Bidon Kafa'nın bendenize gönderdiği ve ;"Hocam, bu yazdıklarımı kamuoyu ile paylaşırsan memnun olurum" dediği yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Şöyle başlıyor bidon kafanın yazdıkları:
Merhabalar! Goodmorning! “Önce selam sonra Kelam. Selamı verdik sıra kelamda. Ben Bidon kafa! Nam-ı diğer G.K.A Bir başka adla makarnacı. Bu isimlerden/lakaplardan hiç gocunmuyordum düne kadar. Çünkü bu lakapları bana ülkemizin ilerici! Çağdaş! Laik! Demokrat! Batılı! Aydın, Avrupa görmüş… İnsanları vermişti. Onların bizim gibi insanları muhatap alıp hakaret etmeleri bile güzeldi.
Bu güne kadar bu lakaplarla yaşadım. Alışmıştım bu hayata ve böyle anılmaya. Lakin artık bıktım makarnacı olmaktan, göbeğini kaşıyanlarla birlikte yaşamaktan. Sınıf atlamaya, bir üst sınıfa geçmeye karar verdim. (çünkü geçengün piyango çıktı bana.Yüklü bir param var artık.) Bundan sonra ben de her çağdaş, modern, aydınlanmış, batıcı insan gibi, Fransız gibi giyinen, Alman gibi çalışan, İngiliz/ABD gibi sömüren, Beethoven ve saz arkadaşlarını dinleyen, Van Gogh ve fırça arkadaşlarının resimlerinden zevk alan, girdiği ülkeleri tarümar eden, Aztekleri, İnkaları katliama uğratan, Kızılderililerin soyunu kurutan, siyahları adam yerine koymayan… Batılı, ilerici biri olmak istiyorum.
Mevla’naymış, Yunsumuş, Hafız’mış, Fuzuli’ymiş, Baki’ymiş, Mehmet Akif’miş, Necip Fazıl’mış, Tarık Buğra’ymış, Ömer Seyfettin’ miş, Kemal Tahir’miş… Bunlardan usandım artık. Bende Shakespeare, Victor Hugo, Dostoyevski, Tolstoy, Charles Dickens, Turgenyev, Emile Zola, Maksim Gorki, Balzac… Okumak istiyorum. Bağlama, cümbüş, ney sesinden usandım. Bundan böyle ben de Lir, piyano, keman… Dinlemek istiyorum. Ayrandan, limonatadan, şerbetten, meyve sularından bıktım ben de her çağdaş insan gibi kola, viski içip, spagetti , Risotto, Minestrone, Tortellini, Bruschetta…Tüketmek istiyorum.
SİYASİ GÖRÜŞÜMÜ DE DEĞİŞTİRİYORUM
Bu güne kadar ben hep Özal, Erbakan, Erdoğan gibi modernlikten ırak, çağdaşlıktan nasibini almamış, ilericilikten ve çağdaşlıktan fersah fersah cüda, sadece hizmet diyen yol köprü baraj yapan, hastane okul yapan..Buna karşılık Batıdan ve modernlikten pek uzak bu insanlara oy verdim. Onların siyasi görüşlerini ve sosyal hayatlarını benimsedim. Bu siyaset anlayşını reddediyorum. Ben de artık çağdaş, ilerici, halkçı, modern, çalışkan insanların siyasi görüşlerini benimsiyor,um. Bundan böyle ben de artık makarna değil spagetti yiyeceğim. Başıma bidon değil normal bere takacağım. Göbeğim kaşığında göbeğimi değil g....zümü kaşıyacağım.( Çünkü ilerici insanlar böyle yapıyorlar.) Üstelik de onların oy verdikleri partilere oy vereceğim...
Dün akşam bu duygu ve düşünce atmosferinin baskısı altında son kararımı verdim. Artık bende sınıf atlayacaktım. Son kez makarnamı yedim, göbeğimi kaşıyarak yatağıma girdim. Yanımda getirdiğim bidonu da son kez başıma geçirip birkaç selfi yaptım. Göbeğimi kaşıyarak uykuya daldım.
UYKUMDA GARİP ŞEYLER GÖRDÜM
Uykumun en derin anında acayip bir rüya gördüm. Rüyamda 24 Haziran başkanlık seçimleri 2. Tura kalmış. 8 Temmuzdaki seçimlerde, Erdoğan’la, birinci turda en fazla oy alan CHP nin adayı Muharrem İnce yarışmaya girmiş: CHP li İnce, bu turda Saadetin, İyi Partinin, HDP nin, Batılı tüm devletlerin ve bazı örgütlerin ve de körfezin şişman kedilerinin… Desteği ile 100 oy farkla seçimi kazanmış.
Sonuçlar açıklanır açıklanmaz ilk kutlamayı Kandildeki pkk’lılar, havai fişekler patlatarak yaptılar. Bu fişekler o kadar büyük, o kadar güçlüydü ki ışığı Sadece Türkiye’nin doğusunu değil Irak’ın Suriye’nin İran’ın komşu bölgelerini de aydınlattı. ABD’ de Trump ve F. CNN, BBC gibi yüzlerce kanalın katıldığı bir basın toplantısına el ele geldiler. İkisinin de yüzü gülüyordu: “Osmanlı Rüyası sona erdi” dedi Trump. “Otoriteden izin almadan Türkiye’yi yöneltmeye kalkanların akıbeti feci olur…” dedi adamı. .
