Bir Yaşlı Ölmüş Diyeler…
“Siz onları değil; onlar sizi seçti” başlıklı Soner Yalçın yazısından Teksas Vali Yardımcısı Dan Patrick’in:
“Yaşlılar, ülke için kendini feda etmelidir.” Dediğini öğreniyoruz.
Avrupa’da İtalya’dan sonra korana virüs salgınından en fazla etkilen ülke olan İspanya’da pek çok yaşlı insanın ölüme terk edildiği ortaya çıkmış, İspanya Savunma Bakanı Margarita Robles, salgınla mücadele ve dezenfekte için göreve çağırılan askeri ilk yardım birliklerinin, pek çok yaşlı insanın yataklarında tek başlarına ölüme terk edilmiş halde bulduklarını ifade etmiş ve ilave olarak “hatta bazıları yataklarında yaşamlarını yitirmişti” demiş…
Margarita Robles, Açıklamada huzurevi personelinin, salgının ortaya çıkmasının ardından işlerini terk ederek yaşlıları yalnız bıraktığı İspanyol askerlerin ülkedeki birçok huzurevinde kalan yaşlı insanları terk edilmiş halde buldukları, bazı huzurevlerinde kalanların ise yataklarında cansız bir şekilde bulundukları duyuruldu.
Paris Belediye Başkan Yardımcısı Gregoire Fransız kanalı BFMTV’ye verdiği mülakatta : “Bizler hasta yaşlılarımız için elimizden geleni yapıyoruz, acil yardım çağırıyoruz ancak Acil ‘gelmiyorum’, ‘yapamam’ diyor ve hastalar odalarında yapayalnız kalarak ölüyor.” İfadelerini kullandı.
İsveç’ten de benzer haberler geliyor “Dünyaca ünlü Karrolinska Hastanesince doktorlara gönderilen bir genelgede, yeni tip koranavirüsü (Kovid-19) taşıyan 80 yaşının üzerinde hastaların yoğun bakıma alınmaması, kronik hastalığı bulunan 60 yaş üzerindekilerin de yoğun bakıma alınma önceliği verilmemesi” isteniyor
İşin bir de sosyal boyutu var. Yine İsveç’de kalp hastası 92 yaşındaki Kerstin Hedman’ın alış veriş yaptıktan sonra yardım istediği Sundsvall Belediyesinin alışveriş poşetlerini 370 krona taşıdığını belirtiyor.
Yine İsveç’ten bir haber: İsveç’te Krona hastası 81 yaşındaki Hanna Altınsu’nun Södertalje hastanesinde boş yer olmasına rağmen yoğun bakıma alınmadığı için hayatını kaybediyor.
Kıta Avrupa’da durum buyken İngiltere de durum ne derseniz: 56 milyonluk İngiltere’de 21.723 Huzurevi/Bakımevi bulunduğu buralarda kaderine terk edilen 4000 yaşlının Koronavirüsten öldüğü haberleri geliyor.
Bir Haber’de İsrail’den : İsrail Kanal 13 Televizyonu, yeni tip koranavirüs (Kovid 19) hastalarının solunum cihazına bağlanması gerektiği durumlarda kimlere öncelik verileceğiyle ilgili Sağlık Bakanlığına ait bir belge yayınlıyor. Belgede “kendi ihtiyaçlarını tek başlarına gideremeyecek düzeyde bedensel ve zihinsel engelliler, kalp, akciğer, karaciğer, böbrek hastaları ve sinir sistemeinde bozukluk olanlar, psikolojik travma geçirenler, tedavisi olmayan hastalığı veya bunamadan muzdarip olanlar, ölüm döşeğindekiler ile Kovid-19’dan kurtulma şansı yüzde 20’den az olanların solunum cihazından en son faydalandırılacağı” belirtilmiş.
Avrupa’da durum buyken ABD’de farklı mı?
New York Times (NYT) gazetesi, Kovid-19 salgınının "merkez üssü" konumundaki ABD'de, yaşlı bakım evlerinde virüse yakalanıp hayatını kaybedenlerin sayısına ilişkin çarpıcı rakamlar olduğunu yazdı.
Gazetenin haberine göre, yaşlı bakım evlerinde koronavirüsten dolayı en az 6 bin 900 kişi hayatını kaybetti. Bu sayı, ABD'deki virüs ölümlerinin yaklaşık beşte birine tekabül ediyor.
