Biz Müslümanlar adam olur muyuz?.. Soruyu daha kesici bir üslupla sorayım: Biz Müslümanlar, doğru ve gerçek Müslümanlar olur muyuz?
Elbette Müslümanların içinde doğru ve sâlih olanları vardır ama yüzde kaçtır?
Sabah ezanları okunur camiye gitmeyiz.
Cuma ezanı okunur, iş yerimizi dükkanımızı kapatmayız.
Somali'de milyonlarca Müslüman aç kalır, biz beş yıldızlı otellerde lüks iftarlarımıza ara vermeyiz.
Ceza Kanunundan zina suçu çıkartılır, biz kılımızı kıpırdatmayız.
Ehl-i Sünnet Müslümanlığı değiştirilmek, yerine BOP Müslümanlığı konulmak istenir, biz aldırmayız.
Bazı büyük tv'lerin ekranlarından evlerimize fuhuş, zina, işret, fısk, fücur, isyan, günah, edepsizlik, ahlaksızlık, pislik lağımları akar, nicemiz koltuklarımıza kurulur hiç utanmadan zevkle seyrederiz.
Kur'an ve sünnet bize tek bir Ümmet olmamızı emr eder, biz yüzlerce birbirinden kopuk fırkaya ve hizbe ayrılır, tefrikaya düşeriz.
Dinimiz bize haram yemeyin der, nicemiz, şeytandan alınmış fetvalara dayanarak haram yer.
Kur'an ve Sünnet israfı yasaklamıştır. Bizim imkanlılarımız ise gırtlaklarına kadar israfa batmıştır. Hem Müslüman geçiniriz, hem israf ederiz.
Din kitapları alırız okumayız.
Okursak manasını iyice anlamayız.
Anlasak bile öğrendiğimiz bilgileri hayata uygulamayız.
Bozuk düzene iyi deriz.
Kimimiz din baronlarını erbab haline getirir, onları uyarmayız.
Dinde çıkartılan bid'atlerle mücadele etmeyiz.
Doğru dürüst zekat vermeyiz.
Fakir ve miskin Müslümanlar sürünürken biz keyf ve safa içinde lüks hayat süreriz.
Doğru dürüst emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmayız.
Beş vakit namaz kılanların oranı yüzde 10'a düşmüştür ama biz Ümmet çapında (Ümmet nerede?) bir namaz seferberliği başlatmayız.
Bir kısmımız tesettürü bile ne hallere, ne boyalara soktu.
Kimimiz hahamlarla, papazlarla bir araya gelir, öpüşür, kucaklaşır, muhabbet eder ama on İslam büyüğü bir araya gelmez.
Çoğumuz Kur'an'ın yap dediklerini yapmaz, yapma dediklerini yapar.
Ahir zaman yangınları, zelzeleleri, kasırgaları, selleri içinde piknikler yapar, keyfimize bakarız.
Dünya yıkılsa zevk u safamızdan vaz geçmeyiz.
Lüks meskenlerimiz, lüks otolarımız, lüks yazlıklarımız, lüks giysilerimiz, lüks sofralarımız gurur ve kibir verir nicemize.
Vur patlasın, çal oynasın.
Keyfe mâ yeşa... Oh kekâh!..
Biz bu kafayla nasıl adam oluruz?
Nasıl olgun ve uyanık Müslüman oluruz?
Ey bu Ümmeti uyarmakla vazifeli münâdiler, nerdesiniz?
Niçin nefirlerinizi kulakları sağır edecek bir avazla ve devamlı olarak öttürmüyorsunuz?
Niçin bizi hâb-ı gafletten uyandırmıyorsunuz?
Bu Ümmetin hali ne olacak?
Ne olacak?
Ne olacak?..
*(İkinci yazı)
Kaç Çeşit Şoför Vardır?
Nasıl otomobil sürülür? Herkesin şoförlüğü bir değildir. Sayayım...
1. Medenî, olgun, kibar, ahlaklı, faziletli, vicdanlı, görgülü, ruh asaletine sahip insanların adam gibi oto sürmesi.
2. Katillerin, canavarların, sadiklerin oto sürmesi.
3. İntihar etmek isteyenlerin oto sürmesi.
4. Serserice, züppece, görgüsüzce ne oldum delilerinin, türedilerin oto sürmesi.
5. Akıllıca, tedbirli ve ihtiyatlı şekilde oto sürmek.
6. Delice, çılgınca oto sürmek.
7. Eli öpülesi şoförler.
8. Yüzüne tükürülesi şoförler.
Kibar ve medenî bir zat dikkatli bir şekilde sağdan giderek oto sürüyor. Bütün kurallara uyuyor. Arkadaki terbiyesiz durmadan korna çalıyor. Onun yanından geçerken daha uzun korna çalıyor ve "Yuh be!... Biraz hızlansana, taş arabası..." diye bağırıyor. Sefil ve rezil adam.
