Birlikte düşünelim diye...

xxx78

Gözünü kan bürümüş, eli kolayca tetiğe giden militanlara sahip örgütler, ne zaman isterlerse, hedef aldıkları ülkeyi sarsacak eylemler yapabilir. Bu tespitin en kanlı canlı örneği, varlığını sürdürdüğü otuz yıl içerisinde bir çok katliama imza atmış PKK örgütüdür. Dün de Çukurca’da çok sayıda can aldı PKK...

Kimsenin bu yüzden olana şaşırmaması gerekir.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül saldırının yapıldığı bölgedeydi birkaç gün önce; Başbakan Tayyip Erdoğan teröre karşı en sert mesajlarını son iki hafta içerisinde vermekteydi. Uzak ve yakın komşularıyla sürekli temas halindeydi hükümet; sürmekte olan hava operasyonlarını kara harekâtının takip edeceği izlenimi alınmaktaydı. Bölgeye yeni birlikler sevk edildi; ‘özel harekât timleri’ âcil eğitime alındı.

Buradan çıkan sonuç şu: PKK’nın ülkeyi sarsacak saldırılar hazırlığında olduğu bilmesi gerekenlerce biliniyordu.

Daha önce benzer tehditlere maruz kalmış ve çözümü siyasetin dilini devreye sokmakta bulmuş ülkelerde de, terör örgütleri, son savlet olarak, güçlerini hatırlatmak amacıyla ‘kamikaze-türü’ bireysel veya toplu eylemler sahneye koydular. Dünkü eylemleriyle, PKK da, güç gösterdi. 200 kadar militan çok sayıda hedefe saldırdı; bir günde en fazla zayiatı verdirdi.

Yoksa PKK’nın derdi çözüme ulaşılması değil mi? Siyasi çözüm arayışlarında devlete karşı elini güçlendirmek amacıyla terör eylemlerine başvurduğu bir yanılsama mı? Bölücü ve ayrılıkçı tavrından hiç mi vazgeçmedi? İstediği, devleti de yeniden sertliğe başvurmaya yönlendirip Türkiye’yi 1990’ların siyasi şartlarına mahkum etmek mi?

Hiç kuşkusuz yerinde sorular bunlar...

Terör örgütünün, gözü kanlı militanların hedef seçtikleri devletleri zaafa uğratma gücü var, tamam, ama bunun tersi de doğru. Hiçbir devlet bugüne kadar terör örgütleri karşısında yenilgiye uğramadı. Çoğu devlet, hak aramada şiddet yöntemini benimsemiş örgütleri çevreden kuşatıp siyasi çözüm yoluyla devre dışı bıraktı; bazıları ise terörden vazgeçmeyeceğini anladığı anda örgütlerle nihai hesaplaşma yoluna gitti.

Öyle veya böyle, bugün dünyanın değişik bölgelerinde hâlâ teröre başvuran siyasi dava sahibi olduğu iddiasında örgüt kalmadı. PKK bu alanda neredeyse tek.

Acaba PKK’nın niyeti ne? ETA ve İRA gibi uğruna eylem yaptığı insanların daha geniş haklara sahip olması karşılığı silâh bırakmayı mı düşünüyor, yoksa ülkenin bir bölgesinde ayrı devlet kurma projesinden vazgeçmek niyetinde olmadığını gizli müzakerelerde belli edince kanlı bir hesaplaşmayla yokoluşa sürüklenen Tamil Kaplanları gibi hep ayakta kalacağı düşünü mü görüyor?

Galiba bu konuda kafası karışık PKK’nın veya içi karışık... Ya da, ne bileyim, artık adlarına teröre başvurduklarını varsaydığımız halk kitlelerini değil de, zaman içerisinde yolunun kesiştiği bazı yabancı istihbarat birimlerini dinliyor PKK liderleri... Türkiye’nin içini karıştırmak, önünü kesmek ve herkese fatura ödetmek de olabilir niyetleri...

Olandan derin üzüntü duyuyorsunuz, biliyorum; benim de içim acıyor. Ancak sağduyu böyle zamanlar için lâzım...