktaydı. Kampa katılanların kullandıkları el ve alın fenerleri ise, ateş böcekleri misali geceye ayrı bir güzellik katıyordu.
Kamp alanında cep telefonu çekmemesi, bizim radyasyondan uzak bir hafta geçirmemizi sağladı. İzci velileriyle bağlantımızı, Hasan Subaşı liderimizin uydu telefonu ile gerçekleştirdik. Aladağ ile Ümraniye kampları arasında telsiz irtibatı bulunması, işi daha da kolaylaştırdı. Ayrıca, Zinde Gençlik Spor ve İzcilik Kulübü'nden ziyarete gelip dönen değerli Adem Öztürk ve ekibinin, kamptaki güzel ortamı velilere aktarması iletişimimize katkı sağladı.
Kampta en çok; "liderim" kelimesi kullanılıyor. İzcilerden bazıları, daha önce abi veya amca dediği kişilere, liderim diye hitap etmekte ilk önce zorlansalar da zamanla alışıyorlar.
İzciler, kamp boyunca farklı istasyonlarda aldıkları eğitimlerle hem kendilerini geliştirdiler, hem de eğlendiler.
Değerler eğitimi, ok, yön bulma ve yönünü kaybetmeme, kamuflaj, hazine avı, kano, oyunlar, teleferik, doğa ve gece yürüyüşleri, bisiklet, kitap okuma, samimi sohbetler, çeşitli izcilik eğitimleri v.b faaliyetler, izcilerimizin ufkunu açtı.
Kanoya binmek için Seben Gölü'ne giden izcilerden bazıları, gölün cazibesine kapılıp suya atlarken bazıları ise, sadece kanoyla dolaşmayı tercih ettiler. Bütün istasyonlarda her türlü güvenlik tedbirleri alınması gerektiğinden kano sorumluları da yüzme bilsin-bilmesin kimsenin kanoya can yeleği olmadan binmesine izin vermiyorlar.
Kampta yapılan her türlü etkinlik, izcilerin bilgi ve becerileri ile özgüvenlerini artırıyor. Geceyi ormanda çadırsız olarak geçirdikten sonra tulum, mat ve muşambalarıyla sabah kamp yerine dönen ergin izcilerin gözlerinde, zor bir işi başarmanın mutluluğu okunuyor. Kamp ateşi faaliyetleri ise, izcilerin kabiliyetlerini sergilemelerine imkan sağlaması açısından önem arz ediyor.
İzcilerle liderlerinin arasındaki saygı ve sevgi görülmeye değer. İzcilerin çoğu, "ilk defa gökte bu kadar çok yıldız gördüklerini" söyleyince, kendisi sporcu olan neşeli liderimiz Ömer Gökan Balkan; "Evladım! Tabi burada çok yıldız göreceksiniz. Çünkü 1600 metre yüksekte olduğumuzdan yıldızlara daha yakınız." diyerek izcilerin neşesine neşe katıyordu. Ana-babası ile kardeşini özlediğini söyleyip ağlayan izciyi teselli için elinden gelen gayreti gösteren, karnı ağrıdığını iddia eden diğer birini defalarca revire götürüp-getiren liderlerin sabrına hayran olmamak mümkün değil.
Rekabet izcilikte çok önemli. İzciler puan almak için, her gün yeni tesisler yapıyor, devamlı daha güzel işler yapmak için yarışıyorlar. Nöbetçi obaların yemekhanedeki hizmetleri ise gerçekten takdire şayan. Dedelerimiz, "Marifet iltifata tabidir. (Güzel davranış ve beceriler takdir edilmelidir.)" diye boşuna söylememişler.
Başta federasyon başkanımız Hasan Dinçer Subaşı ve Zinde Gençlik Spor ve İzcilik Kulübü yöneticileri olmak üzere kamp hizmetlerinde emeği geçen liderlerime, özellikle Murad Hüdâvendigâr Yan Kampı liderleri Eyüp Tüfekçi, Orhan Biçen, Ömer Gökan Balkan ve Enver Demir'e teşekkürü bir borç bilirim.
---ooo---
Ramazan-ı Şerif'in bereketiyle, başta Arakan olmak üzere dünyanın her yerindeki mazlumların gözyaşlarının dinmesi temennisiyle Allah'a emanet olunuz.
Ahmet Semih Torun - Habername