Londra’dan, Paris’ten, Berlin’den, Şam’dan, Riyad'dan, Telavivden zafer şarkıları yükseldi. Dünyanın her tarafından duyuldu bu gulguleler. Saadetçiler mevlit okuttular Kocatepe camiinde. Asiltürk; " Milli Görüşçü olmadan kimse bu ülkeyi yönetemez. Çoluk çocuk 15 senedir sadece yol yaptılar, köprü yaptılar, eğitime para harcadılar, sağlığı iletişimi ve ulaşımı geliştirdiler. Lakin Milli Görüş gömleği giymeden yapılan Hizmetlerin hepsi batıldır. Bu nedenle bu hizmetlerin hiç kıymeti harbiyesi yoktur. Erdoğan’ın gitmesi çok güzel oldu. Bu zafer bizimdir.” Dedi. İsrail’deki coşku eşine rastlanmayacak türdendi. Neteynahu basına demeç verirken yüzündeki sevinç dışarıya apaçık yansıyordu...”Bize Kim ONE MİNUTE “ çeker sonu böyle olur…” diyor ardından ekliyordu, “Osmanlıymış, Hz Ömer’miş, Kanuniymiş, yavuzmuş, adaletmiş…” bunların devrinin bitmediğini iddia edenler Erdoğan’ın akıbetine bakmalı…” Rusya’dan, Çin’den, batıdan, müstarğriplerden, kahkahalar; mazlum coğrafyalardan, Arakandan, Somaliden, Filistinden, Iraktan, Yemenden, Libya’dan, Mülteci çadırlarından, garip gurabanın evlerinden, Afrika’dan, Avrupa’daki devlet desteği ile özgürlükleri pkk gibi örgütler tarafından kısıtlanan gurbetçilerin evlerinden AHLAR ENİNLER yerle gök arasını dolduruyordu….”
TIPKI ECEVİT SEZER GİBİ…
Rüyam bitmemişti henüz. 4 partinin desteği ile başkanlığa oturan M. İnce 5-6 ay içinde dövizi, altını, enflasyonu fırlatmayı başarmış, bunun üzerine bu gidişata dur demek için 3. Hava Limanının, Çanakkale Köprüsünün inşaatlarını ve Kanal İstanbul projesinin ön çalışmalarını durdurma kararı vermişti. Ayrıca Başkan, Batıyı eleştiren Osmanlıyı, Selçukluyu anlatan dizilere (diriliş, Abdülhamit, Kutül amare…) derhal durdurma kararı verdi. İHL’ lere katsayı uygulaması başlattı. Kamuda başörtülü, sakallı çalışanlara "Ya uyun ya terkedin!" ihtarında bulundu. Hapisteki tüm örgüt mensuplarına af çıkarabileceğini söyledi. Türk Ordusuna Afrinden, Elbabtan çekilme emri verdi. Profesyonel ordu sisteminden dönüleceğini, yerli, milli silahların Nato standartlarına uymadığı için üretilmeyeceğini söyledi. Yerli Araba projesini de rantabl olmadığını söyleyerek askıya aldı.
Başkanlık seçimlerinde desteklerine karşı İnce’ye bakan veren Saadet, İyi parti, Ve HDP başkandan istediklerini tam alamayınca; CHP de bu partilere fazla imkanlar verildiğini öne sürünce hepsi beraber Başkan İnce’den randevu talep ettiler. Külliye ’de yapılan hararetli tartışmalar neticesinde Başkan İnce, Kılıçdaroğlu, Akşener, Karamollaoğlu, Demirtaş dörtlüsüne kızarak; “İstekleriniz Anayasaya aykırı. Ve yerine getirilmesi mümkün olmayan şeyler. Alın şu anayasayı iyi okuyun!” Diyerek yeni anayasa kitapçığını onlara fırlatınca, liderlerin hepsi birden toplantıyı terk edip basının karşısına geçtiler ve “Sayın başkan bize karşı devlet adabına uymayacak bir tarzda davrandı. Bize anayasa kitapçığını fırlattı. Bu böyle gitmez…” diye demeçler verdiler. Ülke tıpkı Ecevit zamanındaki gibi tepe taklak oldu. Üç beş banka battı. Faizler yüzde 500 lere çıktı. Döviz bir günde yüzde yüz arttı. Dış yatırımlar bıçak gibi kesildi. Gözler hemen ABD ye, Dünya bankasına KEMAL DERVİŞ gillere çevrildi…” Tam bu sırada ben kan ter içinde uykudan uyandım. "Rabbim kabusmuş iyi ki gerçek değilmiş" dedim kendi kendime. Kalkıp abdest aldım iki rekat namaz kıldım . Rüyamı unutmadan klavyenin başına geçerek yazdım rüyamı. Ve Tam vazgeçmek üzere olduğum Göbeğini kaşıyanlar, bidon kafalılar sınıfına geri döndüm. Ve yine 24 Haziranda oyumu nereye vereceğimi öğrendim..."
Bidon kafanın yazdıkları böyle. Haydi hayırlısı bakalım.