İçmiş. Direksiyona hakim olamıyor ve durağa dalıp bir vatandaşı öldürüyor, altısını yaralıyor. Yaralılar ömür boyu sakat kalacak. Cellat şoför!
Şimdi bir sorum var:
Trafik bakımından, şoförlük bakımından toplum olarak iyi durumda mıyız, kötü durumda mıyız?
Bu soruya hangi cevabı verirsiniz?
Kötü durumdaysak sorumlular kimlerdir?
Eğitim sistemi.
Aileler.
Düzen veya sistem.
Kültür yapısı.
Hukuk ve yargı.
Bir toplumun ne halde olduğu şoförlerinden anlaşılır...
* (Üçüncü yazı)
Ehl-i Sünnet Dergisi Hakkında
Geçen 5 Ağustos'ta, ticarî tarafı olmamak şartıyla Ehl-i Sünneti savunacak; dinde yenilik ve değişim, dinde reform, Tarihsellik, light/ılımlı İslam, İslam Protestanlığı, Feminizme ve AB normlarına göre hadîs ayıklama, Kemalist İslam, fıkıhsız ve Şeraitsiz İslam, hahamlı papazlı yeni bir İslam, ABD'nin, AB'nin ve İsrail'in istediği evcil ve uysal İslam, üç ibrahimî din vardır ve mensupları Cennetliktir mezhebi, camilere kiliselerdeki sıra ve sandalye koymak ve benzeri bid'at cereyanları ile (ilmin, aklın ve hilmin ışığında) mücadele etmek maksadıyla bir dergi çıkartmak istediğimi yazmıştım.
Eksik olmasınlar bazı okuyucularım mesaj gönderdiler. Ramazan'da bu işle meşgul olamadım. Şu anda çalışmaya başlamış bulunuyorum. Bana mesaj gönderenlerin hepsine inşallah cevap yazacağım.
Derginin özelliklerini bir kere daha hatırlatayım:
(1) Ticarî tarafı olmayacaktır. Bir kısmı bedava dağıtılacak, bir kısmı, alıp dağıtmak isteyenlere maliyet fiyatından verilecektir.
(2) Bu iş için peşinen para toplamayı düşünmüyorum. Teklif edenlere teşekkür ederim. Dergi çıktıktan sonra (beğenir ve faydalı görürlerse) maliyet fiyatından alıp dağıtabilir, etraflarına hediye edebilirler.
(3) Dergide çıkan yazılar için (maliyet fiyatını yükseltmemek için) muhterem müelliflerine te'lif ücreti ödenmeyecektir.
(4) Dergide yumuşak ve saygılı bir üslup kullanılacaktır.
(5) Yazılar kısa olacaktır.
(6) İlk basılacak bir iki bin nüsha için benim şahsî param yeterlidir. Beğenirlerse, rağbet görülürse isteyen istediği miktarda maliyet fiyatından alabilir.
(7) Şu anda haftada bir iki gün bu iş için sekreterlik yapacak, mümkünse on parmak yanlışsız yazı yazabilen, yeterli din kültürüne sahip öğrenci statüsünde bir sekretere ihtiyaç vardır. Arzu edenler Bedir yayınevine e-mail gönderebilir.
Şu hususu da kaydedeyim ki, şu anda ülkemizde Ehl-i Sünneti savunma ve bid'atleri ve sapıklıkları red sadedinde çok değerli dergiler yayınlanmaktadır. Bunları yayınlayanlara ve yazılarıyla katkıda bulunanlara, dinimize yaptıkları hizmetten dolayı şükran ve minnet borçluyuz. Bunların tirajları ve satışları maalesef yeterli değildir. İlmî yazılarını anlamak için de bir birikim ve temel gerekmektedir. Bendeniz gerçekleri gayet kısa, çok açık seçik, herkesin anlayabileceği basit bir üslupla beyan eden bir halk dergisi çıkartmak istiyorum. Bu dergi dağıtım kurumlarına verilmeyecek, elden dağıtılacaktır.
Başarı bizden değil, Allah'tandır. Yeter ki, niyetlerimiz (Allah'ın nasip etmesiyle) temiz ve hâlis olsun.
Gelişmeler hakkında okuyucularımı zaman zaman bilgilendireceğim.
(Bu konuda tarafıma mesaj göndermek isteyenler /bediryayinevi@gmail.com/ adresine gönderebilirler.)