Bir 'milli' maçın ardından...

xxxx111

Birkaç kez ve ayrı ayrı yerlerde öbek öbek karşısında dizilip not aldığımız için, Bursa'daki maç vesilesiyle Türkiye-Ermenistan yakınlaşmasını izleyenlerimizin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün mesajlarının can alıcı bölümlerini kaçırmış olma ihtimali var.

Hiç kuşkusuz “Burada tarih yazmıyor, tarih yapıyoruz” sözü, yabancı ajanslar tarafından dünyaya da duyurulduğu için, şimdiden tarihin not defterine düşüldü. Yakınlaşma sürecinde Rusya'nın en belirleyici rollerden birini oynadığı tespitini ise pek yakalayan olmamış. Oysa “Devlet Başkanı Medvedev ve Başbakan Putin'le defalarca uzun uzadıya görüştüm; ikisi de sürecin başarıya ulaşmasını arzuluyor” sözünü önemsedim ben.

Rusya'nın Ermenistan ve Azerbaycan üzerindeki etkisi bizden fazla. Bizim “Ermenistan açılımına hayır” cephesi üzülebilir, ama gerçek bu: Evet, Azerbaycan üzerinde de Rusya'nın etkisi fazla...

İki ülkenin yakınlaşmasını en fazla isteyenlerin başında MHP'nin 'Başbuğ' lâkaplı lideri Alparslan Türkeş geliyordu. Ermenistan Cumhurbaşkanı olan Ter-Petrosyan'la 1993 yılında Paris'te görüşmesi biliniyor. Bilinmesinin sebebi, görüşmeyi Türkeş'in anılarını yazan Hulusi Turgut'a anlatması, dönemin Paris Büyükelçisi Tanşuğ Bleda'nın 'Maskeli Balo' adlı anılarında değinmesi ve gazeteci Can Dündar'ın taraflarla görüşüp ayrıntılarını Milliyet'te yazması...

'Gizli görüşme' bir dedikodu değil yani. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, Başbakan Süleyman Demirel'in, Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'in, Azerbaycan Devlet Başkanı Ebulfez Elçibey'in de teşvik ettikleri görüşme, aşırı Ermeniler'in bir oldu-bittisiyle akamete uğramıştı.

Türkiye-Ermenistan milli maçını, babasının Paris görüşmelerine katılan Tuğrul Türkeş de şeref tribününden izledi.

Kısa süre önce yapılan Bursaspor-Diyarbakıspor maçında yaşanan gerginlik yüzünden milli maçın olaylı geçeceğine şartlanmışları şaşırttı Bursa seyircisi... Vali Şehabettin Harput, Emniyet Müdürü Zeki Çatalkaya haftalar öncesinden başlayan bir çalışmayla riski asgariye indirmeyi başarmışlardı; ama yine de belli mi olurdu? İnsanlık hali bu! Yurtdışı gezide bulunan İçişleri Bakanı Beşir Atalay maç günü sürekli telefon irtibatı halinde bulundu Bursa'yla...

İki cumhurbaşkanı arasında sıcaklık ikinci görüşmede daha artmıştı; ilk gözlemim bu oldu. Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan kendi ülkesinden daha rahat göründü Bursa'da. Cevap vermek istemediği gazeteci sorularını evsahibine ustaca pas etti. Ona yöneltilen “100 metrelik koşunun neresindeyiz?” sorusunun cevabı olarak “Bir yıl öncesinden çok farklı bir yerdeyiz, varın siz hesap edin” cümlesini Abdullah Gül'ün ağzından dinledik.

Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. M. Mete Cengiz cumhurbaşkanlarının yanına yaklaştığında, iki ülke üniversiteleri arasında işbirliği arayışı dile geldi. Bu arada Erivan Üniversitesi'nin mütevelli heyet başkanının Sarkisyan olduğunu öğrenmiş olduk.

Zürih'te yapılan 'tarihi' imza töreninde hayli sıkıntılı görünen Ermenistan Dışişleri Bakanı Eduard Nalbantyan ilgi odağı olmamanın keyfini çıkardı bir köşede. O gün yüzünün asık olmasının sebebi, imza töreni öncesindeki günleri hep yolda ve uykusuz geçirmesiymiş...

İmzalanan protokoller bizde Meclis'e getirilecek, komisyonda görüşüldükten sonra onay için genel kurula sunulacak. Peki Ermenistan'daki prosedür ne? Orada önce Anayasa Mahkemesi'ne gitmesi gerekiyormuş; Meclis'e sevk mahkemenin onayından sonra olabiliyormuş...

Şaşırtıcı bir ilgi alanı şu futbol; insanlar arasındaki duvarları kaldırmaya da, olmayan yere duvar inşa etmeye de yarıyor. Diyarbakırspor'la karşılaşmada en üst perdeden incitici sloganlar atan Teksas adlı grubun liderinin kendisi Diyarbakır kökenli değil miydi?

Teksas Grubu milli maçta da stattaydı, ama rahatsız edici bir taşkınlıkları görülmedi. FIFA'nın son anda duyurduğu “Üçüncü bir ülkenin bayrağı açılırsa maçı iptal ederim” kararına aykırı sayılabilecek bir görüntü olmadı.

Güvenlik güçleri maça girişte aldıkları yoğun tedbirler sayesinde yanlışlıkları meydana gelmeden önlediler.

Futbolsever bile sayılsalar maçı izlemeye gelen siyaset yorumcuları aralarında ne konuşur? Elbette futbolun siyasetini. Konuşmalarımızda muhalefet partileri yöneticilerinin kulaklarını hayli çınlattık. Keşke yıllar önce iki ülkeyi yakınlaştırmaya çalışan Alparslan Türkeş veya maça gelmekte tereddüt etmeyen Tuğrul Türkeş kadar cesur olabilselerdi.

İddiasız bir maçta Türkiye iki gol attı, ama önemli olan skor değildi. Bazen sertlikler yaşansa bile sporun kabul edilebilir sınırları içerisinde kaldı mücadele; ilk 20 dakikadan sonra Ermenistan takımı bütün dikkatini gol yememeğe verdi, bu da onlara iki gol olarak döndü.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.