Birleşmiş Milletler Beşlisi ve Müslümanlar

Seçkin İSLAMOĞLU

SÖZÜN ÖZÜ (KISA KISA) - 18

 

Birleşmiş Milletler Beşlisi ve Müslümanlar

 

Birleşmiş Milletler (BM), Barış Birliği imiş; iyi de BM'nin 5 daimi üyesi ya işgalci veya işgal destekçisi!

Amerika Irak ve Afganistan'da işgalci, Rusya Çeçenistan ve diğer birçok ülkede işgalci, Çin Doğu Türkistan ve Tibet'te işgalci, İngiltere ve Fransa ise onların ve İsrail-Ermenistan işgallerinin destekçisi.

Ruanda Soykırımı, ABD ile Fransa'nın ortak suçu. Bosna zulmü yine BM ve Avrupa Birliği'nin göz yumması. Ermenistan'ın Azerbaycan'ı işgali Rusya'nın desteği ve koruması ile. İsrail'in Filistin'i işgali yine BM kararları ile ve BM kararlarına rağmen.

(BM Irak'ın Kuveyt'i işgaline müdahale etti, fakat İsrail'in Filistin'i işgaline müdahale etmiyor; hatta ABD genelde İsrail zulmünün kınanmasına dair kararlara bile engel oluyor.)

ABD'nin Irak işgali de uluslararası hukuk hiçe sayılarak ve yalanlarla gerçekleştirilmiştir; buna rağmen birçok devlet ABD-İngiliz işgal koalisyonuna katılarak bu zulme destek olmuştur.

Anlaşılacağı üzere BM, beş daimi üyesinin veto hakkıyla, onların istemediği bir kararın çıkmasının neredeyse imkansız olduğu bir yapılanmadır. BM'deki bu beş daimi üye hep oyuna 1-0 önde başlıyorlar. Birleşmiş Milletler'in teşkilatlanmasında eşitlik yok, dolayısı ile adalet eksik, dolayısı ile dünyadaki birçok zulme engel olunamıyor.

Demek ki ya Birleşmiş Milletler kendini düzeltecek ve bu adaletsiz karar mekanizmasından kurtulacak veya daha adil bir yapılanma kurulacak, insanlık için başka çözüm yok. Güçsüzler güçlülerin insafına terk edilemez.

Aynı durum AB (Avrupa Birliği), AGİT, NATO gibi organizasyonlar için de geçerlidir; AB'nin Kıbrıs'ta Türk tarafına haksızlık yaptığı ve Rum tarafını kendi ilkelerini de çiğneyerek AB'ye aldığı bilinen bir gerçek. AGİT'in, NATO'nun veya BM'nin yıllardır Ermenistan, İsrail ve Hindistan işgallerine çözüm üret(e)mediği de bir gerçek.

 

Müslümanların Çıkış Yolu

 

Anlaşılmaktadır ki, müslümanlar hem tek başlarına güçlü olmalı, hem de kendi ortak Barış Gücü'nü kurmalı ve zulme karşı birlik olmalıdır, yoksa başkalarından insaf veya medet beklemek sadece zaman kaybıdır. Müslümanlar, bir hadis-i şerifte belirtildiği gibi kardeş olduklarının, tek bir vücudun parçaları gibi olduklarının bilincinde olmalıdır.

Elbette bunları düşünmek zor değil, bu gerçekleri anlamak güç değil; önemli olan ne gerekiyorsa onu yapabilmek, uygulamaya geçebilmek. Yoksa sen kendini düzeltmezsen, sen güçlü olmazsan, sen birlik olmazsan Moğollar da ezer geçer, Haçlılar da, Emperyalistler de; Hıristiyanlar da, Yahudiler de, diğer kafirler de (Budistler (Tayland), Hindular (Hindistan), Komünistler (Çin), Putperestler vs).

Aynı durum müslüman ülkelerin kendi içinde de geçerlidir; müslümanlar uyanık olmazsa, azınlık veya devşirilmiş zihniyetler iktidarı ele geçirip, müslümanları "özvatanında parya" durumuna düşürür. Türkiye'de kemalistlerin/laikçilerin, Suriye'de (emperyalist Fransa'nın yönetimi bıraktığı azınlık) Nusayrilerin (Arap Alevilerinin) yaptığı gibi. Yine sosyalist ideolojili parti (Baas Partisi) veya liderlerin iktidarı gibi (Irak'ta Baas/Saddam, Suriye'de Baas/Hafız Esad, Libya'da Kaddafi örnekleri gibi). Yine emperyalistlerin kuklası ve fakat kendi halklarının despotu/zorbası olan Arap krallıkları gibi.

Demek ki asıl sorun, sözde değil özde müslüman olabilmek, geleneksel ve taklitçi değil tahkiki bir imana sahip olabilmek, yaşadığı gibi inanmak değil inandığı gibi yaşayabilmek, gaflet içinde değil uyanık durabilmek, bölük pörçük olup güçsüz düşmek değil birlik olup güçlü kalabilmek…

 

* * *

 

Kuran Meali

 

« (Kıyamet Günü,) Bütün yüzler; diri, yaratıklarına hakim ve onları koruyup gözeten Allah’a boyun eğmiştir. Zulüm yüklenen mutlaka hüsrana uğramıştır. » (TâHâ, 20/111)

 

Hâdis-i Şerif

 

“Sizden kim bir kötülük görürse (seyirci kalmayıp) onu eliyle düzeltsin. Buna gücü yetmezse diliyle düzeltsin. Buna da gücü yetmezse kalbiyle buğzetsin. Bu kadarı imanın en zayıf mertebesidir.”

 

(Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî, İbnu Mâce)

 

Seçkin'ce

 

“Allah'ı seven O'nun sevdiği gibi yaşamalı, O'nun sevdiklerini örnek almalıdır.”

 

www.dunyaislamgunu.org - www.worldislamday.org - www.seckinislamicebooks.com

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.