Bir başka doğar mehtap ramazan akşamlarında,
Zengin ile fakir yan yanadır, bereket dolu ramazan sofralarnda.
Sessizlik en büyük sestir, beklenen akşam ezanında…
Açılır avuçlar gök kubbeye, iftar öncesi sofralarda.
Orada hissedilir ulvi yakarışların hemen kabul olacağı,
Orada hissedilir açlıktan uyuyamayan komşunun bir lokma ekmeğe aşkı…
Tevbe, hamd ve şükür ile dopdolu bir fazilettir Ramazan;
Şeytanları bağlayan, fakir fukaranın halini anlatan.
Canlara can katar, ruhları arındırır; paylaşmayı öğreten, paylaştıkça bereket katan…
Nasıl bir umursamazlık sarmış Müslüman semtini?
Üst kattaki gülerken, ağlıyor alttaki.
Komşusunun halinden hal sormaz mı Müslüman?
Yalvarırken birisi, sevinç çığlıkları atılır mı ki?
Bir tarafta yarım ekmek arası üç zeytinle iftar yapan, diğer tarafta yarım kuzuyu tek başına yiyip; diğer yarısını çöpe atan…
Allah’ım rahmet et, merhamet et bizlere; fakir sofralarını şenlendirmeyi nasip eyle…
“Ben ne yapabilirim? Ben de fakirim” deme sakın; bir garibe bir tebessüm, bir selam da mı yollayamazsın?
Sahurun gecesinde, sabah ezanı öncesinde; bereketin yeryüzüne serpildiği saatlerde,
Bir avuç aç göğe; dua et Rabbine…
“Rabbim! Kainatı yaratan ve onu düzene koyan Rabbim!...
En küçük canlıları dahi bir tertip üzere yaşatan Rabbim!...
Hepsinin rızkını veren ve hiçbir gün hiçbirisini unutmayan Rabbim!...
Ey evvelkilerin ve sonrakilerin yegane sığınağı; Cennet ile cehennemin, yer ile göğün yegane sahibi yüce Allah’ım!...
Rızkımızı ve ruhumuzun gıdasını aşkınla eyle!
Yüreğimizdeki aşk emanetini kıyamete dek muhafaza eyle!
Ramazanın bereketiyle bereketlendir ruhlarımızı;
Maddi, manevi feyizlendir emanetin olan yuvamızı…
Dünya geçilecek bir köprü, köprü üzerine inşaat mı olur?
Senin aşkınla yanana senden başka derman mı bulunur?
Dualarımızı kabul et, habibine dost eyle bizi,
Senin izninle bir sonraki Ramazana kavuştur hepimizi…
Amin, amin, amin… Rahman ve Rahim olan Kerem sahibi amin…