Bugün sizlere daha önce bahsettiğim bir köye düşecek yolumuz. Gana tarafında ormanların içinde bir köy... Yağmur mevsiminde ulaşımı daha zor... Ormanların içinde yol bulmak hiç de kolay değil. Ancak özel bir rehberle başka bir yerden gittik.
Bu köyün imamını daha önce okuyucularımla paylaşmıştım. Eski görev yaptığı köy terör nedeniyle boşaltılınca son anda kaçarken 12 tane çocuk tutup getirmiş. Zira köy ani bir terör saldırısıyla boşaltılmış. Sonra da bu köye yönlendirilmiş. Bu çocukların 4 yıldır bakımını üstleniyor. Bu durum belki daha da sürecek. Zira gidecek yerleri de yok bu yavruların. İçlerinden sadece bir tanesinin babası oraya gelip çocuğunu görmüş. Diğer bir tanesinin babası 2-3 defa telefonla aramış. Geri kalanın yani diğer 10 çocuğun baba, anne veya akrabalarına ulaşılamıyor. Babası, annesi, amcası, dayısı, hiç kimse bu çocukları aramıyor, sormuyor. Daha doğrusu onların da hayatta olup olmadığı bilinmiyor. Bunların üzerinde var olan telefonlar cevap vermiyor. Garip bir durum... İnsan yetim olabilir. Babası ve annesi ölmüş olabilir. Veya hayattaysa onların bir gün geleceğini bilir, ona ait umudu vardır. Ama bu yavrucaklarda diri tutacakları hiçbir umut yok. Annesi ve babası sağ mı? Bir gün gelecek mi? Bir gün onları görecek mi? Kardeşleri nerede? Hiçbirini bilmiyor. İçlerinde buna ait nasıl bir hayali vardır? Allah'ım kolaylık versin. Ya rabbim çok zor bir durum... İnsan hayal etmek bile istemiyor.
Ağaç altında bir yer bulup biraz oturduk. Onlara birkaç cümle söylemek gerekiyor... Ama onlara konuşacak cümle bulamadım. Ne desem ki? Çalışın mı desem? Ahlaklı olun mu? Anne babaya itaat mi? Sabır desem buna nasıl cesaret edeyim?
Aslında fotoğrafın büyüğüne bakınca onların hali, bu imkânı bulamayan birçok çocuğa, köydeki eski arkadaşlarına göre daha iyi... Lakin bunu ben görüyorum. 10 yaşındaki İbrahim ne gördü bundan?
Burada İbrahim isimli bir öğrenciyi keşfettim. Çok zeki bir öğrenci bu... Her soruya cevap veriyor. Tatlı ve güler yüzlü bir çocuk. “Okula gidiyor mu?” diye sordum. Gitmiyormuş. İmamın yanında kalan öğrencilerden birisiymiş. 10 yaşında bir yavrucak. Bundan 4 yıl önce geldiği düşünülürse 6 yaşında aileden kopup bu bilmediği köye gelmiş.
Namazdan sonra imamla özel olarak görüştük ve onu dinledik. Aslında söylenecek hiç bir şey yok. İmama bu çocuklardan müsait olanlarının mutlaka okula gönderilmesini, ilkokulu bitirdikten sonra ortaokul ve lise eğitimi için bizim Medine erkek Lisesi'ne gönderile bileceğini söyledim. Bu teklif onun da hoşuna gitti. “Bunu hiç düşünmemiştim. Bu güzel bir teklif oldu” dedi. Okulun masrafları konusunda sıkıntı yaşarsa yardımcı olabileceğimizi söyledim. Allah kerim. Ona güveniyorum. Allah atılan hayırlı adımlar da bizi yarı yolda bırakmayacak inşallah.
İmamın yüzüne her baktığımda Allah resulünün (SAV) şu hadisi şerifi aklıma geldi.
Sehl İbni Sa`d radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Ben ve yetimi himâye eden kimse cennette şöylece beraber bulunacağız” buyurdu ve işaret parmağıyla orta parmağını, aralarını biraz aralayarak, gösterdi. (Buhârî)
Cennete girerken unutmamak üzere anlaştık. Vallahi onun işi daha garanti görülüyor.
Gözü kesen var mı?