Wikileaks belgelerinde dün Rusya'nın günüydü. Açıklanan belgeler arasında Amerika'nın Moskova'daki büyükelçiliği tarafından Washington'a geçilmiş kriptolar yoğunluktaydı.
Bugüne kadar Rusya'yla ilgili yayımlanmış belgelerin bazısına şöyle bir bakalım: Belgenin birinde Rusya'dan 'mafya devleti' olarak söz edilirken, bir başkasında Gürcistan'daki ayrılıkçıları desteklediği, ötekinde kendisine karşı diklenen Alexander Litvinanko'nun zehirle öldürülmesini Putin'in istediği, Putin'in Rusya dışında gizli serveti olduğu bilgisi yer alıyor. Rusya PKK'ya silah satmış belgelere göre... Başbakan Putin'i film kahramanı 'Batman'e, devlet başkanı Medvedev'i onun çömezi 'Robin'e benzetmiş bir rapor yazarı...
Ne güzel, değil mi? Raporlar yurtdışında görevli diplomatlar tarafından kaleme alındığı için, çirkin benzetmeler ABD yönetim kademelerinde bulunanlar hakkında yapılmıyor nasıl olsa, hoş olmayan yakıştırmalar da Amerika'ya yönelik değil...
Yukarıya birkaçını aldığım iddia ve ithamlar Rusya'da kimbilir ne tepkilere sebep oluyordur. Ankara'dan Washington'a yazılan raporlarda varolan asılsız iddialara "Amerikalılar yazdıysa doğrudur" tepkisini verenler bizde çıktığına göre, Rusya'da da birileri ülkeleriyle ilgili Wikileaks belgelerini neden ciddiye almış olmasın?
Evet, belgeler, Amerikan yönetimi için diplomatların kaleme aldığı notlardan oluşuyor, ama yine de içlerinde Amerika'nın çalışma yöntemlerine ışık tutması bakımından üzerinde durulmayı hak edenler var. New York'ta, Birleşmiş Milletler'de (BM) görevli yabancı diplomatlara karşı casusluğu andıran faaliyetleri deşifre eden belgeler gibi...
New York Times'ın, elindeki belgeleri inceleyerek verdiği hüküm şu: "Dışişişleri bakanları Condoleezza Rice ve Hillary Rodham Clinton tarafından gönderilmiş Washington çıkışlı 2008 ve 2009 tarihli yarım düzine kripto, saldırgan istihbarat toplama faaliyetlerini ayrıntılandırıyor."
Kriptolarda, Amerikalı diplomatlardan, görev yaptıkları ülkenin ordusu ve istihbarat örgütünün iletişim ağlarıyla ilgili bilgi göndermesi dahi isteniyor. BM'de çalışan diplomatlarından, başka ülke diplomatlarının kredi kart numaralarını, hava yolları şirketlerinden sık seyahat edenlere verilen kart dahil kişisel bilgilerini ne yapıp edip öğrenmelerini de istemiş Washington...
Belli ki, Amerikan Dışişleri Bakanlığı, diplomatik görev sınırlarını hayli esnek kabul ediyor.
Aslında Sam Amca'nın başka ülkelerin diplomatlarını hedef alan istihbarat faaliyeti yürüttüğü yeni bir haber değil. İngiliz Observer gazetesi, 2003 yılında, ABD'nin, Irak'ı işgal hazırlıkları sırasında, süper-gizli istihbarat birimi NSA'nin dikkatinin BM Güvenlik Konseyi'nde görevli diplomatlar üzerinde yoğunlaştığını kanıtlayan bir belge yayımlamıştı.
Belgeye göre, NSA, BM'de görevli diplomatların ev ve ofis telefonlarıyla e-postalarını takip altına almıştı. NSA yetkilisi, New York istasyonuna, Irak'la ilgili oylama öncesinde BM çalışanlarına karşı istihbarat toplama faaliyetlerini artırma talimatı veriyordu ele geçen belgede.
Sözün kısası, ABD, yabancı devlet adamlarıyla diplomatların özel ve resmi hayatlarını eskiden beri merak eder ve haklarında istihbarat toplama faaliyeti yürütür. Yeni belgelerin gözlere soktuğu yenilik, eskiden Washington'un bunu istihbarat örgütleri aracılığıyla yapmaya çalışırken, son zamanlarda diplomatlarını da benzer bir faaliyetle görevlendirmesi...
Hem yanlış, hem de tehlikeli bir gelişme bu.