Suriye meselesi, bir yönüyle de "Kürt meselesi" haline gelmeye başlamış bulunuyor.
Suriye Kürtleri ile ilgili gelişmeleri, Radikal'in Dış Haberler Sorumlusu Fehim Taştekin iyi özetlemiş, onları sizlerle paylaşmak istiyorum:
"Kürt kaynaklara göre Suriyeli Kürtler 19 Temmuz'dan itibaren Kobani, Afrin, Amude, Derbasiye, Sere Kaniye ve Derik gibi yerlerde hükümet binalarını ele geçirdi. Üstelik hükümet güçleri ile çatışma olmadan... Suriye Kürdistan Demokrat Parti'nin sözcüsü Nuri Brimo'ya göre 'bu Batı Kürdistan'ın özgürleştirilmesi için bir başlangıç!' ...
12 Kürt parti, Türkiye'nin güdümünde diye Suriye Ulusal Konseyi'ne (SUK) girmeyi reddetmişti. Bu reddin bir diğer önemli nedeni muhaliflerin Kürtler'e özerklik ve kendi kaderlerini tayin hakkı konusunda garanti vermemesiydi. 3-4 Temmuz'da Kahire'de Kürtler'le SUK arasındaki ihtilafı giderme toplantısı da yumruklu kavga ile bitti.
Barzani devrede
Kürtler'in kentlerde kontrolü ele almasıyla ilgili süreç, geçen ay 12 Kürt partinin oluşturduğu Kürt Ulusal Konseyi (KUK) ile PKK ile bağlantılı Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) başını çektiği 'Batı Kürdistan Konseyi'nin Irak'taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin Başkanı Mesut Barzani'nin arabuluculuğunda Erbil'de varılan anlaşmanın ışığında gelişiyor.
PYD'yi rakip Kürt ittifakıyla buluşturan Erbil toplantısı Kürt cephesi için dönüm noktası oldu... Barzani'nin Kürtler arasındaki çatlağı gidermesinin etkisi hızla görüldü. Esad sonrası ne olacağına dair ilkeleri belirleyen Erbil anlaşması çerçevesinde kentleri idare için ortak komite kuruldu. Anlaşma gereğince binalara sadece Kürt bayrağı asılıyor.
Daha önemlisi PYD'nin 4 bin, hatta 7 bin silahlı adam topladığı iddia ediliyor. Bu Kuzey Irak'taki gibi bir peşmerge gücünün doğmaya başladığı ve Esad rejimi yıkılsın ya da yıkılmasın Kürtler'in 'Batı Kürdistan özerk bölgesi' hedefine kilitlendiğini gösteriyor...
Peki Türkiye, Irak'taki bölgesel Kürt yönetiminin ardından ikinci bir Kürt özerk bölgesine giden bu süreçte oyunun neresinde?
Suriye'nin kuzeyindeki gelişmeler, Türkiye'nin Kürt sorunuyla ilgili çözüm sürecini doğrudan etkileyecek."
"Daha azına razı olurlar mı?"
Şu satırları da, Taraf'tan Kürt siyasetini iyi takip eden Kurtuluş Tayiz'in cuma günkü yazısından aldım:
"Saddam'ın devrilmesinin ardından Iraklı Kürtler, özerk bir devlet inşa ettiler kendilerine; Esed'in sarsılmasıyla birlikte Suriyeli Kürtler de yaşadıkları şehirlerdeki yönetimi üstlenmeye başladı. Bunun ardından yaşanacakları tahmin etmek zor değil; onlar da Irak'ta olduğu gibi kendi özerk bölgelerini kuracaklar.
PKK, Ortadoğu'daki değişimin farkında ama Ankara bu gelişmelerin pek farkında görünmüyor. Biraz daha geç kalınırsa Kürt sorunuyla İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ve Devlet Bakanı Beşir Atalay değil, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ilgilenmek zorunda kalacak.
Yanımızda -henüz bağımsız olmasa da- bir Kürt devleti kuruldu. Türkiyeli Kürtler'in bundan daha azını istemesi mümkün mü?"
Suriyeli Kürtler, "Batı Kürdistan'ın özgürlüğü"nü konuşuyor. Iraklılar "Güney Kürdistan"ın, Türkiye'de "Kuzey Kürdistan"dan söz ediliyor. İran'da ise "Doğu Kürdistan"dan...
Bize deniyor ki, bütün bu Kürt bölgeleri özgürleşsin, sonra da Türkiye'nin etki alanına girsin. Bu ümidi kim veriyor bilmiyorum ama Ortadoğu'nun yeni yapılanmasında bu olta yemi bazı çevrelerde ilgi görüyor.
Barzani ile iyi geçiniyoruz!
Barzani, Suriye atağı ile, bölgedeki Kürt varlığına ilişkin kendi ekseninde özel bir politika uyguluyor.
Acaba görünen gelecek şu mu? Bölgede her ülkeyi kapsayan krizler yaşanacak. Barzani Kürt federasyonunu kuracak, PKK da onu içinden ele geçirecek.
Peki Türkiye'nin muhtemel senaryosu ne?