Eski New York Vali Yardımcısı ve Enfeksiyon Hastalıklarını Azaltma Komitesi Kurucusu Betsy McCaughey, NYT'ye yaptığı açıklamada, "Yaşlı bakım evleri toplu mezar gibi. Bu merkezler aşırı kalabalık ve yeterince personel yok. Tek bir Kovid-19 hastası bile kıyıma yol açıyor." ifadesini kullandı.
NYT'ye konuşan bakım evi çalışanları ise salgın döneminde yeterince kişisel koruma ekipmanlarının olmadığını, bu nedenle de hem kendilerinin hem de bakım evlerinde kalan yaşlıların hayatının tehlikede olduğunu belirtti.”
Yunus’un “Bir garip ölmüş diyeler. Üç günden sonra duyalar. Soğuk su ile yuyalar. Şöyle garip bencileyin” sözü Yunus’un vefatından 700 yıl sonra İspanya’da, İtalya’da, İngiltere’de, New York’ta acı bir şekilde ete kemiğe bürünüyordu.
Japon Bir Yöneticiden İbretlik Ders…
1993 yılı idi. TODİE’de yüksek lisans eğitimindeydik. Enstitüye Tokyo Belediyesinden gelen bir üst düzey yetkili bize Tokyo’da belediyeciliği anlatmıştı. Tokyo’da konut sıkıntısı olduğunu insanların 1-1,5 saatlik mesafelerden trenlerle her gün çalışmak için Tokyo’ya geldiklerini ve yolda geçen zaman zamanın ciddi bir kayıp olduğunu, buna karşın 1 milyona yakın emeklinin Tokyo’da yaşadığını öğrenmiştik. Sınıf arkadaşımız o dönemim Tabip Odası Yönetiminde olan bir doktor arkadaş (Hiç değişmiyorlar bu arada )
-Madem böyle bir sorun var. O emekliler için Tokyo dışında konutlar üretip onları çıkarsanız yerlerine aktif çalışanlar gelse daha iyi olmaz mı? Diye sormuştu.
Tokyo Belediye Yöneticisi ibretlik bir cevap verdi:
-Japon toplumunda Yaşlılar ve Çocuklar çok önemlidir. Yaşlıların değil evlerini, odalarının duvarlarındaki resim çerçevesinin yerini izinleri olmadan değiştirseniz mutsuz olurlar. Onları mutsuz etmektense her gün o yolu çekeriz….
Vefa Desek, Vefa Destek…
Çok şükür bizde de öyle. Yaşlılarımıza değer vermek hem dini hem örfi anlamda bu topraklarda hala değerli. Huzurevlerinde ölüme terk edilen yaşlılarla ilgili yukarıda anlatılanlar içimizi sızlattı. Yaşlılar Batı’da önce huzur evlerinde unutulmuşken şimdi de ölüme terk edilmiş. Huzur Evi diye bir gerçek bizde de olsa çok şükür yaşlılar henüz huzurevlerine Terk edilmiyor/orada unutulmuyorlar.
Huzur evleri ile ilgili şu kıyas bile bizim durumumuzu net olarak ortaya koyuyor. 56 milyon nüfusu olan İngiltere’de 21.723 huzurevi/bakımevi varken, 84 milyon nüfusumuzla huzur evinde kalan yaşlı sayımız sadece 27.000…Yani nerdeyse İngiltere’de bizim huzur evlerinde kalan yaşlılarımız kadar Huzurevi sayısına sahip…
Bu süreçte hem Avrupa’dan hem de Amerika’dan yaşlılara olan yaklaşım noktasında ayrışmış durumdayız. Türkiye modeli olarak tarihe geçecek bir yaklaşım sergilendiğini Devlet ve Millet olarak bu sınavdan yüzakıyla çıktığımızı gururla söyleyebiliriz. Yaşlılarımızı hasta olmaları durumunda kaderine terk etmediğimiz gibi,
-65 yaş üstü vatandaşların sokağa çıkması yasaklanarak virüsten öncelikle korunmaları,
-Maaşlarının evlerine getirilmesi
-Alışveriş ihtiyaçlarının oluşturulan “Vefa Destek Grup”larıyla karşılanması,
Şeklinde özgün özgün çözümler üretilmiş ve komşu desteğiyle bu yaklaşım daha da pekiştirilmiştir. Çok şükür Devletimiz bu süreçte ne yaşlısını ne yurt dışında yaşayanını hiç bir vatandaşını kaderine terk etmemiştir.
Sinop Üniversitesi Doçenti İbrahim Tüfekçi’nin tweet’i aslında işin özetidir.