Beled Suresinden Bir Kaç Ayet...

Selma ÖZTÜRK

Beled Suresi Kuran-ı Kerim’in 90.ıncı suresidir. Kuran’ın belkide belagat açısından en güzel surelerinden biridir. Bu surenin ayetlerinin sonunda kafiyelere sık sık rastlamaktadır. Kafiyelerden oluşması sebebiyle kolay ve çabuk ezberlenebilen surelerden biridir. Ayetleri gayet kısa ve kolaydır. Beled suresini Allah-u Teala (son surelerin bir çoğunda olduğu gibi) bir yemin ile başlar. (Kasem dediğimiz bu yemin uslübunu Yüce Allah kitabında sık sık kullanır. Yemini ise daima büyük ve önemli şeyler için eder.) Beled suresinin yedinci ayetinden onuncu ayetine (7-10 ayetler) bakıp incelediğimiz zaman, ibret verici ve biz aciz kulları tefekküre götürecek içerikler bulabiliriz. Bu ayetleri Allah soru şeklinde oluşturmuştur ve okuyucularına şöyle sormaktadır: “E yehsebu el lem yerahu ehad?” Yani “O (insan) kendisini hiç kimsenin görmediğini mi zanneder?” Ve hemen peşinden sormaya devam eder: “E lem necal lehu ayneyn. Ve lisanev ve şefeteyn. Yani “Biz (Allah) ona iki göz vermedik mi? Bir dil ve iki dudak vermedik mi?” diye. Yüce Allah burada kullarına bu tarzda böyle soruları yöneltiyor efendim. Ve bu sualleri seçmekle beraber, kendisi aynı anda bu sorulara gizli bir cevap vermiş oluyor. “Vermedik mi?” sorusunun altında “Verdik” cevabı yatmaktadır çünkü. Bu tarz sorularla Allah kullarını kendilerinin kimin tarafından yaratıldılarını hatırlatmak istiyor ve yaradanın kendisinin olduğunu açıkca ifade ediyor. Bir çoğumuz Kuran’da böyle seçkin, güzel ve ibretli ayetlerin var olmasından haberdar değiliz belki. Fakat onlar Kuran’da mevcuttur.

 

Allah’ın ibret için özellikle bu vücut azalarını seçmesi ise ilginçtir. İki göz ile başlıyor, dili ilave ediyor ve iki dudakla bitiriyor soru yağmurunu. Görmek için gereken o iki gözü, konuşmak ve tatmak için gereken o dili ve yine konuşmak için gereken o dudakları burada ifade ediyor ayetlerinde. Elbette bazı insanlar ya doğuştan veya sonradan ama (kör) dırlar. Bu ayetler onlar için geçerli değildir diyebilirsiniz. Fakat bunlar dünyadaki insanların çok büyük bir azınlığını teşkil etmektedirler. İnsanlık aleminin ekseriyeti hiç kuşkusuz gören göze ve konuşan bir dile sahiptir.

 

Ama tekrar giriş sorusuna bakacak olursak, o soru daha da etkileyici, daha da isabetlidir. “O (insan) kendisini kimsenin görmediğini mi zannediyor?” diye soruyor yüce rabbimiz bizlere.

 

O bizi görüyor efendim. O bizim her hal ve hareketimizi görüyor ve onlardan daima haberdardır. Bunu kendisi ayetinde ifade ediyor. Adeta, “Ey insan, sen seni kimsenin görmediğini mi zannediyorsun?” demekle, hafif bir ikaz mahiyetinde bunu haber vermektedir. “Sen seni kimsenin görmediğini zannediyorsun belki, ama seni gören biri var, BEN seni görüyorum, BEN görüyorum.” demektir bu. Sanki bir “Ayağını denk al. BEN seni görüyorum. Ve sırf BENİM görmem senin için yeterli olması gerek” ifadesi yatıyor bu ayetin altında. O bizi her an gördüğüne göre, bu durum, bizimde her dem O’nun huzurunda bulunmamız ve bu bilinçle yaşamamız gerektiği demektir.

 

Burada Beled Suresi’nin bütün tefsirine girmek istemiyorum. Elbette ki diğer ayetleri de en azından bu takdim ettiğim ayetler kadar güzeldir ve bu yüzden de okumaya değerdir. Tefsirine bakıp okumanızı tavsiye ederim. Allah’ı daha iyi tanıyıp O’nu anlamak için büyük bir fırsattır.

 

Bu ayetleri böylelikle tanımış olduk. Bundan böyle, en geç her sabah veya her defa aynaya bakıpta yüzümüzü gördüğümüzde bu ayetleri hatırlayalım... Bu gözleri, bu dili ve bu dudakları şekillendireni, onları bize vereni yad edelim ve içimizden derin bir nefesle beraber bir şükür yöneltelim kendisine. Zira O bize bu soruları sorduğuna göre, elbette (kendisi cevabını daha önce vermiş olsada) bu sorulara bir de bizlerden bir cevap beklemektedir. Bizim cevabımız ise belli olması gerekir. “Evet Allah’ım onları bize hiç kuşkusuz ve hiç şüphesiz SEN verdin. Çünkü yaradan SENSİN. Hücreleri ve dokuları, organları ve azaları meydana getiren SENSİN. Gözlerin, dilin ve dudakların anatomisini çizen yine SENSİN.” İşte Beled Suresi, işte tefekküre davet...

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.