Son günlerde patlayıveren cumhurbaşkanının görev süresinin beş mi yedi yıl mı olduğu tartışması aslında teknik bir ayrıntı: Yedi yıl için seçilmişse görevi bir daha yenilenemeyecek olan cumhurbaşkanı, süresi beş yılda bittiği taktirde bir kez daha aday olabilecek... Hepsi bu...
CHP lideri Deniz Baykal'ın "Yedi yıl rejim sorunu yaratır" anlamına gelen açıklaması bu yüzden havada kalıyor. Cumhurbaşkanının süresi ile cumhurbaşkanının anayasal yetkileri arasında doğrudan bir ilinti yok; CHP lideri dikkatini o alanda yapılması gereken anayasa değişiklikleri için uyanık tutmalı.
Eğer bugün bu konuda bir muğlaklık yaşanıyorsa, bunun sebebi, büyük çapta CHP ve lideri Deniz Baykal'dır...
Ahmet Necdet Sezer'in cumhurbaşkanlığı süresi 2007 yılı mayıs ayında sona ermişti. Meclis'in yenisini seçmesini 367 oy şartını Anayasa Mahkemesi'ne götürerek engelledi CHP ve iktidar partisini bir daha aynı kargaşa yaşanmasın diye cumhurbaşkanı seçimi kurallarıyla oynamaya zorladı. Bundan sonraki ilk cumhurbaşkanı halkoyuyla ve beş yıllığına seçilecek, seçilen isterse bir kez daha seçilebilecek...
Yeni hukuki çerçevenin mimarı Ak Parti olabilir, ama Ak Parti'yi o noktaya sevk eden CHP'dir...
Şu andaki sorun Abdullah Gül'ün süresiyle ilgilidir. Genel seçimle tazelenmiş yeni Meclis tarafından 2007 ağustos ayında seçildiğinde, bu, yedi yıllık bir görevlendirme miydi, yoksa iki döneme uzanabilen beş yıl için mi seçilmişti Abdullah Gül?
Konuyla ilgili lüzumsuz unsurları temizlediğimiz taktirde sorunu çözmekte zorlanmayız: Abdullah Gül o zaman geçerli olan anayasa maddesi işletilerek Meclis tarafından cumhurbaşkanı seçilmişti; "Cumhurbaşkanı halkoylamasıyla seçilir" diyen anayasal düzenleme sonradan yapıldı. O maddeye göre, Meclis tarafından seçilen cumhurbaşkanları tek dönem için yedi yıllığına göreve getiriliyordu. Halkın seçeceği cumhurbaşkanları ise iki döneme uzayabilen beş yıllık dönemler için ve iki turlu seçimle seçilecek; anayasanın sonradan değiştirilen hükmü böyle söylüyor.
Abdullah Gül ister beş ister yedi yıllığına seçilmiş olsun; Deniz Baykal'ın söylediğinin tersine, süre konusunun rejimle uzaktan yakından herhangi bir ilişkisi yoktur.
Kuralları hatırladığımızda Cumhurbaşkanı Gül'ün yedi yıllık bir süre için seçildiğini ve süresinin 2014 ağustos ayında sona ereceğini kolayca çıkartabiliriz. Sonradan anayasada yapılan değişiklik seçilmiş cumhurbaşkanını bağlamaz; Fransa da süreyi yediden beşe indirdi, ama yeni düzenlemeyi o sırada Elysee Sarayı'nda oturan Jacques Chirac'a uygulamadı.
Anayasal kural, seçim sistemiyle ilgili yenilik getiren düzenlemelerin ancak bir seçim sonra uygulanabileceğidir.
Kimbilir kaç kez bu sütunda aynı yolda görüş belirttim, ama Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ve bazı Ak Parti sözcülerinin farklı görüşte oldukları da belli; tuhaftır, Cumhurbaşkanı Gül de beş yıllık iki dönem için seçildiği tercihini gönlüne sindirmiş gibi... Kim ne derse desin, tercihler hukukla çatıştığında son sözü hukuk söyler; bu konuda da son söz Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) ait...
Mevcut cumhurbaşkanının süresinin şimdiden belirlenmesinde yarar var; YSK beklemeden konuyu ele alıp sonuçlandırsa iyi olacak. O durumda önümüzdeki beş yıla yakın zamanı halkın seçtiği cumhurbaşkanının yetkilerinin neler olması gerektiğini belirlemek ve belirlenenlere hukuki çerçeve sağlamak için değerlendiririz.