Biraz Daha Zıpla Bay Çekirge
Bazı kalemler vardır; hikmetler yazar.
Bazı kalemler de vardır ki, yazdıkları lağım suları gibi ağır kokar.
Ne yazdıklarının farkında olan da var, olmayan da.
Ancak yılların gazetecisinin her yazdığı kelimenin hatta harfin hakkını vermesi beklenir.
Öylelerinin “Ben yazdım oldu” deme hakkı yoktur.
Her yazdıklarının arkasında durmalıdırlar.
…
Türk basınında öyle yazarlar var ki, düşmanlıklarını belli etmek için hiçbir kelimeyi kullanmaktan sakınmazlar.
Mahalle kavgalarında kullanılan sözleri aynen satırlarına taşıyorlar.
Ne güzel buyurmuş Hz. Ali Efendimiz: “Söz ağızdan çıkana kadar senin kölen, ağızdan çıktıktan sonra sen onun kölesisin.”
İşte Fatih Çekirge, Cumhur’un başı olan Sayın Abdullah Gül’ün muhterem eşlerine çok çirkin bir saldırıda bulunmuş "Eğreti Gelin" ifadesiyle.
Satırlarını okudukça kendisinin ne kadar üslup yoksunu, düzeysiz ve acıklı bir durumda olduğunu daha iyi anlıyorsunuz.
Ne demiş bay yazar birlikte okuyalım:
“Ama bu 29 Ekim resepsiyonu çok daha farklı.
Çok daha önemli.
Belki de son dönemlerin en önemli resepsiyonu.
Çünkü eşli davet var.
Çünkü bugüne kadar Hayrünnisa Hanım'ın başı kapalı olduğu için Cumhurbaşkanı eşli davet vermiyordu.
Tepki çekerdi. Genelkurmay Başkanı gelirdi gelmezdi.
Ve muhalefet. Yüksek yargı...
Yani eş durumundan;
Cumhuriyet'in Eğreti Gelini Hayrünnisa Hanım
Cumhuriyet'in "eğreti gelini"ydi Hayrünnisa Hanım..
Gül seçildiği günden bu yana kırmızı halıda karşılanmadı. Asker elini sıkmadı. O tören kıtasının arkasından geçti. Derken..
Şimdi farklı bir durum var.
Önceki gün Hayrünnisa Hanım kırmızı halıda tören kıtasının önünden geçerek yürüdü.
Arkadan dolaşmadı yani.
"Buradayım!" dedi.”
Bay Çekirge'nin etrafında çokça "eğreti gelin" var anlaşılan.
Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşinin hiçbir şeyi eğreti değil. Milletin oylarıyla o makama gelmiş bir Cumhurbaşkanı Sayın Gül. Eşi de evlendikleri günden beri başı örtülü bir hanım. Hayrunnisa Hanım Köşk'e çıkınca örtünmüş değil.
Asıl eğreti olan, başörtülü bir Cumhurbaşkanı eşini hazmedemeyenlerin demokratlığı ve özgürlükçülüğüdür.
Bay Çekirge, siz zıplamanızı sürdüredurun.
Siz zıpladıkça foyanız daha da ortaya çıkıyor, nasıl hazımsız ve yasakçı olduğunuz daha da iyi anlaşılıyor.
Ne kadar zıplarsanız zıplayın, Cumhur’un dediği olacak. Sizin gibi düşünenlerin fikirleri iyice fosilleşti.
Vatandaşın çoğunluğunun ilgisini de çekmiyor.
Bay yazarın yaptığı nedir?
Mahalle dedikoducuları ağzı ile başörtüsüne ve başörtülüye saldırmaktır.
Bu zihniyet ne kadar uğraşsa da başörtülüleri sindiremeyecektir.
Bunlar konuştukça, yazdıkça halk gerçekleri biraz daha görecek ve onların siyasi temsilcilerini sandığa gömecektir.
Bay Çekirge, haydi biraz daha zıplayın!