Dünya ve özellikle de bölgemiz yine tarihi günler yaşıyor. Mazallah sanki dünya bir cihan harbine doğru adım adım ilerliyor. Biraz tarih okuyan, olaylara azıcık analitik yaklaşan herkes bilirki, bu savaş bir din savaşından daha çok emperyalistlerin açgözlülüklerinin bir neticesi. Yine dikkatli insanlar, erdemli canlar bilirlerki emperyalistler savaşlarda bilimin her türlüsünü. sonuna kadar kullanırlar. En fazla kullandıkları bilim ise psikolojidir. Şu anda Batı ve İsrail Gazze katliamında Psikolojinin,
1- " şaşırtma, dikkat dağıtma , esas hedefi küçük/yan hedeflerle gizleme" maddesini uyguluyorlar. Emperyalistlerin sıkça kullandıkları bir taktiktir bu. Buna "cambaza bak" taktiği de diyebiliriz. Şimdi " Hama'sa bak, Hamas'a bak" diyorlar. Bu nedenle bizler sadece Gazze'ye bakmayalım. Filistin'le birlikte Suriye'ye, İran'a, Mısır'a ve Türkiye'ye bakalım.
2- Küçüğü büyük, zayıfı güçlü, masumu cani , zalimi mazlum gösterme taktiği. Dikkat edin,
günlerdir Türkiye'de ki gazeteler, televizyonlar, yorumcular en çok neyi konuşuyorlar? Neleri ön plana çıkarıyorlar: Hamas'ın Füzeleri, Kara operasyonu , tüneller, tüneller tüneller.(tabi bu tavrda hiç bir art niyet yok tamamen iyi niyetle böyle yapıyorlar.)
) Kamuoyu bu günlerde tıpkı dün yaptığı gibi, (Saddam'ı, O'nun füzelerini, O'nun (güya) kazıp içini benzinle doldurduğu hendekleri konuşuyordu) Halbuki bu bir taktikti. bir oyalama, bir şaşırtma idi. Bunun böyle olduğunu sonradan öğrenmiştik. Bu gün bari bu aldatmacaya anmayalım.
İSRAİL'İN MAKİNELERİ Mİ YOK?
Hiç kimse şunu söylemiyor; Gazzeliler, ( Hamaslılar, Filistinliler) o imkansızlık içinde tüneller kazıp oraya silahlar, füzeler yerleştiriyor da, Amerika'nın, Avrupa'nın tam desteğini alan Siyonistler, onların sınırsız yardımı ile kuşatma altında tuttuğu Gazze'deki tünellerine doğru, güçlü, son model, modern makinelerle tüneller oyup o tünelleri ve içindekileri (mazallah) bertaraf etmiyorlar? Yoksa onlar bilerek Hamas'ı dünyanın gözünde çok büyütüp ( tıpkı Saddam gibi, tıpkı Kaddafi gibi) Hamas'a karşı insanların korkularını nefretlerini mi artırıyorlar? Bu sahte bilgilerle, bu yalan duygularla dünya kamuoyunu zalimlerin yanına, mazlumların karşısına mı itiyorlar? Yarın Hamas'ı (mazallah ) yendiklerinde de , " Gördünüz mü İsrail'in gücünü? Aşılmaz girilmez sanılan tünelleri nasıl berheva etti" diyerek propaganda mı yapacaklar.? Maalesef hiç kimse bunları dile getirmiyor, niçin?
Bu hengamede farkına varamıyoruz ama şu önemli gerçeği gözardı etmeyelim:; Tüm dünya ve bizler birbirimiz ile, bu savaşta taraf olan, İsrail'in yanında yer alan Amerika'nın sistemleri ile iletişim kurup, haberleşip, mesajlaşıyoruz. Yani iletişimde, haberleşmede Whatsapp'ı, X'i (Twitter) Facebook'u, Youtube'yı,, Google'u kullanıyoruz. Sanki Amerika bunu görmüyor, farkında olmuyor.. Amerika bunu görüyor, ve her şeyin de farkında. Bu bilgileri topluyor, analiz ediyor ve ona göre vaziyet alıyor . Onlar dünyada şu anda bu mevzuda kaç kişi İsrail lehine, kaç kişi Filistin lehine yazıyor mesaj atıyor biliyor ve gidişatı ilgililerle paylaşıyor. İstemediği mesajları siliyor, istediklerini değişik metotlarla katlayıp artırıyor. ( Bu satırlar bize, bu mecraları kullanmayın uyarısı olarak algılanmasın, tam tersi fazlaca kullanalım, lakin suyun başında kim var onu da bilelim) Şunu da bir daha hatırlatayım şu anda İsrail -Filistin mücadelesindeki İsrail zulmünü ancak bizler tam görebiliyoruz Dünyanın birçok ülkesinde tam tersi manzaralar gösteriliyor insanlara. Haşa "zalim Hamas'ın attığı füzelerin parçaladığı çocukları" görüyor insanların çoğu.Tıpkı Saddam'ı gözden düşürmek için petrolün içinde çırpınan (yanlış asparagas haber) kuş görüntüsü gibi. Bizler (yani masum mazlum emperyalizme karşı olan barışçı adaletli iyi insanlar) şunu anlamalıyız ki bu çağın savaşlarında kullanılan en etkili silah 'iletişim" silahıdır. Bu silah kimde ise büyük avantaj sağlar. Evinizdeki, yakınınızdaki gençlere, çocuklara konu ile ilgili fikrini sorun. Size "Filistinlilerin sattığı topraklardan" bahsedecekler mi? bakın. İletişim/sanat gerçeğini bizler (yani İslam dünyası ) henüz tam kavramış değiliz ..Mesela Türkiye'ye bakın maddi gücü yerinde, olanakları iyi olan insanımızın kaç tanesi çocuğunu gazeteciliğe, sinema eğitimine, iletişim fakültesine gönderiyor? Göndermeyiz. Hala bizler, sanatın, iletişimin, gücünün farkına varamadık çünkü . Bizlerin tek derdi Geçim ve para. Onun için çoğumuz, çocuğunuzun doktor, mühendis, avukat, tüccar olmasını isteriz. Bu kötü bir şey değil elbette ama eksik bir bir şey. Tıpkı Son hengamede görüldüğü gibi.
Rabbim insanlığın ve ümmetin yar ve yardımcısı olsun. Amin
Not: Türkiye'de yaşayan insanların büyük çoğunluğu (parti mezhep etnik köken ayırımı olmadan) maşallah barekallah masumun mazlumun yanında yer aldı. Siyasi partilerin hep birlikte yayınladıkları bildiri /görüş tarihi kıyemete haiz. Bu sebeple tüm parti yöneticilerine bu milletin teşekkür etmesi gerekir,. ben kendi adıma kendilerine saygılarımı sunuyorum.